Doğu Türkistan, tarihte birçok Türk Devletinin kurulduğu merkezdir. Tarihi kaynaklardan anlaşıldığına göre Büyük Hun İmparatorluğu M.Ö. IV. yüzyılda Doğu Türkistan’ da kurulup, gelişmiştir. Bilinen ilk Hun Tanrıkut’u Tümen (Teoman) ve onun oğlu Mete imparatorluğu bu topraklar üzerindedir. Büyük Hun İmparatorluğu’nun M.S. 216’da yıkılmasından sonra Doğu Türkistan’da sırasıyla Kangkıl (Kao-ch’e),Göktürk, Türgiş, Karluk ve Uygur Devletleri kurulmuştur. M.S. 840 yılında ise İslam Dinini ilk olarak kabul eden Türk Devleti Karahanlılar Doğu Türkistan’da kurulmuştur. Türkler, Karahanlılar döneminde ( 840 – 1212 ) büyük bir hızla Müslüman olmaya başlamıştır. Karahanlılardan sonra, yine Doğu Türkistan’da yine birer Türk Devletleri olan Çağataylılar, Timurlular, Seidiye Hanlığı, Kaşgariye Devleti ve Doğu Türkistan Cumhuriyeti gibi devletler kurulmuştur. Çin Mançu İmparatorluğu tarafından işgal edilinceye kadar Doğu Türkistan’daki Türkler bağımsız olarak yaşamışlardır.
1755 yılında Çin Mançu işgalcileri Jungarlar arasındaki taht kavgalarını fırsat bilerek, 751’deki Talas Muharebesinden aldığı ağır yenilgiden yaklaşık binyıl sonra tekrar Türkistan topraklarına saldırdı ve 1757’de Doğu Türkistan’ın tamamını işgal altına aldı. Çin işgalinin başlamasıyla bölgede huzur ve güven kalmamıştır. Çin işgalden sonra bölge halkına inanılmaz baskı uygulamıştır. Korku rejimi kurularak insanlara zulüm ve işkenceler yapmaya başlamışlardır. Zulme ve esarete karşı duran Doğu Türkistanlı Türkler, zaman zaman Çin işgalcilerine karşı ayaklanmışlardır. Bütün ülke çapında başlatılan kurtuluş hareketi kısa zamanda meyvesini vermiş ve Yakup Han’ın liderliğinde 1865’te Kaşgariye Devleti ( 1865 – 1878 ) kurulmuştur. Fakat Çin ve Rus imparatorluklarının kıskacı altında kalan bu yeni Türk Devleti (Kaşgariye Devleti) Rusların desteğini alan Çin Mançu işgalci devleti tarafından 1878’de ikinci kez işgal edildi. İşte bu tarihten sonra Çinliler Doğu Türkistan’ da korkunç bir imha ve asimile hareketi başlatmıştır. Çinliler artık bu toprakların kendilerinin olduğunu zannederek 1884’te buraya Çince “yeni hudut” ya da “yeni kazanılmış toprak” anlamındaki “Xinjiang” (Batılılara göre Sinkiang) ismini vermişlerdir. Sonra bütün kasaba, şehir ve makam isimleri Çinceleştirilmiştir. Binlerce rejim muhalifi insan hakları savunucuları, din adamları, sadece düşüncelerini ifade ettikleri için, ceza evlerinde, askeri çalışma kamplarında, gayri sıhhi şartlar altında tutulmaktadır. Bu durum Uluslararası Af Örgütü raporlarında mevcuttur. Nitekim, Doğu Türkistan’da etnik gruplara mensup temel insan haklarının şiddetle bastırıldığı, çoğu zaman yargılama olmaksızın tutuklandıkları, siyasi tutukluların ise uluslararası adalet standartlarından çok uzak yargılamalar neticesinde uzun süre mahkûm edildikleri, temerküz kamplarında orta çağdaki gibi kürek cezasına tabi tutuldukları, mahkûmların toprak üstünde ya da bir parça saman üzerinde yatırıldıkları ve her yıl yüzlerce Müslüman Türk’ün stadyumlarda şova dönüştürülerek idam edildikleri, uluslararası kuruluşların raporlarında belirtilmektedir. Uluslararası Af Örgütü resmi raporuna göre tek parti kontrolündeki “yargı” tek celsede ölüm kararı verebilmektedir. Doğu Türkistan’ da yoğun olarak uygulanan “ölüm cezası” ise halkı sindirmek için yaygın ve keyfi olarak infaz mangaları önünde geçekleştirilmektedir. Bu kararlar verilirken suçun tespiti cihetine gidilmemektedir. Keza, infazı gerçekleştirilen mahkûmların böbrek, kalp, kornea, göz gibi organları satılmak üzere operasyonla alındıkları, cesetlerin ise oracıkta veya belli fırınlarda yakıldıkları görülmüş ve bu hususlar İnsan Hakları Örgütlerince yerinde tespit edilmiştir.
Doğu Türkistan, kan ve gözyaşıyla yoğrulmuş, acımız olmuş, yüreğimizin ta içine işlemiş bir yaradır. Bu yaranın bir an önce iyileşmesi için Doğu Türkistan üzerinde dolaşan kara bulutların bir daha gelmeye cüret edemeyeceği coğrafyalara dağıtılması gerekir. Beklenilen gün, yüce Allah’ın izniyle belki yarın, belki de yarından da yakın. Çünkü rüzgâr şiddetini arttırarak Doğu Türkistan’a doğru yönelmiştir. Bulutların rüzgâra mukavemet gösterdiği baki değildir.
KANAYAN YARA DOĞU TÜRKİSTAN