Kapıdaki Düşman

Düşman sözlük anlamı ile ; Birinin kötülüğünü isteyen, ondan nefret eden, ona zarar vermeye çalışan kimse, hasım, dost karşıtı. Bir şeyin yaşamasına, barınmasına engel olan (güç, tutum vb). Bir şeyi büyük ölçüde kullanıp tüketen kimse. Bazı şeylerden nefret eden kimse.

Böyle bir sözlük anlamından yola çıksak, etrafımızda pek de dostumuz olmadığının kabak gibi meydanda olduğu görürüz. Aslında bu düşmanlığı tetikleyen ana unsurlar ve belli odaklar olması gereklidir. Aksi durumda bu kadar sistematik ve kurallı bir şekilde bu işin koordine edilmesi imkansızdır. Ayrıca bu bir rastlantılar silsilesi de olamaz.  Birileri sürekli olarak kardeşliğimize ve barışımıza nifak tohumları serpmek için o veya bu şekilde farklı şerh odaklar ile saldırılar düzenlemektedir. Kendi maşalarını istedikleri gibi kullanıp, sistem içinde istedikleri alana nüfus edip o alanda kargaşa ve savaşı tetiklemektedir.  

Peki, çıbanın başı kim?

İngiltere ve ABD’nin süper güç olarak dünyayı yönetmesinin arka planındaki organizasyonlarda  Rothschild ve Rockefeller aileleri gibi ailelerin rolü ve imzası büyüktür. İngiltere ve ABD’de dünya ekonomisine yön veren sayısız şirketin koordinasyonu yapan da yöneten de bunlardır. Bunlar öyle bir sermaye ve öyle bir gücü ellerinde tutmaktadırlar ki; bombayı üreten de tetikleyen de beyinleri uyuşturan da bunlardır. Bu bombadan korunmak için gerekli koruma ekipmanını üretip satan da bunlardır. Dünyayı kendi etraflarında istedikleri gibi döndüren, istedikleri yerde savaşı tetikleyen, istedikleri yerde barışı haber veren de bunlardır. Dünyaya hastalıkları yayan ve akabinde ilacını da satan bunlardır. Gizli tüm örgütlenmelerin yazılım ve donanımlarının fabrika ayarlarını yapan da bunlardır.

Bu şer odaklar gün ve an itibari ile topyekûn milletimize ve birliğimize saldırmaktadırlar.

Bu saldırıların asıl sebebi ise, Asya ve Avrupa’da hızla gelişen ve büyüyen, eşsiz kaynaklara sahip olan ülkemizdir. Kendileri, genç ve doğurgan nüfuslarını kayıp ettikleri için ülkemizin yeni yetişen, sağlıklı,  zeki ve genç beyinlerini de çok büyük bir risk olarak görmektedirler. Gelecek 100 yıllık dönem içinde beyinleri sadece uyuşturucu, dans ve uyku üçgeninde kalan kendi gençlerinin sonunu ve akıbetini gördükleri için, ellerindeki tüm ekonomik imkanlarını soğuk savaş için seferber edip, güzel ülkemin, eşsiz vatanımın fikri ve vicdanı hür, bir o kadar diri ve akıllı genç bireylerini farklı oyunlara getirip birbirlerine kırdırma çabası içine girmişlerdir.

Unuttukları ise  ”benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var”  dizeleridir.  Batıya ve batıla karşı gençlerin  iman dolu bir yüreği ve koşulsuz teslim edecekleri canları baki olarak  mevcuttur.
YORUM EKLE