Kelkit’in dumanlı dağları
Ne güzeldir yeşil bağları
Kız söyler teze gelin ağlar
Yas tutar köyün ağaları
 

Bir yiğit göçeceği zaman bakarsınız ki Kelkit’in dağlarını duman kaplamış.

İşte o zaman feryatlar başlar.

Ağıt üstüne ağıt. Herkes delik arar ki oraya saklansın.

Çünkü bu feryatlar o kadar içten o kadar duygu yüklüdür ki herkes kendinde bir pay bulur.

Peki biz bu yiğitlerin yaşarken kıymetini bildik mi?

Kurşunlara kendini siper eder Fuat ALTUN’nun,

İlay-ı Kelimetullah için yollarda ömrü geçen Ali Metin TOKDEMİR’in,

Şair Nurettin ÖZDEMİR’in,

Tayfur Efendi’nin,

Hafız Osman Efendi’nin,

Ziya Efendi’nin,

Hoca Tahir Efendi’nin,

Zevraki ‘nin,

Dilaver CEBECİ’nin,

Ve daha bir çok şahsiyetin kıymetini bildik mi?

Günümüzde yaşayan Aydın DOĞAN’ın,

Lütfi DOĞAN’ın,

Ali Coşkun HİRİK’in,

Mahmut POLAT’ın,

Aşık Kul NURİ’nin,

Ve adlarını sayamadığımız daha birçok Kelkitli şahsiyetin kıymetini biliyor muyuz?

Uyan hey Kelkitlim uyan
Bak koşuyor seni duyan
Kimler gelmiş kimler geçmişte
Bak kalmamış seni okuyan
 
Temsilde hata olmasın ama biz, bizden olan birisine çokta kıymet vermiyoruz galiba.

Oysa onlar, zor şartlar altın okumuş, çalışmış, çabalamış belirli bir yere gelmiştir.

Ayrıca bu şahsiyetlerin memleketimizin dışında saygın  yerleri olduğu halde, ilçemizde istenilen ilgi ve alakayı görememektedirler.

Oysa ki onlar memleketimizin dışarıya açılan pencereleridir.

Onlar memleketimizin aynasıdır.

Onlar biziz, bizlerse onlarız.

Unutmayalım.
 
Yetişene sen sahip çık

Fırsat bu, tabuları yık

Olmasın bizde kırgınlık

Kelkit’in bahtı olsun şık.