Paramızın değeri mi çok düştü, yoksa hayat mı çok pahalı? Kesin olan bir şey var ki, ev kiraları gereğinden fazla ücret karşılığında kiraya veriliyor. Aslında konuyu daha önce buradan sizlerle paylaşmaya niyetlendim. Ama güncel yazılara zaman ayıralım derken her seferinde ihmal ettiğimin farkındayım. Birçok vilayette GÜMÜŞHANE’deki ev kiralarının konuşulduğunu biliyor musunuz?
Çoğumuzun birden fazla evi olduğu için bu durum pek dikkate alınmıyor. Birçoğumuzun ev sahibi olmasının mümkün olmaması da dikkatsiz davranmamıza neden oluyor. Şöyle ki, birden fazla evi olanlar muhakkak oturdukları ev haricindeki haneleri kiralıyor. Alt katta, üst katta, yan blokta, karşısındaki apartmanda kira ücreti ne ise benimki de odur deyip, o şekilde evini kiraya veriyor. Onun için önemli olan ev kirasında gelecek olan paradır. Kimin oturduğu, ne şartlarda hayatını idame ettirdiği doğal olarak ev sahibinin sorunu değil. Yine maddi imkanları elverişli olmayanların mecburen kirada hayatını sürdürdüğü kesim ise, artık cebine göre ev aramaya başladı. Vay bu ev küçükmüş eşyalarım sığmaz, bu ev çoluk çocuğumuz için çok küçük, yok burası iş yerimize çok uzak, bir de ulaşım için para vereceğiz. Bu mahalle çok güzel, bu site modernmiş artık aranmayan vasıflar haline geldi.
Kira fiyatları o kadar çok yüksek ki, hayret etmemek elde değil. Bugün Gümüşhane de kiracı olanların büyük bir bölümü devlet memuru veya öğrencidir. Geri kalan kısmı ise özel sektörde asgari ücret alan ya da ona yakın bir rakam ile gelir elde eden kesimden oluşuyor. Bunların aldıkları maaş ile ödedikleri kira ücretini kıyasladığımızda ay sonunu sadece kuru ekmek yiyerek getirmeleri gerekir. Bir gün bize biri gelip dese ki, bilmem kaç yıl sonra Gümüşhane de ev kirası 800-1000 TL’ye kadar çıkacak adama deli der, gülüp geçerdik. Bugün gelinen noktanın yorumunu siz yapın. Düşününce çıldırası geliyor insanın. Ülkenin en geri kalmış vilayetinde, sosyal hayat bitmiş, deniz, havuz keyfi yok. Dört dörtlük tesisi olan hiçbir apartman, site mevcut değil. Ev kiralarına baktığınızda sanki malikâne taksiti gibi…
Bu işlerle ilgilenen, bunu kontrol altına alan bir kurum, yetkili vardır elbette. Rastgele herkes kafasına göre ev kirasını dilediği gibi belirleyebiliyorsa vah bu milletin haline, vay asgari ücret ile geçimini sağlayanların haline. Bu kadar vurdumduymazlık, bu kadar fahiş fiyatlarla ev kirası belirlemek mi olur? TOKİ, Cumhuriyet ve Atatürk Caddesi güzergahında bir ev kiralamak bugün Akdeniz, Marmara, Ege denizleri kıyısında villa kiralamakla mukayese ediliyor. Diyelim ki, buralar kentin göbeği, merkezi olduğu için değeri artıyor ya arka sokaklardaki kooperatiflere ne demeli?
Konut kiralarının süratle düzenlenmesi ve gözden geçirilmesi gerekir. Hali vakti yerinde olan insanlar için elzem bir durum olmayabilir. Ama şuna kesinlikle inanın ki, fakir ve yoksul aileler ev kiraları yüzünden sofralarına zeytin götüremiyor. Öte yanda 4-5 öğretmen yada öğrenciler veya askeri personelin bir araya gelerek kiraladığı ev ile asgari ücretli bir ailenin ev kiralaması aynı olmaz. Bir araya gelen memurlar kişi başına 150-170 TL vererek ev kirasını bölüştürdüklerinde bu durum kendilerini pek de etkilemiyor. Fahiş ev kirası fiyatlarının önlenmesi ve düzenlenmesi için fakir ve yoksul aileler beklemelerini sürdürüyor.Sizlerin veya yakınlarınız da memur veya öğrenci olabilir bu durumlar onların başlarına gelebilir lütfen vicdanlarımızı yoklayalım.
Söz konusu kiralar olunca iş yerleri ile ilgili olarak bir şeyler söylemek istiyorum. Ticarete atılmak isteyen veya ticaretle uğraşanlar kazançlarının dörtte üçünü kiraya veriyor. Geri kalan dörtte biri ile de iş yerinin sevk ve idaresini yapıyor. Bu şartlar karşısında esnafın kalkınması, kazanç elde etmesi mümkün mü? Ana cadde güzergahlarında iş yeri kiralamaya kalkan ticaret erbaplarının gemiz kazanı kadar yüreği olması lazım. Tamam, ticaretin yolu cesaretten geçiyor. Ama fahiş kira fiyatlarına karşı esnaflık yapmak hakikaten çok zordur. Düzenlemeye ihtiyacı olan bu kira sistemine birilerinin el atması gerekir.
ALLAH YAR ve YARDIMCIMIZ OLSUN...
Çoğumuzun birden fazla evi olduğu için bu durum pek dikkate alınmıyor. Birçoğumuzun ev sahibi olmasının mümkün olmaması da dikkatsiz davranmamıza neden oluyor. Şöyle ki, birden fazla evi olanlar muhakkak oturdukları ev haricindeki haneleri kiralıyor. Alt katta, üst katta, yan blokta, karşısındaki apartmanda kira ücreti ne ise benimki de odur deyip, o şekilde evini kiraya veriyor. Onun için önemli olan ev kirasında gelecek olan paradır. Kimin oturduğu, ne şartlarda hayatını idame ettirdiği doğal olarak ev sahibinin sorunu değil. Yine maddi imkanları elverişli olmayanların mecburen kirada hayatını sürdürdüğü kesim ise, artık cebine göre ev aramaya başladı. Vay bu ev küçükmüş eşyalarım sığmaz, bu ev çoluk çocuğumuz için çok küçük, yok burası iş yerimize çok uzak, bir de ulaşım için para vereceğiz. Bu mahalle çok güzel, bu site modernmiş artık aranmayan vasıflar haline geldi.
Kira fiyatları o kadar çok yüksek ki, hayret etmemek elde değil. Bugün Gümüşhane de kiracı olanların büyük bir bölümü devlet memuru veya öğrencidir. Geri kalan kısmı ise özel sektörde asgari ücret alan ya da ona yakın bir rakam ile gelir elde eden kesimden oluşuyor. Bunların aldıkları maaş ile ödedikleri kira ücretini kıyasladığımızda ay sonunu sadece kuru ekmek yiyerek getirmeleri gerekir. Bir gün bize biri gelip dese ki, bilmem kaç yıl sonra Gümüşhane de ev kirası 800-1000 TL’ye kadar çıkacak adama deli der, gülüp geçerdik. Bugün gelinen noktanın yorumunu siz yapın. Düşününce çıldırası geliyor insanın. Ülkenin en geri kalmış vilayetinde, sosyal hayat bitmiş, deniz, havuz keyfi yok. Dört dörtlük tesisi olan hiçbir apartman, site mevcut değil. Ev kiralarına baktığınızda sanki malikâne taksiti gibi…
Bu işlerle ilgilenen, bunu kontrol altına alan bir kurum, yetkili vardır elbette. Rastgele herkes kafasına göre ev kirasını dilediği gibi belirleyebiliyorsa vah bu milletin haline, vay asgari ücret ile geçimini sağlayanların haline. Bu kadar vurdumduymazlık, bu kadar fahiş fiyatlarla ev kirası belirlemek mi olur? TOKİ, Cumhuriyet ve Atatürk Caddesi güzergahında bir ev kiralamak bugün Akdeniz, Marmara, Ege denizleri kıyısında villa kiralamakla mukayese ediliyor. Diyelim ki, buralar kentin göbeği, merkezi olduğu için değeri artıyor ya arka sokaklardaki kooperatiflere ne demeli?
Konut kiralarının süratle düzenlenmesi ve gözden geçirilmesi gerekir. Hali vakti yerinde olan insanlar için elzem bir durum olmayabilir. Ama şuna kesinlikle inanın ki, fakir ve yoksul aileler ev kiraları yüzünden sofralarına zeytin götüremiyor. Öte yanda 4-5 öğretmen yada öğrenciler veya askeri personelin bir araya gelerek kiraladığı ev ile asgari ücretli bir ailenin ev kiralaması aynı olmaz. Bir araya gelen memurlar kişi başına 150-170 TL vererek ev kirasını bölüştürdüklerinde bu durum kendilerini pek de etkilemiyor. Fahiş ev kirası fiyatlarının önlenmesi ve düzenlenmesi için fakir ve yoksul aileler beklemelerini sürdürüyor.Sizlerin veya yakınlarınız da memur veya öğrenci olabilir bu durumlar onların başlarına gelebilir lütfen vicdanlarımızı yoklayalım.
Söz konusu kiralar olunca iş yerleri ile ilgili olarak bir şeyler söylemek istiyorum. Ticarete atılmak isteyen veya ticaretle uğraşanlar kazançlarının dörtte üçünü kiraya veriyor. Geri kalan dörtte biri ile de iş yerinin sevk ve idaresini yapıyor. Bu şartlar karşısında esnafın kalkınması, kazanç elde etmesi mümkün mü? Ana cadde güzergahlarında iş yeri kiralamaya kalkan ticaret erbaplarının gemiz kazanı kadar yüreği olması lazım. Tamam, ticaretin yolu cesaretten geçiyor. Ama fahiş kira fiyatlarına karşı esnaflık yapmak hakikaten çok zordur. Düzenlemeye ihtiyacı olan bu kira sistemine birilerinin el atması gerekir.
ALLAH YAR ve YARDIMCIMIZ OLSUN...