KİTAP VE İNSAN

İnsan ve kitap....Birbirini bütünleyen ve birbirine çok yakışan, çok değerli iki kelimedir. Kitapla birlikte dünyanın penceresini yeniden aralar, yaşamı yeniden keşfederiz. Sahip olduğumuz birçok insani değere kitap okuyarak ulaşır, bilgi paylaşımı ve bilgide güç birliği yaparak geleceğimize yön veririz.

Kitap aynı zamanda toplumların düşünsel ve bilinçsel düzeylerini de geliştirir. Okumayı seven insanların oluşturduğu toplumlarda, karşılıklı saygı ve güvenin yanında ahlak ve sosyal adalet ilkeleri de gerçek kurallarıyla işler.   
          
Medeniyetleri değiştiren ve geliştiren unsurların başın da insan ve kitabın geldiğini biliyoruz. Dünyanın en büyük âlimlerini yetiştirmiş ve en büyük kütüphane arşivine sahip Osmanlının, önemli işler başarmasının ve toplumlara yön vermiş olmasının temelinde bilgi paylaşımının ve okumanın geldiği bilinir.

Hakikaten, Selçuklunun kurulmasında Alparslan ve Nizam-ül mülk nasıl birbirlerini tamamlamışsa, Osmanlının kuruluşunda da Osman Bey ve Şeyh Edibali aynı uyumu sergilemişlerdir. Fatih sultan Mehmed' in İstanbul 'u fethetmesini bir komutanın lüzumsuz macerası değil, Ak Şemsettin'in ve sabahlara kadar okuduğu kitapların verdiği bilgi ve tecrübenin eseri olduğu bilinmelidir.

Dahası, Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın okurken yemeyi-içmeyi unuttuğunu, Ömer Nasuhi'nin geceleri saatlerce okuduğunu ve gözlerinin kan çanağına döndüğünü, Katip Çelebi’nin geceleri okurken mum sönünceye kadar okuduğunu, Cemil Meriç’in gözleri görmemesine rağmen okuma aşkının bitmeyip aksine arttığını ve çocuklarının ona kitap okuduğu unutulmamalıdır.

İlim, irfan, kitap, denince geçmişimizin göz kamaştırıcı parlaklığından övgüyle söz ederken, günümüzde millet olarak kitap ve okuma sevgimizin gittikçe azaldığını görmek son derece üzücü.

Anket ve araştırmalar Türkiye'mizin, kitap okuma konusunda çoğu Afrika ülkelerinin bile gerisinde kaldığını gösteriyor. Türkiye'de son bir ayda okunan kitap sayısının sorulduğu bir soruya, katılımcıların %40'ının hiç kitap okumadığı, %30' unun sadece 1 kitap okuduğunu söylediğini görüyoruz. Dahası Japonya’da toplumun % 14’ü, Amerika’da %12’si, İngiltere ve Fransa’da % 21’i düzenli kitap okurken Türkiye’de ki durum % 0,1 'dir.

Anlaşılan Türk Toplumu kitabı da okumuş insanı da artık sevmemektedir. Bu sevgisizliğin sonunda da birçok bireysel yetersizlik ve zafiyetler görülmektedir. İletişim becerisinde yetersizlik, problem çözmede yetersizlik, karar verme gücünde yetersizlik, planlama yapmada yetersizlik, yeni fikirler elde etme gücünde yetersizlik. vs.
 Hayata, insana ve geleceğe inananların umutsuzluğa kapılmaya hakkı yoktur. Sorun uzun soluklu, insan merkezli, birikime ve bilimselliğe dayalı projelerle pekâlâ çözülebilir. Önemli olan üretilecek projeleri kararlılıkla uygulayabilmektir.

on söz B. Franklin'in; "Bir ülkede okumaya karşı istek artmadıkça; gaflet ve bu gafletten doğacak felaket azalmaz." Selam ve Sevgiler.
YORUM EKLE
YORUMLAR
kayakaya
kayakaya - 12 yıl Önce

dogru soyluyorsunuz