Kurban

Yollar uzun yollar ince
Yol kısalır aşk gelince
Yat kurban ol İsmail’ce
Bıçak senden incinmesin
Abdurrahim Karakoç
 
            İbrahimce bir gönülden Hakk’a doğru uzanan murat kapısından geçen duanın tecellisi üç gece boyunca rüyasında haber verilince çaresizce biricik ciğerparesi İsmail’i Hakk’ın yolunda kurban etmek gerekirdi. Ki İbrahim Allah’a kalbi gönülden dua etmişti. Ve o dua geri çevrilmemişti. Ki o İbrahim mancınıkla ateşe atıldığında Enbiya Suresi 69. Ayette ifade bulduğu gibi “Ey ateş! İbrahim’e karşı serin ve selâmette ol!” emri mucibince korunmuş ve o nar İbrahim’i yakmamıştı.
 
            İsmail elbette babasındaki bu hal değişikliğinin farkındaydı ve İsmailce bir duruş, teslimiyet ve iman dolu yürekle boynunu kör bıçağa uzatıvermişti. Ancak bıçak İsmail’i kesmedi, bir daha denedi yine kesmedi, bıçağı taşa çaldı taş iki parça oldu lakin bıçak emri verenin kudretiyle İsmail’e dokunmadı bile. Ve ardından Cebrail ile bir koç süzüldü göklerden. İsmail ve kurban. İbrahim’i bir söz ve İsmailce bir teslimiyet.
 
            Ve Kuran'ı Kerim’de kurban kesmek sadece hac ibadeti yerine getirildiği sırada farz kılınmıştır. Kurbanı Allah'a olan teslimiyetin ve saygının bir sembolü olarak anlamak ve Allah'a yaklaşmaya bir vesile olarak görmek en doğru olanıdır. Zira Hac Suresi 37. Ayette de ifade bulduğu gibi;
 
Onların etleri de kanları da Allah'a asla ulaşmaz; fakat sizin takvanız O’na ulaşır. Onları size bu şekilde boyun eğdirir ki, sizi hidayete erdirdiği için Allah'ı yücelterek anasınız. Güzel düşünüp güzel davrananlara müjde ver.”
 
İş Allah rızasını gözetebilmek ve Kuran’ı Kerim’in emirlerini harfiyen, samimiyetle ve sadakatle yerine getirebilmektir. Kurban toplumda kardeşliği, paylaşmayı ve sevgiyi tesis eden en önemli sistem, en sağlam huzur yapısı ve en değerli davranıştır. Yıl boyunca kursağına doya doya et girmeyen ihtiyaç sahibi Müslümanların beklediği bayramıdır. Muhtaç ülkelerin insanlarına ulaşacak en kutsal yardım, en sağlam insani köprüdür.
 
Açlıkla imtihan edilen ülkelerin belki de en önemli vuslatıdır. Ki Müslüman diğer bir Müslüman kardeşine ve insanlığa faydası dokunandır. Bugün Afrika başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında bir kuru ekmeğe muhtaç insanların varlığı unutulmamalıdır.
 
Elbette en eftal olan en yakın akraba ve komşularını gözetip onlara ulaştırılacak olan hayır ve hasenatlarındır. Maddi olarak kazanç elde eden ve hemen tüm öğrencisini paralı okutan ve o öğrencilerden yatak, yemek ve diğer hizmetlerin karşılığını alan öğrenci yurtlarına kurban eti vermek doğru olmaz kanaatindeyim. Ancak bu yurtlarda bedelsiz olarak okuttukları öğrencilere bu hizmeti sunuyorlarsa iş başka. Ki verenin niyeti her zaman en önemli bakış açısıdır. İslami bir yolda çalışan yurt ve tesisler zaten bu durumu kullanıyorlarsa onun da cezası elbette çok çetin olacaktır.
 
Bir tarafta Doğu ve Güneydoğu’da onca aç ve muhtaç din kardeşlerimiz, Van Depremi’nde evleri ve yurtları yıkılan hemşerilerimiz varken diğer bir bakış açısıyla ihtiyacı olmadığı halde kurbanı kesip, kavurma ve kıyma olarak evdeki derin dondurucusuna dolduran hemşerilerimiz kusura bakmasınlar ama ben kurban kestim diye hiç sevinmesinler zira onların kurbanları katiyen kabul değildir. Çünkü kurban eti saklanmaz. Üç eşit şekilde biri misafirlere ikram edilir, daha çoğu kurban kesmeyen fakirlere dağıtılır ve diğer kalan kısmı aileye kalır.
 
Rabbim kurbanı Allah rızası için dosdoğru, samimi ve ihlâslı kesip onu muhtaç sahibi Müslüman din kardeşlerine paylaştıranlardan eylesin. Mübarek Kurban Bayramı’nın tüm İslam Âlemine ve tüm ülkemize hayırlara vesile olmasını temenni ederim.
YORUM EKLE