Kıymet vermiyoruz bilmem ki neden,
Osmanlı Selçuklu değil mi deden,
Bilirsin ki zarar kendine eden,
Âlim öldüğü gün âlemde ölür.
Doğruyu yazmayan kalemde ölür.
İsmail HAYAL
Sevgili Peygamberimiz (SAV);
“Âlimin ölümü âlemin ölümü gibidir” derken konunun ne kadar ehemmiyet arz ettiğinin altını çizerek bizlere göstermek istemiştir.
Her devrin siyasi, askeri ve idari yönetimlerinin arka planında manevi sığınaklarımız vardır şüphesiz. Türklüğün yol haritasını çizen Dedem Korkut, Osman Gazi ve oğlu Orhan Gazi’nin Şeyh Edebali, Sultan I. Bayezid’in Emir Sultan, Fatih Sultan Mehmed’in Akşemseddin, Yavuz Sultan Selim’in Halimi Çelebi, Kanuni Sultan Süleyman’ın Yahya Efendi ve Osmanlı’nın son üç padişahına yol gösteren hemşerimiz Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi manevi en büyük destekçileridir.
Bugün Demirören Köyü’ne her vardığımda benden büyük köylülerimin bana değil onları cami yanındaki medresede okutan babam Hoca Ahmet’e hürmeten saygı gösterdiklerine şahidim.
Bakmayız bilmem ki neden özüne,
Küfreder dururuz bir de yüzüne,
İtibar etmeyiz cümle sözüne,
Âlim öldüğü gün âlemde ölür.
Doğruyu yazmayan kalemde ölür.
Türk tarihinin kurulduğu dönemden itibaren bugün 6 Haziran 2024 tarihine kadar her liderin, padişahın ardında muhakkak bir akıl hocası bulunmaktadır.
Gelelim Gümüşhane’ye. Bu şehrin mazisine bakacak olursak hemen her alanında ülkede ve şehrimizde iz bırakan ticari, siyasi ve dahi manevi alanında önemli isimleri olmuştur. Bunların birçoğunu çıkardığım Gümüş Portreler kitabımda görebilirsiniz.
Manevi alanda; Ahmed Ziyaüddin Gümüşhanevi, Lütfü Doğan, Hasan Fahri Polat, Hafız Hasan Çoban, Hafız Hasan Karakoç, Mehmet Devran.
Siyasi alanda; Atatürk’ün Maliye Bakanı Hasan Fehmi Ataç, Zeki Kadirbeyoğlu, Halit Zarbun, Mahmut Oltan Sungurlu.
Sanayi ve ticari alanda; Aydın Doğan, Orhan Yüce, Ata Paşabeyoğlu, Cahit Karakullukçu.
Eğitim ve Hukuk alanında; Fahri Akagün, Rafet Ataç, Zihni Gümüştekin, Orhan Nabi Üçüncüoğlu, Yıldız Eskicioğlu, Yusuf Sadık, Naciye Akagün.
Topluma rehberdir izi her yerde,
Hayırda öncüdür frendir şerde,
İzi var yazılan her bir eserde,
Âlim öldüğü gün âlemde ölür.
Doğruyu yazmayan kalemde ölür.
Ve bugün bu şehrin adeta hafızası olan Turan TUĞLU. Bu şehre geldiğim günden itibaren bu şehirde iz bırakan isimlerini hep sevdim, saydım ve yaşarken haklarının bizatihi verilmesi gerektiğine inandım. Bu yüzden bu isimleri çıkardığım yirmi eserimin çoğunda zikrettim.
Sözüm ona “altın kalpli insanlarımızın” birçoğunun haksız isnat ve eleştirilerine maruz kaldım. Bugün tırıvırı şeyler haber olurken bu şehrin manevi, eğitim başta olmak diğer birçok alanında isim yapmış olan değerlerini bırakın yaşarken öldükten sonra dahi haklarını bizatihi vermiyoruz.
Kul Hayalî der ki kıymet biline,
Ne korsan tabağa gelir önüne,
Sen yönel her daim Allah yoluna,
Âlim öldüğü gün âlemde ölür.
Doğruyu yazmayan kalemde ölür.
Ama ben İsmail Hayal. Doğruları yazdığım için sevmeyenimin de haylice fazla olduğu bu şehirde üretmeye devam ediyorum. Kendi imkânlarımla bu şehrin kültür hazinesine birçok eserler kazandırdım. Bu şehrin değerli isimlerini kaleme aldım ve almaya da devam edeceğim.
Yazımı yine Efendimiz’in (SAV);
“Âlimin ölümü âlemin ölümü gibidir” sözü ile bitirmek istiyorum. En son 2 Mayıs 2024 Perşembe günü Hakk’a yürüyen bu şehrin din âlimlerinden Hafız Hasan Karakoç hocama rahmet diliyorum. Mekânı ve makamı Cennet olsun inşallah.
Geçmişlerine rahmet olsun İSMAİL HOCAM