26 AĞUSTOS'DA MALAZGİRT'TE OLMAK VARDI!

Bayramı geride bıraktık. Ağustos ayının son demlerindeyiz. Hacılarımız dönme hazırlığında… Ve biz 5 yıl önce kaleme aldığımız duygularımız ile yine aynı yerdeyiz. Şimdi tekrar paylaşma adına…

Çok isterdim, dün o topraklarda olmayı…

Çok isterdim, dünden daha çok güçlü olmamız, dik durup, düzgün yürüyüp, doğru konuşmamız gereken bu günlerde orada, Malazgirt’te olmayı…

O havayı, o tarihi koklamak isterdim. Dünyanın düşmüş olduğu şu keşmekeşlik içinde ruhumun derinliklerinde hissetmek isterdim çığır açan ecdadın o samimi ve de inançlı gönül çığlıklarını…

Mısır’da, Suriye’de, Doğu Türkistan’da ve zulmün altında çeşitli yerlerde inim inim inleyenler için dini, rengi, milleti ne olursa olsun her şeyden önce ” insanlık ” adına bir şey yapmanın arzusu ile imanın kemale erdiği geçmiş yıllarda dün Malazgirt’te olmak isterdim…

Buda bilinmeli ve de hatırlanmalı… Bir yerde kan ve gözyaşı devam ederken diğer yanda bu kan ve gözyaşına dur diyecek kudret gücünü içinde barındırma ve devam ettirme adına bu günlerde bilinmeli ve hatırlanmalı. Gençlik Şühedanın izini takip etmeli… 1071’ler, Alparslanlar, Malzagirt’ler,30 Ağustoslar, Mustafa Kemaller unutulmamalı, hatırlanmalı dua ile yâd edilmelidir…

26 Ağustos 1071 tarihli Malazgirt Meydan Muhaberesinin 942-947.yıl dönümündeyiz. Gençlik ve Spor Bakanlığı çok güzel bir projeye imza atarak, Malazgirt Ruhunu değişik bir kutlama çeşidi ile klasiğin dışına çıkarak akılda tutmayı başardı. Adı Alparslan olan Türkiye’nin 81 ilinden 1071 genç evladımız toplamda 20 bin genç ile dün Malazgirt ovasında bir araya geldi. Tören alanına 50 atlıyla gelen temsili Sultan Alparslan Şehrin anahtarını Gençlik ve Spor Bakanına verdi. Gönül kapılarının kilidini açmak için bu anahtar alınmaya değerdi. Ardından ata sporu gökbörü ve 20 bin kişiye dağıtılan Türk Boyları Pilavı…

Böyle bir etkinliğin düşünülüp icra edilmesi takdir edilecek bir davranıştır, birde Türklüğümüzü sadece bu tür etkinliklerde değil de her zaman hatırlasak daha güzel olacak. Eskilerde Türk olmaktan gurur duyulurdu ecdadın torunları olarak şimdilerde ne oldu da bir utanır olduk oysaki ecdat aynı ecdat… Eğer Türklük kelimesi ile ırki bir irritelik oluşur diye düşünüyorsak bilmeliyiz ki Üstad Necip Fazıl İfadesiyle “ Gaye Türklük ise bilmek lazımdır ki Türk, Müslüman olduktan sonra Türk’tür” Bu açıdan bakıldığında Türklük kavramı kimseyi rahatsız etmeyecektir…

Şimdilerde acaba yakın zamanda beyaz perdede “1071 Malazgirt” konusuyla ilgili bir film görebilir miyiz? Gençlik Şühedanın izini takip ederken bilinçlensin eğer kısmet olurda 1000. Yıl dönümünde 2071 yılında (yaşarsak toprak üstünde 95 yaşında oluyoruz, ölürsek toprak altında 95) dünya durursa bu gençlik de 1000. Yılına uygun bir şekilde geçmiş tarihini anar. Fetih 1453 gibi berbat bir film yapılacak olursa biliniz ki kemiklerimiz sızlayacaktır…

Son söz Mehmet Akif ERSOY’dan ;

Sahipsiz Vatanın Batması haktır.

Sen sahip çıkarsan, bu vatan batmayacaktır

Sevgi, saygı, dua ile…

YORUM EKLE