Toplumsal alanın her düzeyinde kadının temsil ve katılımı önemli ve gereklidir.
Siyasal sosyal ekonomi ve kültürel yapı içerisinde kadının gücü, prestiji ve itibarı, gelecekte daha güçlü adımlar atılması bakımından göz ardı edilmemelidir.
İyi bir neslin yetişmesinde önemli olan kadınların, toplumların eğitim hayatındaki önemi de büyüktür. İşte kadınlarımız bu başarılarını eğitim yönetiminde de ortaya koyabilirler.
Kadınların yönetici konumuna ulaşabilmek için girdiği mücadele ve kendini ispatlama zorunluluğunun erkeklerden daha fazla olduğu bir noktadayız.
Her şeyden önce kadın, çalışma yaşamı ile aile yaşamını dengelemek zorunda kalmakta ve çocuklarıyla ilgili sorumluluklarını da yerine getirmektedir.
Üst düzey yönetici konumunda çalışan kadınların belirli bir düzeyden sonra yükselmelerini sekteye uğratan faktörler oldukça fazladır.
Hal böyle iken bürokrat başarılı kadınların etkin olmasını engelleyen bu faktörler Türkiye'de kamu kurum ve kuruluşlarında üst düzey yöneticiliklerde, kurul, komisyon ve komitelerde de kadınların temsil düzeyinin düşük olduğu sonucunu yansıtıyor.
Okul döneminde kız öğrencilerin başarı oranı yüksek olmasına rağmen iş ve sosyal hayatta bu rakamın erkeklerde olduğu, kadınların yeterince yer alamadığı yapılan istatistik verilerinde de belirtilmektedir. Bürokrasi de; Genel müdür rektör, vali ve kaymakamlık gibi kadrolarda ve dış temsilciliklerde kadın çalışan sayısı yok denecek kadar az. Keza sivil toplum örgütlerinde de durum bundan farksız değil.
Türkiye de planlanan kadrolar da kadınların bürokraside bürokrat engeline takıldığı aşikar. Devlet kademelerinde yer almadığı gibi; buna bağlı olarak farklı iş kolların da, yapılan basın toplantıları ve basın açıklamalarında, işyeri açılış konuşmaların da, komisyonlarda kadınlar yer alamıyor. Hatta fotoğraflarda en arka saflarda yer buluyor veya oturdukları masalardan kaldırılmaları isteniyor. Neden mi? Bay Protokol efendim!!
Oysa Selçuklularda bile kadının devlet yönetiminde saygın ve etkili bir rolü vardı. Bu gelenek şüphesiz İslamiyet öncesi Türk toplum hayatının ve yönetim anlayışının bir yansıması idi.
Kadın iş gücünün engellenmesi veya teşvik edilmemesinin nedenlerinin araştırılmasını ve bu engellerin bertaraf edilmesini, başarılı bürokrat kadınların atanması gerektiğini düşünüyorum.
TÜİK verilerine göre; Dünyanın ilk 16’ncı büyük ekonomisi konumunda bulunan ülkemiz buna karşın Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Endeksinde 126.sırada yer alıyor.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler ile tüm paydaşların işbirliği ve koordinasyonunda “Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nı (2018/2023) hazırladıklarını ve bir üst makama sunulduğunu biliniyor. İyileştirme hamleleri olarak hazırlanan bu tür planların uygulamada nasıl değerlendirileceği önemli.
Her yıl olduğu gibi bu yılda 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde birçok kurum ve kuruluşlar çeşitli etkinliklerle, kadınları onure edecek kelimelerle günün anlam ve önemine ilişkin açıklamalar yapılacaktır.
Son söz: Söylemlerin hayata geçirilmesi, kadınların eğitimi ve gücünün göz ardı edilmemesi, güçlü kadın güçlü toplum şeklinde algılanmasıdır.