ADAYLAR BELLİ OLDU. HAREKETLİLİK YOK...

Seçim sath-ı mealine girildiği güden beri arada birde olsa seçim konularına yer verdiğimiz saygıdeğer okurlarımızın yüksek malumlarıdır.

30 mart2014 yerel seçimleri için geri sayım devam ediyor. Genel seçim havası içerisinde geçmesi tahmin edilen Belediye başkanlıkları seçimi, aday adaylarının tesbitinden sonra, adayların tamamı netleşmiş durumda. Seçimlere 40 gün gibi kısa bir süre kalmış olmasına rağmen ortada henüz bir hareketlilik yok. Seçmenin beklediği şenliğin yerini durağanlığın almasına ise kimse anlam veremiyor.  Belliki kürekler derinden aheste aheste ve sessizce çekiliyor.  Oysa zaman meydanlara çıkma, kalabalıkları heyecanlandırma ve coşturma zamanıdır.

Adaylar kadar parti görevlileri de seçmenle bire-bir ilişki kurarak  oyunu almanın yollarını aramalıdırlar. EKİP ÇALIŞMASININ SEÇİMİ KAZANMANIN ÖN KOŞULU OLDUĞUNU bilmelidirler.

Bir seçim stratejisi özelliği taşıyan bu öneri tüm partiler için geçerli olup. Bu yöntem, broşür, pankart, afiş bastırmadan çok ama çok daha önemli ve etkilidir.

Seçmen anlatıyor: "Oyumu kafamdaki adaya verecektim ki? O anda rakibi adayın boynuma sarılması gözümün önüne geldi" diyerek naklettiği hatıratında kararını değiştirdiğini benim gibi sizlerde herhalde tahmin etmişsinizdir. Haksızda değil... Ona  göre  hizmet eden değil boynuna sarılan aday başkan olmalıdır..

Efendim bu ikili ilişkileri, yani iş yerlerini ziyaret edip evlere misafir olmayı sıradan bir iş deyip geçmeyin. Eğer aday kazanamazsa dahi, karşısındaki seçmene, hangi düşünceden olursa olsun, hizmet etmeyi ilke edindiğini benimsetmiş olur ki! Buda gelecek için en büyük kazanım olur.

Artık alışılagelmiş propagandalar, toplantılar reklam girişimleri, televizyonlarda boy göstermeler. Yerel gazetelere ilan vermek şehir içinde kornalı konvoylar düzenleyip insanların kafasını ve sinirlerini bozmak, bağırıp-çığırmak ve konuşmalar yapmak tarihe karışmıştır. Masa başında gazetecilere beyanat veren, gelecek hakkında planlar anlatan liderler devri çoktan bitti. Vatandaş yöneticileri yanında ve yakınında görmek istiyor. Ve bundan da büyük mutluluk duyuyor.

Yaptığımız bu akıl hocalığını, dilerseniz siyaset yapanlara ithafen bir dörtlükle bağlıyalım:

Öğüttür verdiğim, tut benim sözüm,
Dikkate almazsan hiç gülmez yüzün
Bu yarış bir demdir gelip geçse de,
Sanma ki sönecek ateşle közün..
YORUM EKLE