AİLE EĞİTİM AKADEMİSİ

“Okul için değil yaşam için öğreniriz”
Seneca

Otuz bir yıllık öğretmenlik hayatımda en çok dikkat ettiğim husus eğitimin ailede başladığı gerçeği yüzünden sacayağının en önemli ve en sağlam ayağı olan aile mevhumuna hep öncelik vermişimdir. Zira eğitimin ilk başlangıcı ailenin temel taşı olan annenin karnıdır. Çünkü daha bir fasulye büyüklüğünde iken çocuk annenin yediği yemek, içtiği su, dinlediği müzik, okuduğu kitap, izlediği film, gördüğü şiddet, yaşadığı hüzün veya sevinç ile eğitiminin ilk temel taşlarını almaktadır.

Ve akabinde ailede aldığı terbiye ile çocuk ikinci sacayağı olan sokak yani çevre ile tanışarak hasbıhal olur. Sokak iyi veya kötü enerjisi ile çocuğu müspet veya menfi yönde şekillendirmeye başlar.

Sacayağının üçüncü ayağında işte okul yani biz öğretmenler devreye girer. Öğretmenler kendilerine teslim edilen çocukların üzerinde kalan sahifelere iyiyi, güzeli, doğruyu, ahlakı, edebi, milli ve manevi duyguları, bilgiyi, beceriyi nakış nakış adeta bir gergefe dantel örer gibi işlemeye başlar. Yani öğretmen aldığı çocuğun yanlışlarını adeta bir rende misali yontarken yeni kazanımları ona yüklemekle vazifesini en iyi şekilde yapmaya gayret eder.

Bu bağlamda okullarımızda görev yapan başta öğretmenler, idareciler ve diğer eğitim paydaşları çocukların üzerinde ileride onlara en gerekli olacak şeyleri kazandırmakla mükelleftirler.

Bugün sokakta serseri gezen, içki içen, her türlü yanlışta başrolü oynayan çocuklarımız, gençlerimizin asıl sebebi sanıldığı gibi hep üstlerine suç yüklediğimiz öğretmenler değildir.

Bunun müsebbiplerinin sadece öğretmenler olduğunu iddia edenlerle hodri meydan her zaman tartışmaya hazırım. Hiçbir öğretmen kendisine teslim edilen çocuğa haramı, yalanı, tembelliği, hak yemeyi, üçkâğıtçılığı, şiddeti, iltiması, kadına ve hayvanlara şiddeti öğretmez, öğretemez.

Bunun sebebini daha gerilerde aramak gerekir ki bu çocuğun tohumunun anne karnına atılmasına kadar gider. Alınan içki, yenilen haram, yanlış beslenme, aşırı stres ve korku gibi sebeplerle çocuk anne karnında yanlış frekanslarla tanışır.

Doğumdan sonra verilen o ilk adımlar, sevgi, muamele, yanında yapılan davranışlar, hakaret ve küfürler, iyi veya kötü beslenme, şiddet, kavga gibi diğer etmenlerle çocuk adeta birer canavara dönüşebilmektedir.         

Gümüşhane’nin yeni Milli Eğitim Müdürü Şener Doğan Gümüşhane’de okullarda görev yapan rehber öğretmenler yaptığı ilk toplantıda iki büyük projeyi hayata geçireceklerini ifade etti. Bunlarda biri “Ses Ver”, diğeri ise yazımızın da başlığı olan “Aile Eğitim Akademisi.”

Öncelikle bir Rehber Öğretmen, sonrasında defalarca yazdığım köşe yazılarında da ifade ettiğim gibi bu iki projenin de bu şehre heyecan ve ivme kazandıracağı kanaatindeyim. Biz sacayağının en sağlam ayağı olan aileyi eğitim olgusu içine çekemez isek boşuna havanda su dövmeye devam ederiz.

O yüzden bu iki proje ile birlikte aileyi okula çekmeyi, çocuğu ile daha sağlam frekans kurdurmayı, eğitimin ayrılmaz ve en önemli parçası olduğunu hissettirmeyi ve böylelikle çocuğun hem akademik başarısını ve hem de bana göre en önemlisi olan değerler eğitimi ile teçhizatlanmış gençleri yetiştirmeyi umuyor ve hayal ediyoruz. Zira biliyoruz ki gidemediğin yer nasıl senin olmuyorsa kalbine inemediğin çocuk da maalesef kazanılamamaktadır.  

YORUM EKLE
YORUMLAR
Burcu Demir Öncül
Burcu Demir Öncül - 20 saat Önce

Kaleminize, yüreğinize sağlık hocam. Israrla ve ısrarla, hiç yorulmadan anlatacağım kısım budur benim de. Aile , ailenin sorumluluğu, anne baba olmanın sorumluluğu... Adına sohbet deyin, yazmak deyin, proje deyin. Payımıza düşen birşey varsa bir Gümüşhane li olarak seve seve yaparım. İyi çalışmalar