Evet, kimilerine göre bayramı kimilerine göre tatili geride bırakmış durumdayız. Kimilerine göre Mübarek Ramazan Ayı çok çabuk geçmişti, kimilerine göre mübarek on bir aylar gelmek bilmedi. Takvim yapraklarına bakıldığında Ramazan Ayı bitmiş Şevval Ayı başlamıştı. Ramazanın tadına varanlar için 6 günlük bir şevval orucu ile 1 yıl oruç sevabı. Bu fırsat kaçmaz…
Efendim, Bu bayramda Vatanı Süknada idik. İstanbul-Anakara otobanı tabir yerindeyse ana baba günü yaşadı. İğne atsan yere düşmeyecek şekilde yollar tıka basa doluydu. İstanbul’dan Ankara’ya doğru yoğun bir trafik ile birlikte gurbetçi plakaları da azımsanmayacak kadar çoktu. Bu yoğunluk içerisinde gözümüze çarpan kötü manzaralardan birisi Otobanın çöp poşetleri ile dolmuş olmasıydı. Toplum olarak evimiz dışını da evimiz gibi görmeyi bir türlü öğrenemedik bu gidişle öğrenemeyeceğizde. Çöp saklamayı ve ilgili yere bırakma medeniyetinden bu kadar mı uzak olunur. Nasıl olsa biri temizler, biri alır mantığı ile nereye kadar. Keza Akçakoca’dan Karadeniz Ereğli sahiline kadar sahil plajları da otobandan aşağı kalır vaziyette değildi. Ne desek lafı güzaf…
Efendim, değinilecek bir önemli konu daha var. Belki de şimdiye kadar bahsi açılmamış bir konu. Ramazan ayında çeşitli yerlerde iftar etmekle beraber çeşitli camilerde teravih namazı kılma fırsatımız oldu. Her Camimiz ayrı bir güzel fakat gözümüz camii halılarına takıldı. Sadece bizim olsa paranoid bir bakış olarak değerlendirebilirsiniz. Fakat başka arkadaşlarda konuya dikkat edince akıl için yol bir hesabı dile getirelim istedik. Camii halıları çeşitli şekil ve figürlerle güzelleştirilmeye çalışılmış gibi görünüyor fakat biraz dikkatli bakınca şekiller içinde insan ve hayvan suretlerini görünce şaşırıp kalıyorsunuz. Acaba diyerek birçok komplo teorisi… Yoksa bu halılar kasıtlı olarak mı bu şekilde işlenmiş demekten kendinizi alamıyorsunuz. Bir değil iki değil… Papaz başı, sakalı, ucunda asılı bir kandil, lale şekli verilmiş kuşlar, uzun kuyruklu tilkiler… Roma medeniyet sütunları ve olimpiyat meşalesi… Bu kadar şekil tesadüfi ve paranoyak derecesinde olamaz. Kanaatimiz odur ki bu şekiller kasıtlı bir şekilde usta bir marifet ile işlenmiş ve namaz kılanların alnına dayatılmıştı. Şimdi diyanet yetkililerimize sorarak bu durumun araştırılmasını istiyoruz. Hem Camii halıları sade bir şekilde olsa saf durulacak yer belirli olacak şekilde olsa ne olur. Öyle ki camide namaz kılarken bu şekillere secde yeri gelmemesi için ara köşelerde bile namaz kılanları gördük. Kişi namazda iken secde yerinde böyle bir şekli görerek ne kadar ibadet zevki alabilir? Ne kadar huşu içerisinde namazını kılabilir. Namaz halılarımız böyle ise duvar süslemelerinin içine kim bilir neler saklanmış olabilir? Sadece kendimiz olsak, vesvese der geçerdik ama bizim gibi düşünen kesim oldukça fazla fakat bir türlü dile getirilememiş bir konu. Diyanet işlerinin bu konuya bir el atmasını rica ediyoruz.
Kısmet olursa önümüzdeki hafta sonu kutsal topraklarda olacağız.
Sevgi ve Saygılar.
BAYRAMDAN 'YURDUM MANZARALARI'