Türkiye Cumhuriyeti’nin 90. yıldönümü, 5,5 milyara malolan asrın projesi Marmaray’ın açılışı ile görkemli bir şekilde kutlandı. Böylece 153 yıllık bir hayal gerçek oldu. Asya ve Avrupa kıtaları 4 dakika ile birbirine bağlandı.
Marmaray, aynen ilk Meclis gibi dualarla açıldı. Marmaray’ın, takdire şayan bir proje olduğunu herkes kabul etmektedir. Türkiye’ye ve bütün dünyaya hayırlı olsun. Açılış ve bayram dolayısıyla yolcular, iki hafta Marmaray ile bedava seyahat edecekler. Bu da İstanbullulara verilmiş en güzel bir bayram hediyesidir. Hizmet devleti olmak işte bu olsa gerek.
Tam bugünlerde gazetelere ekonomi ile ilgili güzel ve çarpıcı bir haber düştü. “Yabancı yatırımcılar için en güvenli liman; Türkiye. Son 10 yılda 123 milyar dolar doğrudan yatırım çeken Türkiye, ‘yatırım baharı’ yaşıyor. ABD ve Avrupa’daki ekonomik kaos devam ederken, dünya devleri teker teker Türkiye’deki fabrikalarının temellerini atıyor. Bu yıl açıklanan yatırım tutarı 20 milyar dolara ulaştı.” (Akşam, 2 Kasım 2013).
Dünyanın 17. AB’nin ise 5. büyük ekonomisine sahip Türkiye, Cumhuriyetin 90. yıldönümünde yabancı yatırımcılar için güvenli bir liman olmayı sürdürüyor.
Bu cümlelere eklenecek tek söz bulamıyorum. Bu ekonomik başarılar bütün bir milletin başarısıdır. Türkiye deyim yerindeyse son yıllarda tarih yazıyor.
Başörtüsü Özgürlüğün Simgesidir
90 yıllık Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşandı. 4 başörtülü milletvekili TBMM’ye girdi. Ve herkes bunu çok olumlu karşıladı ve normalleşme olarak gördü.
Demek ki bazı tabuların yıkılması için ön koşulların hazırlanması ve zamanın olgunlaşması gerekiyor.
Böylece kadınların eşit haklara sahip olması, özgürlüğü yani emansipasyonu bakımından ileri bir adım atılmış oldu. Ben de kendi adıma bu konuya katkı sunan bütün siyasi partilerimizi candan kutluyorum.
Muhafazakar kadınların başörtüsü, siyasi bir simgeden çok onlar için özgürlük, eşit yurttaşlık hakkına sahip olmaktır. Demokratik Cumhuriyet, ayrımsız tüm yurttaşlarını kucaklayan ve herkese eşit haklar sağlayan başörtülü ve başörtüsüz ayrımı yapmayan bir Cumhuriyettir.
ABD’de de ve AB’nin Anglo Sakson kültüründe başörtüsü diye bir sorun yoktur. Varsa bunu ancak ırkçılar yaparlar.
CHP Grup Başkanvekili Sayın Muharrem İnce’nin “Başörtülüler de bizim bacımız, başörtüsüzler de bizim bacımız,” sözleri TMBB salonundan büyük alkış alması çok önemliydi. Çünkü başörtüsü önünde CHP engel görünüyordu. Böylece CHP’de kendini yenilemiş ve kadınların emansipasyonuna destek vermiş oldu. Böylece bacıların seçilme hakkını kullanmada eşit haklara sahip olmasına destek vermiş oldu.
31 Ekim 2013 tarihli TBMM oturumunda başta AK PARTİ olmak üzere, CHP, MHP, BDP ve HDP sözcülerinin başörtüsü konusundaki konuşmalar takdire şayandı. Cumhuriyet tarihinde bu durum belkide ilkkez yaşanıyordu. Onun için başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere Başbakanımız ve bütün liderler, milletvekillerine teşekkür ettiler. Ve mutluluklarını milletle paylaştılar.
Demokrasi uzlaşma ve konsensüstür. Birlikte çalışmaktır. Umudumuz bütün siyasi partilerimizin bundan sonra da demokrasi konularında birlikte hareket etmeleridir.
Yine umudumuz Cumhuriyetimizin 100. Yıl vizyonunun daha büyük olmasıdır. Ekonomide ilk 10’a girilmesidir. Başka tabuları da ortadan kaldırırak demokrasimizin kökleşmesi ve sürekliliğinin sağlanmasıdır.
Bekir Cebeci
Türk Danışma ve Eğitim Vakfı Başkanı
Eski Güney-Hollanda Eyalet Milletvekili
Marmaray, aynen ilk Meclis gibi dualarla açıldı. Marmaray’ın, takdire şayan bir proje olduğunu herkes kabul etmektedir. Türkiye’ye ve bütün dünyaya hayırlı olsun. Açılış ve bayram dolayısıyla yolcular, iki hafta Marmaray ile bedava seyahat edecekler. Bu da İstanbullulara verilmiş en güzel bir bayram hediyesidir. Hizmet devleti olmak işte bu olsa gerek.
Tam bugünlerde gazetelere ekonomi ile ilgili güzel ve çarpıcı bir haber düştü. “Yabancı yatırımcılar için en güvenli liman; Türkiye. Son 10 yılda 123 milyar dolar doğrudan yatırım çeken Türkiye, ‘yatırım baharı’ yaşıyor. ABD ve Avrupa’daki ekonomik kaos devam ederken, dünya devleri teker teker Türkiye’deki fabrikalarının temellerini atıyor. Bu yıl açıklanan yatırım tutarı 20 milyar dolara ulaştı.” (Akşam, 2 Kasım 2013).
Dünyanın 17. AB’nin ise 5. büyük ekonomisine sahip Türkiye, Cumhuriyetin 90. yıldönümünde yabancı yatırımcılar için güvenli bir liman olmayı sürdürüyor.
Bu cümlelere eklenecek tek söz bulamıyorum. Bu ekonomik başarılar bütün bir milletin başarısıdır. Türkiye deyim yerindeyse son yıllarda tarih yazıyor.
Başörtüsü Özgürlüğün Simgesidir
90 yıllık Cumhuriyet tarihinde bir ilk yaşandı. 4 başörtülü milletvekili TBMM’ye girdi. Ve herkes bunu çok olumlu karşıladı ve normalleşme olarak gördü.
Demek ki bazı tabuların yıkılması için ön koşulların hazırlanması ve zamanın olgunlaşması gerekiyor.
Böylece kadınların eşit haklara sahip olması, özgürlüğü yani emansipasyonu bakımından ileri bir adım atılmış oldu. Ben de kendi adıma bu konuya katkı sunan bütün siyasi partilerimizi candan kutluyorum.
Muhafazakar kadınların başörtüsü, siyasi bir simgeden çok onlar için özgürlük, eşit yurttaşlık hakkına sahip olmaktır. Demokratik Cumhuriyet, ayrımsız tüm yurttaşlarını kucaklayan ve herkese eşit haklar sağlayan başörtülü ve başörtüsüz ayrımı yapmayan bir Cumhuriyettir.
ABD’de de ve AB’nin Anglo Sakson kültüründe başörtüsü diye bir sorun yoktur. Varsa bunu ancak ırkçılar yaparlar.
CHP Grup Başkanvekili Sayın Muharrem İnce’nin “Başörtülüler de bizim bacımız, başörtüsüzler de bizim bacımız,” sözleri TMBB salonundan büyük alkış alması çok önemliydi. Çünkü başörtüsü önünde CHP engel görünüyordu. Böylece CHP’de kendini yenilemiş ve kadınların emansipasyonuna destek vermiş oldu. Böylece bacıların seçilme hakkını kullanmada eşit haklara sahip olmasına destek vermiş oldu.
31 Ekim 2013 tarihli TBMM oturumunda başta AK PARTİ olmak üzere, CHP, MHP, BDP ve HDP sözcülerinin başörtüsü konusundaki konuşmalar takdire şayandı. Cumhuriyet tarihinde bu durum belkide ilkkez yaşanıyordu. Onun için başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere Başbakanımız ve bütün liderler, milletvekillerine teşekkür ettiler. Ve mutluluklarını milletle paylaştılar.
Demokrasi uzlaşma ve konsensüstür. Birlikte çalışmaktır. Umudumuz bütün siyasi partilerimizin bundan sonra da demokrasi konularında birlikte hareket etmeleridir.
Yine umudumuz Cumhuriyetimizin 100. Yıl vizyonunun daha büyük olmasıdır. Ekonomide ilk 10’a girilmesidir. Başka tabuları da ortadan kaldırırak demokrasimizin kökleşmesi ve sürekliliğinin sağlanmasıdır.
Bekir Cebeci
Türk Danışma ve Eğitim Vakfı Başkanı
Eski Güney-Hollanda Eyalet Milletvekili