DAYAMUŞLAR MATEMATUĞU AYUPTURR!!!

Geçen hafta karne haftasıydı. Sn.Mevlüt ERGİN köşe yazısında durumu güzel bir şekilde özetlemişti bizlere. İki haftalık bir sürecin ardından maratona kalındığı yerden devam edilecek. Yarış atı edasında çocuklarımızı yine süreceğiz alanlara maalesef. Bu arada bu zaman aralığında çocuklarımızla kaliteli zaman geçirme adına az da olsa şımartılmadan zarar gelmez inancındayız. Her ne kadar çocuklarımızın ve velilerimizin psiko-sosyal durumunu en akademik biçimde dile getirmeye çalışsak ta aşağıda sizinle paylaşacağımız fıkra tadındaki hikâye kadar halimizi özetlemeye yetiyor. Şöyle rahat bırakın gamzelerinizi, gülerek düşünelim
 
Trabzonlu Temel Ağa'nın sevgili torunu Eda'ya verilen ödev ile başı derttedir... Eskisehir'e göç eden arkadaşı Niyazi'ye başına gelenleri mektupla şöyle yazar:

'Niyazicuğum. Hani benim küçük torun var ya. Geçen akşam, geturdi  ödevini önüme koydi.

Bi yandan da ağlay. Zaten dertlerini hep bağa açar.

Dedi ki;

-'Habunlari anliyamadum. O yüzden da yapamadum. Yarın öğretmen beni dövecek.'

Dedum ki; 'Ağlama usağum, bunun içun öğretmen adam dövmez. Şimdi oni çözeruk.'

Ne mümkün Niyazi kardaşum:

Bi tirenlan, bi otobos aynı istasyondan kalkmışlar. Tiren otobostan üçte bir daha hizli gidiy.

Otobos iki yerde onbeşer dakka istirahat vermiş. Tiren da bi yerde durmiş, 20 dakka su almiş. Otobos saatte 60 kilometro gidiymiş. Tiren 5 saat sonra gideceği yere varmiş. Otobos ise ne vakit sonra oraya varacakmiş. Oğraştum yapamadum. Uşak ağlay. Derken bubasi geldi. O da çözemedi.

Diyrum oğa ki,
'Damat, senun taniduğun tahsilli bi otobos şofori var ise oğa soralim, belki o bilebilur. Yahut ta sabah olsun ben uşagi şoforler cemiyetine götüreyum. Onlar arasında belki tirenle yariş etmiş bi şofor vardur da bize nasihat verur, derdumuzu anlar '

Ha, biz bi yandan da usaga tireni tarif ediyruk. Tiren görmemis ki... Ne anasi görmiş, ne bubasi. Ben da bi tek askerlukte Erzurum'dan Sivas'a gittiydum. Neysa kardaşum, o gece çok kizdum. Diyeceksun ki niye? Uşak daha incir ağacindan duti ayiramay; mezgiti gösteriyrum, hamsi diy; efendum, yumurtanun fabrikada yapilduğuni sanay. Biz gelduk araba yariştiriyruk. Yani efendi, otobos saatinda varsa ne olur, geç varsa ne olur? Gurbetten yolci mi bekliysun? Eger varacaği saat önemliysa, edersun yazihaneye bi telefon, derler sağa otobosun ineceği zamanı...

Bu kadarluk mesele içun sabiyi subyani niye telef edersun?

Uşakcuklarda şarki yok, türki yok, oyun yok;

dayamuşlar  matamatiğu. Ayuptur... '

Sevgi ve Saygılar...
YORUM EKLE