ELVEDA

Ey güzellik diyarının ışığı!  Geldin, sevindirdin. Şimdi de tam bulduk ve kavuştuk derken, yine elveda deyip gidiyorsun. Bu kaçıncı hasret bu kaçıncı vuslat, kim bilir? Hiçbir saray, hiçbir sofra sunmadı senin sunduğun zenginliği. Sultandan dilenciye kadar, kapının eşiğinde herkes mutlu, herkes huzurlu. İnsanı insan eden, daha da ötesi mü’min eden, çok çabuk mayalayan bir sırrın var. Dileriz bu sır kalıcı olur üstümüzde. Bir tohum gibi düştün iman toprağımıza. Bereketli mahsuller yeşerttin içimizde. Yedirdin, içirdin, giydirdin, doyurdun kalbimizi. Kat kat rahmet oldun kuşattın ruhumuzu. Şerlere, şeytanlara köstek oldun, kurtardın tuzaklardan bizi. Güzelleştirdin kalbimizi. Arındırdın günahlardan, Yaratan’ın lütfuyla kimsenin bilmediği bir dil öğrettin. Kâinatın dilini, yaratılışın o yüce hikmetini öğrettin. “Mide ölüm evi, ya kalbi seçin, ya da mideyi” dedin. Seçmek elimizdeydi. Tembellik etmeyelim diye yine tuttun elimizden, gönlümüze hürriyetin hasını getirdin. Sen bizi yürekten bağladın kendine. Beraberinde coşkun bir deniz getirdin. Engin bir sevgi ve rahmet getirdin. Fâni değil, baki bir sevgiydi bu. Ruhumuzu cennetlere yücelten bir duyguydu bu. Birkaç gün sonra Arefe. Arefe mutlu bir gün. Bayramın gelişinin müjdesi. Ama senin gidişinin, elveda deyişinin hüzünlü günü. Sevgiyle korkuyu birbirine karıştırıp, o hamurda yoğurup önümüze koydular bugün. Sen bir bulut, biz bir tarla olduk otuz gün boyunca. Dikildik, ekildik ve sonunda olgunlaştık, biçildik. Sen bir yolcu, biz bir konak olduk. Ey aziz misafir, yücelerden haber getirdin, aşkla, şevkle dalgalandırdın gönüllerimizi. Ne inciler, ne sırlar, ne yıldızlar gizli görmediğimiz, bilmediğimiz, o otuz günün her ânında. Allah için açlığa tahammülü öğrendim seninle. Nefse ve şeytana karşı direnmeyi öğrendim seninle. Senden tek isteğim, bizden râzı olduğunu sunmandır O’na. Zaman zaman kapansa da gözlerimiz, sen hiç uyumadın. Uyanık geldin, uyanık gidiyorsun. Gönlümüzü temizledin, en büyüğünden en küçüğüne kadar günahlardan arındırdın, ömür defterinde tertemiz sayfalar açtırdın. Aşkın ile yaktın, kendine yaklaştırdın. Bizi de kendine benzettin, Ramazanlaştırdın. rengine boyandık, ölümsüzlüğe ulaştık. Ölüm yok gayrı, ölmeyiz artık. Yunus gibiyiz. “Ölürse ten ölür / Canlar ölesi değil.” Bizi kendimize getirdin. “İnanan bir kalbin sahibi isen, önce kendi içine dön de bak, Kur’an’a eğil de bak,” dedin. Kırdın gurur putumuzu. “Bir zerresin, kendini olgunlaştır, senden güneşler çıksın” dedin. Adî bir camı elmasa dönüştürdün. Emirlerini tutmak için attığımız her adımda, sayısız güzellikler sundun. Şimdi gidiyorsun. Elveda ya Şehri Ramazan, elveda. Zikirler, tesbihler, hatimler, oruçlar, iftarlar, sahurlar, teravihler, bütün güzellikler, hepsi seninle beraber gidecekler. Cehennemlerin kapısı kapanmış, cennetlerin kapısı açılmıştı ardına kadar senin gelişinle beraber. Elveda ya Şehri Ramazan, elveda. Şimdi gidiyorsun, elveda. Seni sevenlerin; yoluna, peşine düşmüşlerin gözlerinin önünde, dörtnala geçiyorsun. Ahirette şefaatçimiz ol, bırakma bizi burada, al yanına, kat kervanına. Bırakma ne olur. Rahman olan Allah adına bırakma. Bırakma bizi yalnız başına. Tekrar gelmeyi vaat et, kavuşmayı vaat et bize. Hakikî aşkı, gönülden sevmeyi, Rahman’ın kapısına kul olup, eşiğine yüz sürmeyi senden öğrendik, seninle öğrendik. Ta çocukluk günlerimizden aşinayız sana. O günlerden kalma hiç eskimeyen bir sevdamızsın sen. Ayların incisi, ayların solmayan gülüsün sen. Güzelliğini hiç yitirmeyen ve Rabbimizle bizi bağlayan bir köprüsün sen. Dua ve niyazdan başka bir şey yok elimizde. Ümidimiz o ki, dualarımıza cevap gelecek, önümüzdeki perdeler kalkacak İnşallah. Zerre de olsa kalbimizde taşıdığımız bir imanın gücü ve değeri hürmetine Rabbim günahlarımızı affeder diye ümitvarız. Allah kalbimize bütün günahlarımızın affedildiğini ve arındığımızı ilham edecektir; İnşallah. Bu son günlerinde senden dileğimiz hata ve kusurlarımıza rağmen hepimizden razı olduğunu ulaştırmaktır Rahman’a. Son günler de olsa, kapındaki dilencilere bir mülk bağışla. Beratını, Kadir Gecesi alanlardan eyle bizi. Yeniden buluşmak ve görüşmek üzere. Elveda ya Şehri Ramazan, elveda! Tek başına değil, topyekûn bir kurtuluş istiyoruz senden. Kadir Gecesi hürmetine Kurtuluşumuzun beratını istiyoruz Rabbimizden. Şahit ol ki, gönlümüzde Hak sevgisi var. Şahit ol ki, Sevgili Peygamberimizin (s.a.v) âdetine ve sünnetine saygımız var. Otuz günlük dostluğumuzun hatırına, ne olur razı ol bizden, razı olduğunu ilet Rabbimize. O sevgili Rabbimize ki, bizi nefsimize kul olmaktan, o şerefli, en yüce makama, kendisine kul olmaya çıkardığı ve o mertebeye ulaştırdığı için sonsuz hamdü senalar olsun. Allah’ım, sana ihtiyacı olan, senden korkan ve senin kapından başka bir kapıya asla kapılanmayan bizleri affet. Aşkın ile sevgin ile hür ettin bizi, nefsimize kölelikten azat ettin, kurtardın bizi, hamd olsun. Hiç lâyık olmadığımız hâlde, sevgine, huzuruna lâyık gördün, bir mübarek ayla rahmetine yakın ettin bizi. Şükürler olsun. Gönderdiğin bu mübarek aya şükürler olsun, o ayda indirdiğin Kur’an’a, Ramazan’a, o ayın incisine, Kadir Gecesine ve Arefe Gününe şükürler olsun. Boynumuzu büktük, ellerimizi ve gönüllerimizi açtık, affımızı istiyoruz, rahmetini bekliyoruz ümitle, aşk ve şevk dolu bir gönülle. Tekrar merhaba demek üzere Elveda ya Şehri-i Ramazan...


Ramazan Bayramınız mübarek olsun. Bayramın milletimize İslam alemine ve bütün insanlığa hayır getirmesi temennisiyle…

YORUM EKLE