Gümüşhane türbeleri

Ülkemizde türbe mimarisinin kökleri, Orta Asya’daki mezar anıtlarının yapım geleneğine uzanır. Türklerin İslamiyet’i kabul edişinden sonra, Karhanlılar döneminde görülen türbeler, diğer İslam uygarlıklarına  örnek olmuş, farklı bölgelerimizde farklı mezar anıtları yapılmıştır.


Büyük Selçuklu döneminde İran’a ve Anadolu’ya taşınan anıt mezar geleneği son dönemlere kadar devam ettiği görülmektedir. Türk mimarisinin özelliklerine göre gelişim gösteren türbelerin ilk örnekleri 13.yüzyıl ile tarihlenebilir. İslam coğrafyasında bilinen ilk türbe 9. Yüzyıla tarihlenen Samarra’daki Kubbetü’s-Süleybiye’dir. Daha sonra ilk türbe örnekleri 10 Yüzyılda Horasan ve Türkistan bölgelerinde görülmeye başlamış, Gazneliler ve Büyük Selçuklular döneminde Azerbaycan’da yaygınlaşmıştır. Yapılan türbelerin ortak özellikleri kare planlı, kubbeli ve tuğla malzemeyle inşa edilmiştir. Gazneliler döneminde inşa edilmiş türbelerin en ilginç örneklerinden biri, kule mezar olduğu söylenen Künbed-i Kabus’tur. İran’dan günümüze ulaşan Büyük Selçuklu türbeleri plan ve süslemeleri ile ilgi çekmektedir. Bunlardan Kırk Kızlar türbesi silindirik gövdeli türbelerin öncülerinden biridir.


Anadolu-Türk mimarisinde Selçuklu ve Beylikler döneminde inşa edilen türbeler, genellikle üç ana bölümden oluşmaktadır. 1- İçinde cesedin bulunduğu mezarı barındıran mumyalık,2-Lahit veya sandukaların bulunduğu mescit katı,3-Üst örtü. Selçuklu ve Beylikler dönemi türbeler şu başlıklar altında toplanır; Kübik Gövdeli Türbeler, Sekiz, On Kenarlı Türbeler, Silindirk Gövdeli Türbeler, Eyvan Tipi Türbeler, Bir Medrese veya Caminin Bünyesinde Yer Alan Türbeler, Dikdörtgen Planlı Türbeler ile Erken dönem Osmanlı mimarisinde açık ve kapalı olmak üzere iki türbe tipi ortaya çıkmıştır. Bunlara en iyi örnekler ise İznik’te Sarı Saltuk ve Bursa’da Yeşil Türbe olarak adlandırılır.


Gümüşhane ve ilçelerinde Osmanlı döneminde inşa edilmiş dokuz türbe gövde şeklilerine göre kare, sekizgen ve dikdörtgen planlı olarak başlıca üç grup altında tanımlanır. Bazı türbeler 16. yüzyılda bölgesel özelliklerle inşa edilmiş olması bakımından önem taşırlar. Türbeler üzerlerindeki kitabeler, hat bakımından gösterdiği zarif ve ince işçilik de dönemin özelliğini yansıtması bakımından ilgi çekicidir. Bunlar inşa ve bani kitabeleri olup, bazıları da sadece tarih kitabesi olarak yazılmıştır. Anadolu şehirlerinde de İstanbul kadar zengin olmasa da Osmanlı döneminin mezar geleneğini temsil eden türbe yapıları mevcuttur. Bu şehirlerimizden biri de Gümüşhane’dir. Gümüşhane ve ilçelerinde Osmanlı döneminde inşa edilmiş dokuz türbe tespit edilmiştir.


Pir Ahmed Türbesi: 


Gümüşhane-Erzurum kara yolu üzerinde Pir Ahmed Köyü içerisinde yer alan bu türbe Karamanoğlu Pir Ahmed Bey’e ait olup, H.957 M.1550 yılında inşa edilmiştir. Adına türbe yapılan Pir Ahmed Karamanoğlu II. İbrahim’in oğullarından biridir. Osmanlının Klasik döneminde Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1520-1566) inşa edilen Pir Ahmed Türbesi, kare planlı, iki katlı olarak düzenlenmiş bir türbedir.


Çağırgan Baba Türbesi: 


Gümüşhane’nin 13 km. doğusunda, Tekke Köyünde, anayolun hemen kenarında yer alan Çağırgan Baba Türbesi, bir Osmanlı dönemi türbesidir. Türbenin iç kapısı üzerindeki Arapça iki satırlık kitabede H.990 / M. 1582 yılı kayıtlıdır. Çağırgan Baba Türbesi asıl mekanı kare bir plan üzerine taştan yapılmış, sonradan batısına dikdörtgen planlı bir bölüm daha eklenmiştir.Türbenin her iki bölümün de içinde birer sanduka yer almaktadır.


Hacı Tahir Efendi Türbesi: 


Eski Gümüşhane’de Süleymaniye Mahallesinde, Süleymaniye Camiinin kuzey doğusunda, cami zemininden aşağıdaki terastadır. Türbe günümüze onarımlarla ulaşabilmiş olup üzerindeki kitabede de, 1755–1834 tarihi yer almaktadır.  Mısır El-Ezher Üniversitesi’nde din âlimi olduğunu, giriş üzerinde yer alan kitabeden öğrendiğimiz türbenin,1755–1834 yılları arasında yaşamış olan Tahir Efendi, zamanla cami haziresinin oluşmasına da sebep teşkil etmiştir.


Firdevs Hanım Türbesi: 


Gümüşhane’den Şiran'a giderken Çilhoroz Dağı üzerinde, Şiran’ın 8 km. doğusunda Şiran-Kelkit yolunun 20 m. solunda Firdevs Hanım Türbesi yer almaktadır. Girişteki lento üzerinde orijinal kitabesi bulunmaktadır. Kitabesinden bu türbenin Şehid olan Firdevs Hanım için 1556-1557 tarihinde yapıldığı anlaşılmaktadır.


Çamur Köyü Kümbeti: 


Gümüşhane’nin Kelkit İlçesine 44 km. uzaklıkta ve ilçeye en uzak köylerinden birinde bulunmaktadır. Çamur Köyünün 5 km. batısında bulunan kümbet, eski bir mezarlık içerisindedir. Kümbet büyük ölçüde sağlam olarak günümüze ulaşmış ve yakın tarihte de restore edilmiştir. Kümbetten dolayı köyün tarihini de Kelkit’in tarihiyle paralel olarak değerlendirmekteyiz. 1516 yılından kalma 60 sayılı Vilâyet-i Erzincan Defteri’nde Kelkit, Bayburt Sancağına tabi bir nahiye olarak geçmektedir. Mevcut kitabelerin hiçbirinde tarih bulunmadığı için, kümbetin yapılış tarihi kesin olarak tespit edilememiştir. Eğimli bir arazi üzerine kurulmuş olan kümbet, dıştan sekizgen gövdeli, içten silindirik ve tek katlıdır. Cenazelik bölümü yoktur.


Seydibaba Türbesi ve Namazgahı: 


Köyün doğu mezarlığı içerisinde, mezarlık duvarına bitişik, etrafı üç yönden 1.45m. yüksekliğindeki duvarla çevrilmiş, 6.86 x 6.86 m. ölçülerindeki bir türbe-namazgâh bulunmaktadır. Seydibaba’nın asıl isminin Seyyidi Nurullah Kuddüsü olduğu ve Horasan’dan Anadolu’ya göç eden bir şeyh olduğu ve bu köyde bir zaviye kurduğu öğrenilmektedir. Mezarlık içerisinde Seydibaba’ya ait olduğu ifade edilen mezarın önüne bir mihrap yerleştirilerek üzeri açık, etrafı duvarlarla çevrilmiş bir namazgâh düzenlemesi alışılmışın dışında bir uygulama olarak görülmektedir. Girişi kuzeybatı köşeye yerleştirilerek doğrudan yola açılmaktadır. Namazgâhın içinde, kesme taştan yapılmış küçük bir mihrap bulunmaktadır.


Ebehatun Türbesi: 


Seydibaba Köyünde yer alan Ebehatun Türbesi, köy halkı tarafından “Gelin Ebe Türbesi” diye de adlandırılmaktadır. 3.70 m. x 2.30 m. ölçülerinde dikdörtgen cenazelik üzerine, 3.32 m. x 1.88 m. ölçülerinde dikdörtgen bir gövde oturtularak kademeli olarak düzenlenmiş iki katlı bir mezar yapısıdır. Türbenin düzgün kesme taş malzemeden yapılmış mimarisi, Türk Sanatındaki geleneksel türbe uygulamasının dışında, farklı bir düzenlemeyle dikkat çeker.


Gümüşkaya/Musa Dede Türbesi:


Gümüşkaya Köyü mezarlık alanı içerisinde bulunmaktadır. Türbe içten ve dıştan tonoz örtülü dikdörtgen planlı, 4.73x3.00 m ölçülerinde inşa edilmiştir. Düzgün kaliteli kesme taş malzemeden yapılan türbenin üzerinde kitabesi yoktur. Türbenin girişi doğuda açılmış, basık kemerli olarak düzenlenmiş ve kapı biraz doğuya kaydırılmıştır . İçerideki beşik tonoz örtü orijinaldir ve dıştan betonla kaplanmıştır.


Şiran Ortaköy Anonim Türbe:

Gümüşhane’nin 101 km. güneybatısında bulunan Şiran İlçesinin 6 km. güneydoğusunda, Karaşeyh Köyü ile Çilhoroz geçidi arasında, Karaşeyh Köyünün 2.5km. doğusunda, Firdevs Hanım Türbesinin ve Şiran-Kelkit yolunun kuzeyindedir. Günümüzde bir kısmı şehitlik ormanı olarak düzenlenen ve bir eski çağ yerleşimi olan höyük üzerindedir. Türbe üzeri açık, dikdörtgen planlı olup içerisinde mütevazı bir mezar bulunmaktadır.


Türbelerin planları Doğu Anadolu Bölgesinde 12.yüzyıldan itibaren bilinen mezar yapılarının Osmanlı döneminde inşa edilmiş örnekleri olarak değerlendirebiliriz. Coğrafi özellikler göz önüne alındığında, bölgesel yapı modellerinin tercih edilip kullanılmış olması, mantıklı bir çözümdür. Gümüşhane’deki türbelerden sadece Pir Ahmet Bey ve Ebe Hatun Türbesi iki katlı olup, cenazelik bölümü düzenlenmiştir. Ebe Hatun Türbesi tamamen kendine özgü mimari özelliklere sahip, sıra dışı bir mezar yapısıdır ki, tasarım olarak geleneksel Selçuklu ve Osmanlı türbeleri arasında benzeri yoktur. Diğer türbelerin ise cenazelik bölümleri bulunmaktadır. Pir Ahmet Bey Türbesi cenazeliği tonozla örtülüdür. Ebe Hatun Türbesi içerisine girilemediğinden dıştan anlaşıldığı kadarıyla cenazeliğin düz bir örtüye sahip olduğunu ifade edebilir.


Kaynak;
H. ÖZKAN: Gümüşhane’de Osmanlı Dönemi Türbeleri 
S.SAATÇİ; Sinan ve Türbe Mimarisi

YORUM EKLE