Plan Bütçe Komisyonunda Milli Savunma Bakanlığının Bütçe görüşmelerinde AK Parti Gümüşhane Milletvekili, Plan Bütçe Komisyon Üyesi Feramuz Üstün Milli savunma Bakanı İsmet Yılmaz’a acemi birliklerinin Büyükşehirlerin dışına çıkarılması ve Askeri eğitim sisteminde değişiklik yapılması hususunda görüşlerini bildirdi.
Üstün büyükşehirlerin giderek her bakımdan daha da yoğunlaştığını, bu durumun sebeplerinden birinin de diğer şehirlerimizden yapılan göçlerin olduğunu belirterek, “Şehirler gelişmelerine veya kurulmalarına sebep olan faaliyet alanlarına göre gelişme kategorilerinde isimler alır. Ülkemizde şehirler gelişme özelliklerine göre; sanayi şehirleri, Üniversite şehirleri, Askeri Şehirler vb. kategorilerde değerlendirilmektedir.
Özellikle gelişmekte olan küçük şehirlerimizin, sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan gelişmişlik düzeylerini hızlandıran en önemli sebepler sanayiden sonra askeriye ve üniversitelerdir. AK Parti hükümetlerimiz döneminde bu kriterler çok iyi analiz edilerek her şehrimize en az bir üniversite açılmış ve şehirlerimizin dokusu her alanda bu durumdan olumlu etkilenmiştir. Şimdi belirtmek istediğim şudur ki; ülkemizin muhtelif illerinde bulunan acemi birliklerimiz bu illerimizin ekonomilerine canlılık getirmiş, ülkemizin her bir tarafından gelen askerlerimiz bu şehirlerimizi tanımış ve tanıtılmasına sebep olmuş ve bunun neticesinde de bu şehirler çevresinde bulunan diğer şehirlere göre hızlı bir büyüme evresine girmişlerdir. Bu sebeple acemi birliklerimiz Gümüşhane, Bayburt, Artvin gibi gelişmeye müsait şehirlerimize taşınırsa inanıyorum ki bu şehirlerimize de her açıdan canlılık kazandıracak, bir çok alanda istihdam oluşturacak ve Büyükşehirlere olan göçüde azaltacaktır.” dedi
Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ise Üstün’ün açıklamalarını olumlu bulduklarını ve bu konuda çalışmalarının olduğunu belirtti.
Ayrıca bütçenin geneli üzerinde de görüşlerini bildiren Üstün, “Ben bir mali müşavirim. Yirmi beş yıldır da Ankara’da mali müşavirlik yapıyorum. Aşağı-yukarı gelinen bütün yirmi yıllık, yirmi beş yıllık süreci biliyoruz. Herhâlde ilk defa, son zamanlarda ülke kendi kendine, bakanlık bürokratları, siyasetimiz kendi kendine bütçe yapıyor. Mesela burada maliye bürokratlarının hepsine ‘Carlo Cottarelli kim?’ desem hepsi bilir. O dönemin bakanını bile bilmezler. Gelirdi, bütçeler önümüze kalem kalem müdahaleler yapılırdı ‘Şu bütçe şuraya yapılacak, şu bütçe buraya yapılacak.’ On yıllık süreçte âdeta hiçbir gelişme yapılmamış gibi bir eleştiriye tabî tutulması, çok da sağlıklı gelmiyor bana. Çünkü, ülkedeki krizden bahsediyoruz, son beş yıldaki özellikle dünyanın gelmiş geçmiş en önemli krizlerinden birisini yaşıyoruz. Dünya ekonomisinin yüzde 21’ine sahip olan Amerika’daki durum ortada, Asya’daki durum ortada, Avrupa Birliği yüzde 19’luk ekonomik hacme sahip olan euro bölgesindeki durum ortada. Buna rağmen, borçlanma faizi, bütçede bir kalem var “Faiz giderleri 53 milyar.” diyor. Borçlanma faiz oranları da yüzde 6 civarında. Herhâlde, on yıl önce yüzde 70’lerdeydi, demek ki şu anda -on katı olmuş olsa- 300-500 milyar TL civarında sadece faiz giderimiz olacaktı. Ekonominin, bütçenin en sağlıklı yürüdüğü ortamlar istikrarın ve güvenin olduğu ortamlardır. Şu anda da ülkedeki on yıllık dönemde, belki çok başarılı muhalefet tarafından görünmeyebilir ama bu millet bu işe kararını verdi, bu millet bu istikrarın sürmesini… Hatta bazı yerlerde vatandaşlarla karşılaştığımız zaman tek tesellileri de inanın şu oluyor, şu dönemde, şu dünyadaki krizin olduğu bu dönemde “AK PARTİ iktidarı da olmasaydı şu anki durum ne olurdu?” diye hakikaten bizler de mesleğin içinde olan insanlar olarak, esnaflarımızla, işverenlerimizle oturduğu zaman belki milletin tek tesellisi şu anda güçlü bir iktidarın ve istikrarlı bir Hükûmetin olmasıdır. Dolayısıyla, “Ülke yerinde sayıyor.” diyen arkadaşlara soruyorum. 40 milyar dolarlık ihracattan, eğer duruyorsa 140 milyar dolara nasıl çıktı? İhracat bu aşamaya nasıl geldi? Üreten bir ekonomi olmamış olsa, muhakkak ki sıkıntılarımızın varlığından hepimiz haberdarız ki en önemli ve en yapısal problemimiz şu bütçede de gözüktüğü gibi enerji ithalatına bağımlılığımızdır. Yerel enerji, belirlediğimiz alanlarda yatırımlarımızı arttırmamız gerektiğini düşünüyoruz. Bu, hepimizin ortak problemidir. Bütçelerle ilgili bütün eleştirilerinize ben teşekkür ediyorum ama bu saygılı, seviyeli tartışmanın sonuna kadar devam edeceğinden de tereddüdüm yoktur. Hepinize saygılar sunuyorum, bütçemizin hayırlı uğurlu olmasını temenni ediyorum.” dedi.
Güncelleme Tarihi: 06 Kasım 2012, 20:20