Yaptığı açıklamada eğitim kurumlarında boş idareciliklere yapılacak atamaların 18 Kasım itibariyle tamamlanacağını belirten Ağaç, süreci facia olarak nitelendiren iradayi kınadıklarını söyledi. Ağaç, bir takım isimlerin basın yoluyla afişe edilmesinin de sendikal duruşa yakışmadığı gibi eğitimcilerin kişilik haklarına da saldırı teşkil ettiğini savundu.
“KENDİNİZİ ZİHNİ BULANIKLIKTAN LÜTFEN ARINDIRIN”
Kendilerinin de bu süreçle ilgili ehl-i vicdan olarak rahatsız oldukları bazı hususlar olduğunu, bu tür süreçlerin çok sağlıklı işlemeyebileceğini, eleştiriler olabileceğini kaydeden Ağaç, “Bunları da muhataplarına usulü dairesince iletmişizdir. Ancak kişileri, kurumları, sendikaları, siyasi partileri harmanlayıp toplumsal kargaşaya sürüklemek ve bunları sendikal duruş adına yapmak son derece yersiz ve gereksizdir. Kaldı ki ilgili sendika Ağustos ayı içerisinde yaptığı basın açıklamasında Milli Eğitim Müdürünü değerlendirmiş; adaletine güvendiğini basın yoluyla deklare etmiştir. Son yaptığı açıklamada ise insaf ve adalet ölçülerinin dışına çıkmış ve haksızca ithamlarda bulunmuştur. Yine sendika olarak bizi süreci perde arkasından idare etmekle itham etmiş, şimdi ise ciddiye alınmadığımızı ifade etmektedir. Bu kadar tenakuz akıllara ziyan. Kendinizi zihni bulanıklıktan lütfen arındırın.” dedi.
“HAK ARAMAKLA GÖREVLİ SENDİKA ŞİMDİ KEHANETE YÖNELDİ”
Eğitim yöneticilerinin Bakanlığın belirlediği kriterler doğrultusunda atandığını, bu kriterlerden birisinin de merkezi sınavlar olduğunu hatırlatan Ağaç, “Bu sınavlar da Eğitim Bir-Sen şubesi üyeleri ile birlikte sınavlara; kurslar, deneme sınavları, seminerler ve interaktif çalışmalarla hazırlanır. 2012 yılında yapılan idarecilik sınavında sınav kazanan 60 eğitimcinin 47si, Şube Müdürlüğü sınavında kazanan 32 eğitimcinin 25i sendikamızın üyesidir. Bu rakamların bu günlerde yapılmakta olan mülakat sınavlarına da yansımasında ne gibi bir şaibe vardır. Sınav kazanıp atanan arkadaşlarımızı gölgelemek için her atama döneminde bu tür atraksiyonlarla kamuoyunu yanıltmaya çalışan sendikanın bu son hamlesi de atamaları şaibe altına almaktır. Hak aramakla görevli sendika şimdi kehanete yöneldi. Hem de noterli kehanete. Geçen hafta yapılan Müdür Yardımcılığı atamasında kendi şube yönetim kurulu üyesini de bu kehanet öngörüsünde görebildi mi? Okullarda iş ve işlemleri yürütmek üzere görevlendirilen müdür adayları ilgili okullara atanırlarsa bu sendikanın kehanetleri gerçekleşecek öyle mi? Niye bu öngörünüzü daha önce harekete geçirip görevlendirmeleri engellemediniz? Yapılan basın açıklamasında isim zikrederek komisyon etki altında bırakılmaya çalışılmış ve bu kişilerin bu görevlere layık olmadığı algısı oluşturulmak istenmiştir.” diye konuştu.
“MİLLİ EĞİTİM’İN ATAMA ŞUBESİ DEĞİLİZ”
Ağaç, sendika olarak Milli Eğitim Müdürlüğünün atama şubesi olmadıklarının altını çizerek şunları söyledi: “Yasa ve yönetmeliklere göre üyelerimizin hak ve menfaatlerini korumakla ve geliştirmekle görevliyiz. Bunu da hakkıyla yaptığımıza inanıyoruz. Milli Eğitim Bünyesinde 965 üyemiz var. Doğal olarak atamaların büyük bir kısmı bizim üyelerimiz arasından olacaktır. Bu durum da normaldir. Söz konusu şube başkanı sarı sendika diyerek bizi kastetmektedir. Halbuki bir süredir bir okulumuzda Müdür Yardımcılığı görevlendirmesiyle çalışan şube başkanının ilgili sürede sesi soluğu çıkmamakta, kordon bağı Eylül 2014’te kesilince şube başkanı olduğunu hatırlayarak o tarihten sonra yaptığı basın açıklamalarında bize saldırarak sendikacılık yaptığını zannetmektedir. Endişelenme sayın başkan bizim sizin koltuğunuzda gözümüz yok. Niye bu kadar hırçınsınız. Mağdur olanlar bizim üyelerimiz ise sorumluluk bize ait. Üyelerimiz arasında ayrım yapılıyorsa, biz ciddiye alınmıyorsak sizi ilgilendiren şeyin ne olduğunu anlamıyoruz. Ama amaç başka. Amaç kargaşa ve kaos oluşturmak. Bu süreçte atanacak arkadaşları şaibe altında tutmak. İdareciliklerini sorgularken unutulmaması gereken bir husus var. Oda şu: 14 yıldır Eğitim Bir-Sen olarak insanların kişilik hakları, onur ve haysiyetleri ile oynamadan, onları şaibe altında tutmadan, herkesin mesleğine, kimliğine, kişiliğine, makamına saygı duyarak hepimizin önceliği olan eğitimin niteliğini artırmak noktasında özveride bulunmak; demokratik hak ve sorumluluklarımızı yerine getirirken saygılı olmaktır.”
Güncelleme Tarihi: 21 Ekim 2014, 21:19
