Saadet Partisi (SP) Gümüşhane İl Başkanı Avukat Akın Demir, Özgecan Aslan’ın vahşice katledilmesinin ardından yaptığı açıklamada kadına yönelik şiddetin artık siracesinden çıktığını ve başta devlet idarecileri, kanaat önderleri olmak üzere herkesin bu sorunun çözümü hususunda adım atması gerektiğini söyledi.
Kadına yönelik şiddetin son mağdurunun 20 yaşında üniversiteli genç bir kız olduğunu belirten Demir, insanın kanını donduran bu vahşeti kınadıklarını belirterek, böyle bir hadisenin tekrar yaşanmaması temennisinde bulundu.
Özgecan Aslan’a yapılan saldırının millet olarak ortak acımız olduğunu kaydeden Demir, “Bu hadise bize insanlık adına bir kez daha bu soruna ciddiyetle eğilmemiz gerektiğini hatırlatmıştır. Hemen hemen her gün kadına yönelik şiddet içeren haberleri izliyoruz. Daha Özgecan Aslan’a yapılan vahşi saldırının üzerinden bir gün bile geçmeden benzer hadiselere yönelik haberler gelmeye devam etmiştir.”
Sorunun sadece Türk Ceza Kanunu ile veya yapılacak bazı yasal düzenlemelerle çözümünü beklemenin hayalcilikten başka bir şey olmadığını dile getiren Demir, “Eğitim ve ahlaki değerlerin kazandırılması, sinema, medya, sosyal paylaşım gibi kamusal iletişim araçlarının denetimi ile pekiştirilmeyen çalışmalar beyhude çabadan başka bir anlam ifade etmez. Bugün maalesef dizi, sinema, müzik dünyası ahlaki değerlerin yıpranması noktasında ateşe benzinle gitmektedirler. Sanat adı altında müstehcenlik ön plana çıkarılmakta dini ve örfi değerlerimizle alay edilmektedir. Toplumlar inanç ve değerleri ile sağlıklı olarak yaşam sürerler. İnanç ve değerlerini yitiren toplumlar Şeyh Edebali’ nin deyişi ile yeşilken çöle dönüşürler. Bir toplumda insani ve ahlaki açıdan problemli bireyler yetişiyorsa bu kabahat sadece bireylerde değil aynı zamanda toplumunda vebalinde olan bir meseledir. Osmanlı öncesinde insani değerlerin harmanlandığı Tabduk Emre, Mevlana, Hacı Bektaş Veli gibi gönül erlerinin dergâhları toplumu gergef gergef işliyordu. Cumhuriyet öncesinde Ahmet Ziyauddin Gümüşhanevi dergahı bu rolü üstenmiş ve Mehmet Zahit Kotku ile devam ede gelmişti. İnsanların gönül sohbeti dinlediği manen yetiştiği bu mekanlar zamanla tükenmiş yerlerini modern dünyanın sömürü araçları olan televizyonlar almıştır. Televizyonların Türk toplumunun yaşam alanına girmesi ile dini ve örfi değerlerimiz bir bir yok edilmiştir. Hiçbir tedbir alınmadan batının emperyal kültürü toplumun en hücre noktasına kadar televizyon vasıtası ile sokulmuştur. Bugün Türk toplumu ABD den sonra televizyon izleme oranında 2. Sırada gelmektedir. Eğer Özgecan Aslan hunharca katlediliyorsa emin olun ki bunun en başlı müsebbibi medyadır. Biz kadına yönelik şiddetin, çocuk istismarının, cinsel istismarların, hırsızlık, gasp gibi adi suçların önüne geçmek istiyorsak işe medyadan başlamalıyız. Unutmayalım ki ahlaklı toplumun yolu ahlaklı medya ve sanattan geçmektedir.” ifadelerini kullandı.
Güncelleme Tarihi: 16 Şubat 2015, 13:59
Kadına yönelik şiddetin son mağdurunun 20 yaşında üniversiteli genç bir kız olduğunu belirten Demir, insanın kanını donduran bu vahşeti kınadıklarını belirterek, böyle bir hadisenin tekrar yaşanmaması temennisinde bulundu.
Özgecan Aslan’a yapılan saldırının millet olarak ortak acımız olduğunu kaydeden Demir, “Bu hadise bize insanlık adına bir kez daha bu soruna ciddiyetle eğilmemiz gerektiğini hatırlatmıştır. Hemen hemen her gün kadına yönelik şiddet içeren haberleri izliyoruz. Daha Özgecan Aslan’a yapılan vahşi saldırının üzerinden bir gün bile geçmeden benzer hadiselere yönelik haberler gelmeye devam etmiştir.”
Sorunun sadece Türk Ceza Kanunu ile veya yapılacak bazı yasal düzenlemelerle çözümünü beklemenin hayalcilikten başka bir şey olmadığını dile getiren Demir, “Eğitim ve ahlaki değerlerin kazandırılması, sinema, medya, sosyal paylaşım gibi kamusal iletişim araçlarının denetimi ile pekiştirilmeyen çalışmalar beyhude çabadan başka bir anlam ifade etmez. Bugün maalesef dizi, sinema, müzik dünyası ahlaki değerlerin yıpranması noktasında ateşe benzinle gitmektedirler. Sanat adı altında müstehcenlik ön plana çıkarılmakta dini ve örfi değerlerimizle alay edilmektedir. Toplumlar inanç ve değerleri ile sağlıklı olarak yaşam sürerler. İnanç ve değerlerini yitiren toplumlar Şeyh Edebali’ nin deyişi ile yeşilken çöle dönüşürler. Bir toplumda insani ve ahlaki açıdan problemli bireyler yetişiyorsa bu kabahat sadece bireylerde değil aynı zamanda toplumunda vebalinde olan bir meseledir. Osmanlı öncesinde insani değerlerin harmanlandığı Tabduk Emre, Mevlana, Hacı Bektaş Veli gibi gönül erlerinin dergâhları toplumu gergef gergef işliyordu. Cumhuriyet öncesinde Ahmet Ziyauddin Gümüşhanevi dergahı bu rolü üstenmiş ve Mehmet Zahit Kotku ile devam ede gelmişti. İnsanların gönül sohbeti dinlediği manen yetiştiği bu mekanlar zamanla tükenmiş yerlerini modern dünyanın sömürü araçları olan televizyonlar almıştır. Televizyonların Türk toplumunun yaşam alanına girmesi ile dini ve örfi değerlerimiz bir bir yok edilmiştir. Hiçbir tedbir alınmadan batının emperyal kültürü toplumun en hücre noktasına kadar televizyon vasıtası ile sokulmuştur. Bugün Türk toplumu ABD den sonra televizyon izleme oranında 2. Sırada gelmektedir. Eğer Özgecan Aslan hunharca katlediliyorsa emin olun ki bunun en başlı müsebbibi medyadır. Biz kadına yönelik şiddetin, çocuk istismarının, cinsel istismarların, hırsızlık, gasp gibi adi suçların önüne geçmek istiyorsak işe medyadan başlamalıyız. Unutmayalım ki ahlaklı toplumun yolu ahlaklı medya ve sanattan geçmektedir.” ifadelerini kullandı.