Gümüşhane Gençlik Merkezi, Halk Eğitimi Merkezi ve Gümüşhane Sanat Tiyatrosu işbirliğiyle gerçekleştirilen sokak tiyatrosunda yaklaşık 2 tonluk hafriyatla oluşturulan dekorda gerçek bir hikayeden esinlenen oyun büyük beğeni topladı.
1999 Marmara depremini İstanbul’da yaşayan yönetmen Mesut Budak tarafından gerçek bir hikayeden esinlenerek yazılan oyunda oyuncuların gerçekçi makyajı, ses ve sis efektleri ile 15 Temmuz Zafer Meydanını dolduran vatandaşlar büyük bir beğeniyle oyunu izledi.
Bağlarbaşı Mahallesinde yıkılan bir binadan 2 tonluk hafriyat taşınarak oluşturulan gerçek dekorda ayrıca televizyon, yatak, televizyon sehpası gibi unsurlar da kullanıldı.
Özellikle depremi yaşayan bazı vatandaşların oyunda depremin ardından moloz yığının altında kalan oyuncuya yardım etmeye çalıştığı gözlenirken, dekorun etrafına sosyal mesaj yazılı pankartlar da dizildi. Yaklaşık 30 dakika süren oyunda 5 oyuncu sahne alırken, gerçeğini aratmayan oyunda oyuncuların performansı göz doldurdu.
Gümüşhane Gençlik Merkezi Müdürü Beytullah Cebel, oyunun ardından gazetecilere yaptığı açıklamada Gençlik Merkezi olarak toplumsal duyarlılığı ve bazı farkındalıkları oluşturmak için tiyatro faaliyetlerinde bulunduklarını belirterek, bugün de deprem temasını işlediklerini bu etkinliğe benzer başka faaliyetlerde bulunduklarını kaydetti.
Oyunun senaristi ve yönetmeni Mesut Budak ise Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü ve Halk Eğitimi Merkeziyle ortaklaşa yürüttükleri proje kapsamında geçmiş dönemlerde yaşanan depremlerle alakalı hayatlarını veren vatandaşlara ithafen uyguladıkları bir tiyatro çalışması gerçekleştirdiklerini söyledi.
Sokak tiyatrosuyla doğrudan insanlara ulaşmaya çalıştıklarını kaydeden Budak, “İnsanlarımızda şok etkisi oluşturarak, depremi birebir yaşamaları için doğrudan hafriyat, moloz, yıkılmış bir evin duvarını alarak insanlarımıza tiyatroyu aktardık. Depremin ne kadar şiddetli olduğunu vurgulamaya çalıştık. Deprem haber vererek gelmiyor. Bir anda oluyor. Tıpkı 1999 depremi gibi. 2003 depremi gibi. Tek amacımız depremin nasıl insanlara etki ettiğini göstermektir” dedi.
Kendisinin de 1999 depremini İstanbul’da yaşadığını kaydeden Budak, duygularını şöyle aktardı: “Şiddeti tarif edilemez çok korkunç bir durumdu. Bir nevi kıyameti yaşamıştık. İnsanlar birbirini tanımıyordu, kendi evlatlarını bile tanımıyordu. Herkes can pazarı içerisinde kendi canlarını kurtarmaya çalışıyordu. Umarız böyle bir olayla bir daha karşı karşıya gelmeyiz ama geleceksek te tedbirimizi almış oluruz.”
Oyunculardan Murat Urlu da sosyal farkındalık oluşturmak için oyunu sahnelediklerini, böyle faydalı işlerin olması gerektiğine vurgu yaptı. Halkı oyunun içine sokmayı amaçladıklarını ve bunda da başarılı olduklarını ifade eden Urlu, oyun sırasında bazı vatandaşların depremde bina altında kalan depremzedeyi çıkarmak için yardımda bulunduğunu anımsattı.