Mantarların ormanlık alanlarda, yol kenarlarında, ağaç diplerinde sıkça karşıya çıktığını fakat bu mantarların her zaman masum olmadığını kaydeden Zenger, toplamda 100 kadar mantar çeşidinin zehirli olduğunun bildirildiğini, mantarların zehirli olup olmadığı şekillerine, rengine, toprakta mı yoksa ağaçta mı yetiştiğine bakılarak tespit edilemeyeceğini söyledi.

Zehirli mantarın zehrinin yıkanarak, pişirilerek, kaynatılarak yok edilemeyeceğinin altını çizen Zenger, zehirli mantar ve zehirsiz mantarların bir arada bulunabileceğinden aynı anda mantarı tüketen kişilerin bazılarında zehirlenme olabilirken bazılarında oluşmayabileceğini hatırlattı.

Mantar zehirlenmesinde mantar yedikten sonra şikayetlerin ortaya çıkış süresinin önemli olduğunu dile getiren Zenger, “Genellikle şikayetler ilk 6 saatte ortaya çıkmakta olup çoğunlukla bulantı, kusma, ishal, karın ağrısı, bilinç bulanıklığı, baş dönmesi, bilinç bozukluğu ortaya çıkar. Ancak özellikle 6 saatten sonra şikayetleri olan hastalarda karaciğer ve böbrek yetmezliği, bunlar sonucunda ölüm riski yüzde 30’lara kadar varmaktadır. Karaciğer ve böbrek nakli ihtiyacı mantar zehirlenmesi sonucunda gelişebilmektedir. Öncelikle doğada bulunan mantarların tüketilmemesi gerekmekte olup, eğer tüketilir ise sonrasında şikayetleri olan kişilerin vakit geçmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurmaları önerilmektedir” ifadelerini kullandı.