Saadet Partisi (SP) Gümüşhane İl Başkanı Avukat Akın Demir, 28 Şubat post modern darbesinin davasını değerlendirdi.
28 Şubat'ın kudretli Generali Çevik Bir’in demokrasiye balans ayarı yapmak için tankları yürüttüğü yere bu sefer tankları değil kendisinin gittiğini ifade eden Demir, “Ama bu sefer demokrasiye balans ayarı yapmak için değil millete hesap vermek için.” dedi.
Hiç kimsenin yaptığının yanına kar kalmadığını ifade eden Demir, işin merkezine inilmediği sürece “Gider Çevik Bir, gelir Çevik İki” tespitinde bulunarak, “Çünkü figüran bulmak kolay yeter ki patron güçlü olsun. Bizler nasihat sadedinde figüranlara Muhammed Rıza Şah Pehlevileri, Saddam Hüseyinlerin akıbetini hatırlatır. Emperyalist Irkçı Siyonist mahfillere hizmet ettiğin sürece seni baş üstünde tutarlar işin bittiği zamanda ipini çekerler. Onun için güce değil hakka ve millete hizmet eden ve yetkiyi ve gücü buralarda arayın yoksa sizinde akıbetiniz onlar gibi olur.” dedi.
Sivil demokrasinin güçlenmesi için Türkiye’nin yakın tarihinde meydana gelen antidemokratik uygulamalarla yüzleşmek mecburiyetinde olduğunu kaydeden Demir, demokratikleşme, sivilleşme adına atılan bunca adımın boşa gitmemesi için 28 Şubat sürecinin enine boyuna aydınlatılması gerektiğini ifade etti.
Türkiye demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen 28 Şubat sürecinin aydınlatılmadan ne 12 Eylül ne 27 Mayıs nede Ergenekon’un aydınlatılabileceğini dile getiren Demir, 28 Şubat sürecinin topyekün saldırıya geçildiği tek darbe süreci olduğunu belirtti.
Gelinen noktanın bir intikam alma mücadelesi değil darbecilerin, milleti ve onun temsilcilerini adam yerine koymayanların adalete ve millete hesap verme mücadelesi olduğunu belirten Demir, “Hangi güç ve yetki ile demokratik yollarla iktidara gelmiş bir hükümeti hedef alırsınız. Hangi yetki ile milletti fişlersiniz, sermayeyi yeşil kırmız vs diye tasnif edersiniz başörtülülerin en doğal haklarından biri olan eğitim hakkını engellersiniz, İmam hatipleri, Kuran Kurslarını ve STK’ları kapatmaya yeltenirsiniz, binlerce subayın ordudan ilişiğini kesersiniz ve daha da ileri giderek ordudan ilişiği kesilenlerin tüm yaşam alanlarını yok etmeye çalışırsınız. Daha sayamayacağımız nice zulüm bu zulümleri ne Ermeniler ne de Yunanlılar bu millete yaptı. Yunanlıların ve Ermenilerin dahi İstiklal Mücadelesinde bu millete yapmadığı hainliği bunlar yapmıştır. İşte şimdi adaletin huzurunda hesap verme zamanıdır. Zulme milim meyletmeden bu sürecin tüm kudretli! paşalarından ve diğer zevatından hesap sorma zamanıdır. Adaleti tesis edenlerin hak ve adalet ölçüsünde muhakeme edeceklerini ve intikam hissi ile değil hak ve adalet hissi ile muamele edeceklerine bu milletin güvenci tamdır. Ve bu millet bu maşalardan hesap sorulduğu gibi bu maşaları harekete geçirenlerinde ipinin pazara çıkarılmasını beklemektedir. Sadece figüranların hesap yerinde gözükmesi 28 Şubat’ı ve diğer antidemokratik olayları aydınlatmaya yetmeyecektir. Rahmetli Erbakan hocamızın ifade ettiği şekli ile Emperyalist-Irkçı Siyonist tezgâh ifşa edilmelidir. Saadet Partisi Genel Başkan Başdanışmanı Fatih Erbakan’ın ifade ettiği şekli ile uçak arıza yapmış ise suçu uçakta değil onu yapan mühendislerde aramak gerekir.” dedi.
Güncelleme Tarihi: 16 Nisan 2012, 11:28
28 Şubat'ın kudretli Generali Çevik Bir’in demokrasiye balans ayarı yapmak için tankları yürüttüğü yere bu sefer tankları değil kendisinin gittiğini ifade eden Demir, “Ama bu sefer demokrasiye balans ayarı yapmak için değil millete hesap vermek için.” dedi.
Hiç kimsenin yaptığının yanına kar kalmadığını ifade eden Demir, işin merkezine inilmediği sürece “Gider Çevik Bir, gelir Çevik İki” tespitinde bulunarak, “Çünkü figüran bulmak kolay yeter ki patron güçlü olsun. Bizler nasihat sadedinde figüranlara Muhammed Rıza Şah Pehlevileri, Saddam Hüseyinlerin akıbetini hatırlatır. Emperyalist Irkçı Siyonist mahfillere hizmet ettiğin sürece seni baş üstünde tutarlar işin bittiği zamanda ipini çekerler. Onun için güce değil hakka ve millete hizmet eden ve yetkiyi ve gücü buralarda arayın yoksa sizinde akıbetiniz onlar gibi olur.” dedi.
Sivil demokrasinin güçlenmesi için Türkiye’nin yakın tarihinde meydana gelen antidemokratik uygulamalarla yüzleşmek mecburiyetinde olduğunu kaydeden Demir, demokratikleşme, sivilleşme adına atılan bunca adımın boşa gitmemesi için 28 Şubat sürecinin enine boyuna aydınlatılması gerektiğini ifade etti.
Türkiye demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçen 28 Şubat sürecinin aydınlatılmadan ne 12 Eylül ne 27 Mayıs nede Ergenekon’un aydınlatılabileceğini dile getiren Demir, 28 Şubat sürecinin topyekün saldırıya geçildiği tek darbe süreci olduğunu belirtti.
Gelinen noktanın bir intikam alma mücadelesi değil darbecilerin, milleti ve onun temsilcilerini adam yerine koymayanların adalete ve millete hesap verme mücadelesi olduğunu belirten Demir, “Hangi güç ve yetki ile demokratik yollarla iktidara gelmiş bir hükümeti hedef alırsınız. Hangi yetki ile milletti fişlersiniz, sermayeyi yeşil kırmız vs diye tasnif edersiniz başörtülülerin en doğal haklarından biri olan eğitim hakkını engellersiniz, İmam hatipleri, Kuran Kurslarını ve STK’ları kapatmaya yeltenirsiniz, binlerce subayın ordudan ilişiğini kesersiniz ve daha da ileri giderek ordudan ilişiği kesilenlerin tüm yaşam alanlarını yok etmeye çalışırsınız. Daha sayamayacağımız nice zulüm bu zulümleri ne Ermeniler ne de Yunanlılar bu millete yaptı. Yunanlıların ve Ermenilerin dahi İstiklal Mücadelesinde bu millete yapmadığı hainliği bunlar yapmıştır. İşte şimdi adaletin huzurunda hesap verme zamanıdır. Zulme milim meyletmeden bu sürecin tüm kudretli! paşalarından ve diğer zevatından hesap sorma zamanıdır. Adaleti tesis edenlerin hak ve adalet ölçüsünde muhakeme edeceklerini ve intikam hissi ile değil hak ve adalet hissi ile muamele edeceklerine bu milletin güvenci tamdır. Ve bu millet bu maşalardan hesap sorulduğu gibi bu maşaları harekete geçirenlerinde ipinin pazara çıkarılmasını beklemektedir. Sadece figüranların hesap yerinde gözükmesi 28 Şubat’ı ve diğer antidemokratik olayları aydınlatmaya yetmeyecektir. Rahmetli Erbakan hocamızın ifade ettiği şekli ile Emperyalist-Irkçı Siyonist tezgâh ifşa edilmelidir. Saadet Partisi Genel Başkan Başdanışmanı Fatih Erbakan’ın ifade ettiği şekli ile uçak arıza yapmış ise suçu uçakta değil onu yapan mühendislerde aramak gerekir.” dedi.