Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü ile Türk Kadınlar Birliği Gümüşhane Şubesi organizasyonunda gerçekleştirilen program Gümüşhane Kültür Merkezinde gerçekleştirildi.
Programa Vali Yücel Yavuz’un eşi Şengül Yavuz, Türk Kadınlar Birliği Gümüşhane Şubesi Başkanı Aynur Çubukçu ve kadınlar katıldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından açılış konuşmasını Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdür Yardımcısı Mutlu Sevindik’in yaptığı programda günün anlam ve önemine dair konuşan Vali Yavuz’un eşi Şengül Yavuz, Mehmetçikleri dünyaya getiren, binlerce onurlu şehit anası ile Gümüşhaneli kadınların ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutladı.
“DİĞER YARISINI DA YETİŞTİREN KADIN”
Yavuz, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Kadınlar Günü etkinliğini bir haftaya yaydıklarını belirterek, şöyle konuştu: “Bir hafta beraberiz. Öncelikle bu etkinliklerde emeği geçen bütün kurumlara, sivil toplum kuruluşlarına, arkadaşlara, idarecilere herkese kendi adıma ve sizin adınıza teşekkür ediyorum. Kimdir kadın, diye sorduğumuzda, ‘Cennet annelerinin ayaklarının altındadır’ müjdesiyle taçlanandır kadın. Toplumun yarısı kadın ise diğer yarısını yetiştirendir kadın. Kadın, yarınları yoğuran ellerinin her bir tırnağında ayrı bir hatıra, her bir tencerede ayrı bir hatırdır. Bakışının değdiği her yerde umut, sesinin anladığı her bir kulakta öğüt. Kadın nasırlı ellerinde bebesinin yorgan. Kadın gülüşüyle anıları var kılan. Kadın işinde iyi evinde anne, eş. Amelinde efendi. Kadın, yarın gelecek, kadın geçmiş ve kadın sesidir evin.”
8 MART’IN İKİ ÖNEMİ
Türk Kadınlar Birliği Gümüşhane Şubesi Başkanı Aynur Çubukçu ise 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün Türk kadınları için iki önemi olduğunu belirterek, “Birincisi 5 Aralık 1934’te Türk kadınına siyasal hakların verilişidir. İkincisi ise Birleşmiş Milletlerde Genel Kurul Kararı ile 8 Mart 1975’te Türkiye'de kabul edilen Dünya Kadınlar Günü ve Kadın yılıdır. 8 Mart eşitsizliğe ve ayrımcılığa karşı kadınların, toplumsal ve ekonomik sorunların haykırdı ve çözüm için birleşmenin zorunluluğunun vurgulandığı bir gündür. 8 Mart eşitlik ve haklar için mücadele eden kadının toplumsal konumunun değerlendirildiği sorunlarının tartışıldığı ve yeni çözümlerin belirlendiği uluslararası bir dayanışma günüdür” dedi.
“DÜNDEN DAHA ÇOK SÖZ HAKKI İSTİYORUZ”
Toplumun diğer yarısının temsil eden kadınların, çağdaş haklarının hayata geçirilmesi gerektiğini bir kat daha arttığı günümüzde 8 Mart’ların kutlanmasının daha büyük önem kazandığını vurgulayan Çubukçu, konuşmasına şöyle devam etti: “Çünkü biz kadınlar, bu gün dünden daha çok söz hakkı istiyoruz. Siyasal katılım istiyoruz. Kısacası toplumsal sorumlulukların paylaşımına talibiz ve erkeğimizle omuz omuza değişik konumda olmak istiyoruz. Demokrasiyle kadın haklarının iç içeliği inkar edilemez bir gerçektir. Bu durumda kırsalda ve kentte tüm kadınlarımızın ileri çağdaş ve katılımcı bir konuma gelebilmeleri için laikliğin ve demokrasinin savunucuları olmaları ve gerek yasalarda gerekse kadına sosyal statüsüne yapılması gereken her türlü eşitliği sağlayıcı gelişme için yalnız 8 Martlarda değil 365 gün boyunca mücadele vermeleri gerekmektedir. Çünkü biz kadınların düşünce zenginliğinden yararlanmak sizin ilerlemek imkansızdır. Biz kadınların desteği ve sevgisi olmaksızın barış ve demokrasinin kazanılması imkânsızdır. Ve biz kadınların kazanımı ve çabası olmaksızın layık ve Çağdaş toplumların kurulması gerçekleştirilemez. Tıpkı Cumhuriyetimizin ilk yıllarında olduğu gibi bugün de aynı şevkle heyecanla layık ve Çağdaş toplumumuzu mimari Atatürk'ün ilke ve devrimlerine sahip çıkacağımıza söz veriyor ve tüm kadınlarımıza bu mücadele için birlikte olmaya çağırıyorum.”
“TÜRK KADINI HER ALANDA BAŞARILIDIR”
Türk kadınının kendisine tanınan haklardan sonra her alanda başarılı olduğuna dikkat çeken Çubukçu, “Unutmayalım ki dünyanın hiçbir milletinin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, Milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu Kadını kadar emek verdim diyemez. Erkeklerden kurduğumuz ordumuzun Hayat kanallarını kadınlarımız işlemiştir. Çift süren tarlayı erken kağnısını ve kucağındaki yavrusu ile yağmur demeyip kış demeyip cephe ihtiyaçlarını taşıyan hep onlar o yüce o fedakar o ilahi Anadolu kadın olmuştur” dedi.
“KADINLARIMIZI AZİZ VE KUTSAL BİLELİM”
Türk kadınının büyük ruhlu ve büyük duygulu olduğunu, bu nedenle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilinmesi gerektiğini ifade eden Çubukçu, konuşmasını şöyle tamamladı: “Nene Hatun, Halide Onbaşı, Nezahat Onbaşı, Şerife Bacı, Erzurumlu Kara Fatma, Halime Çavuş, İzmirli Binbaşı Ayşe, Tarsuslu Adile Onbaşı, Nazife Kadın, Domaniçli Habibe ve daha binlercesi Kurtuluş mücadelesinde erkeği ile omuz omuza cephede yerini alıp cephede savaşa mermi taşıyan yaralı askerlerin tedavi eden silah ve giyecek imal ederek vatanımızın kurtuluşunda büyük payı olan kahraman Türk kadınlarımızın ve tüm kadınlarımızın kadınlar gününü tekrar kutluyorum. Şiddetin olmadı kadın cinayetlerini işlenmediği tacizlerin olmadı nice 8 Martlar diliyorum.”
Konuşmaların ardından Türk Kadınlar Birliği üyesi Memnune Şehitlioğlu "Gelincik Çiçeği" adlı şiir, Nezihe Gökhan, Aysel Ertürk, Melike Koyun tarafından yöresel halk türküleri seslendirildi. "Kız isteme" adlı tiyatro oyununun da sahnelendiği programın sonunda “Hayata Dokunuşlar” projesi anısına hatıra fotoğrafı çekildi.
Programın ardından katılımcıların Belediye otobüsleriyle taşındığı Kral Park tesislerinde akşam yemeği verildi.
İbrahim Özdemir-Figen Tok
Güncelleme Tarihi: 08 Mart 2016, 21:07