En genci 25, en yaşlısı 60 yaşında olan sporcular denizden 5 bin 137 metrelik yüksekliğiyle Türkiye'nin en yüksek, dünyanın 43. en yüksek zirvesi olan Ağrı Dağına kamplı program düzenledi.
Türkiye’nin çatısı olarak nitelendirilen Ağrı Dağına 10.kez program yapan GÜDAK üyesi sporcular, Doğubeyazıt ilçesine bağlı Çevirme köyünden dağın güney yolundan yürüyüşe başladı.
İlk olarak 3 bin 200 metre rakımda bulunan kamp alanına ulaşan ve geceyi burada geçiren ekip ertesi sabah yeniden harekete geçerek 4 bin 200 metre rakımdaki kamp alanına ulaştı ve çadırlarını kurarak dinlendi. Gece yarısı saat 01.00'da zirve tırmanışı için harekete geçen ekip saatler 06.20'yi gösterirken zirveye ulaştı.
Buzulların üzerinde, kuvvetli rüzgarın etkisiyle zaman zaman zorlanan sporcular ağır adımlarla çıktıkları 5 bin 137 metredeki Ağrı Dağı zirvesinde havanın güneşli olmasına karşın aşırı rüzgarlı olması nedeniyle hemen hatıra fotoğrafı çektirip dönüş yoluna geçti. 4 bin 200 ve 3 bin 200 metredeki kamp noktalarında dinlenip çay molaları veren ekip Çevirme köyündeki araçlara ulaşarak etkinliği tamamladı.
Her etkinlikte olduğu gibi bu etkinlikte de Doğubeyazıt ilçesindeki İshakpaşa Sarayı ve etrafındaki tarihi mekanları da ziyaret eden GÜDAK ekibi sorunsuz bir şekilde programı tamamlayarak kente döndü.
Etkinliğin ardından bir açıklama yapan GÜDAK Başkanı Mustafa Akbulut, "Derneğimizin kurulduğu 2008 yılından beri 10. kez Ağrı Dağına program yaptık. Her yıl değişik bir grupla zirve tırmanışı yaptığım Ağrı Dağı Türkiye'nin en yüksek noktası. Tırmanışa katılan arkadaşlarımıza ve organizasyonu yapan Barzani Ceylan kardeşime yakın ilgi ve alakasından ve Ağrı Dağının yamaçlarındaki ikramlarından dolayı teşekkür ediyorum" dedi.
“Dağcılık aslında hayatın kendisi gibi”
Ağrı dağına 2.kez zirve yapan kadın sporculardan Fatma Cebeci, dağcılığın insanın kendi fiziksel sınırlarıyla ve beynine kendi eliyle koyduğu bariyerleriyle bir mücadele olduğunu belirterek, “Dağcılık aslında hayatın kendisi gibi. Dahası yine hayatın kendisi gibi güzel yol arkadaşlarıyla çok daha keyifli. GÜDAK, sıradan bir dağcılık kulübü değil, gerçek bir aile ortamı ve benim için de yeni bir aile oldu. Bu aileyle 2. kez Ağrı Dağı zirvesini gördüm. Doğru insanlarla doğru amaçlarda buluşabilmek gerçekten çok büyük bir şans. Başkanımız ve ekip arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum” dedi.
“Ağrı dağına çıkmak hayalimdi”
Zirve yapan bir diğer kadın sporcu Gülsüm Demir de bölgenin en yüksek zirveleri olan Kaçkar ve Abdalmusa zirvelerini yaptığını ve en büyük hayalinin Ağrı Dağı zirvesi olduğunu ifade ederek, “Uzun süredir dağcılık sporu ile ilgileniyorum. Kaçkar ve Abdal Musa dağı zirvelerini yaptıktan sonra Ağrı Dağı en büyük hayalimdi. Bu hayali harika bir ekiple beraber gerçekleştirdim. Zirvenin verdiği haz tarif edilemez bir duyguydu. Bu ana eşlik eden ve tüm zorluklara rağmen zirveyi gören ekip arkadaşlarımı kutluyor, başkanımız Mustafa Akbulut’a teşekkürlerimi sunuyorum” diye konuştu.
“Yeni yaşıma zirvede girmek güzel bir tesadüf oldu”
Zirveye çıktığı gün doğum günü olduğunu ifade eden Metin Aydın ise duygularını şu sözlerle anlattı: “Yeni yaşıma zirvede girmek güzel bir tesadüf oldu. Ekip arkadaşlarım güzel bir sürpriz hazırlamışlar çok mutlu oldum. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. İkinci kez çıktım zirveye. Her çıkışımda niye buradayım diye sorguluyorum kendimi, neden buraya geldim diye ama indikten sonra yine olsa yine gelirim diyorum.”
“Herkesi konfor alanından çıkıp yürümeye ve doğayı hissetmeye davet ediyorum”
GÜDAK’la tanışmasının ikinci yılında kendisini Ağrı Dağının zirvesinde bulmanın kendisi için hayalin ötesinde bir şey olduğunu dile getiren Hüseyin Özlü de “İnsanın doğayla bütünleşmesi ve şehir hayatının yoğun temposundan sıyrılıp tüm enerjisini bedenine ve zihnine yoğunlaştırabilmesi inanılmaz bir duygu. Herkesi kendilerine oluşturdukları konfor alanından çıkıp sağlıklarının elverdiği ölçüde yürümeye ve doğayı hissetmeye davet ediyorum” diye konuştu.
“Her kademesi beni çok zorladı ama en son zirveye ulaşmanın mutluluğu paha biçilemez”
Ağrı Dağının ne kadar heybetli bir dağ olduğunu zirveye çıkınca anladığını ifade eden Ahmet Yıldız ise “Buraya boş yere Türkiye'nin çatısı dememişler. Ağrı tırmanışını gerçekleştireceğimiz arkadaşlarımın hepsi çok iyi, nadide insanlar ve oluşturduğumuz ekip ruhu tırmanıştaki tüm zorlukları bitirdi. Ağrı tırmanışımızın her kademesi beni çok zorladı ama en son zirveye ulaşmanın mutluluğu paha biçilemez. Dağcılığın gerçekte ne olduğunu ve nasıl yapılması gerektiğini söylediği sözlerle değil yaptıklarıyla bizlere öğreten Mustafa beye sonsuz teşekkürler” ifadelerini kullandı.
Bir diğer sporcu Burak Soydaş ise etkinlik için tüm GÜDAK ailesine teşekkür ederek, “Ağrı Dağı tırmanışı dağcılık hayatında bana unutulmaz bir tecrübe olacak deneyimler kazandırdı. Zorluklarla başa çıkmayı, sabırlı olmayı bir kez daha farkına vararak GÜDAK ailesi farkını yaşamış bulunmaktayım” dedi.
Sporculardan Cafer Bayrak da “Dünyamız çok güzel yaratılmış ve insan ruhunu tatmin etmek ve insanların mutluluğu için pek çok vasıta tezyin edilmiş. Başkanımızın dediği gibi biz bu etkinliği tamamladığımızda bizi alkışlayan, çiçek veren yada elimizi sıkıp ödüllendiren olmadı ve olmayacak. O zaman neden yaptık? Rutinin dışına çıkmak, sınırları zorlamak, korkulardan kurtulmak, artan adrenalinle yaşadığını hissetmek ve bunun yanında gelişen farklı olmanın getirdiği haz ile dünyayı umursamadan kendine ben buradayım ve her şeyi başarabilirimi göstermek. Gelişimin, mutluluğun, ruhu tatmin etmenin yollarından birine öncülük eden GÜDAK’a, başkanına ve arkadaşlara teşekkür ederim” diye konuştu.
Tebrikler gezinizin saglikla tamamlanmasini diler, yeni yasinizi kutlarim.