Gümüşhane’nin Merkeze bağlı Çaltılı, Kurtoğlu ve Kazantaş köyü gençlerinden il içi ve il dışından 8 kişilik ekip Çakırgöl mevkiinde kamp düzenledi.
Kendilerine “Çılgın Kampçılar” ismini veren doğa sevdalısı gençler farkındalık oluşturarak Çakırgöl gibi Gümüşhane’ye ait unutulmaya yüz tutmuş doğal güzellikleri ön plana çıkarmayı hedefledi.
Gümüşhane merkezden, Karaca mağarası, Krom Antik Kenti, Cami boğazı yaylası istikametinden Çakırgöl’e ulaşan ekip çadırlarını kurduktan sonra kamp ateşini yaktı.
Birkaç defa tecrübe edindiği çadır alanına bu organizasyonu yaparak katılımcılara önderlik yapan Mimar Muhammed Emin Okur, kamp için araştırmacı yazar Adem Ezber’in Ankara’dan gelerek katılım sağladığını söyledi. Hüseyin Sarı, Mustafa Okur, Abdullah Ezber, Yıldıray Yıldırım, Abdurrahman Ezber, Erdoğan Orak’la birlikte tüm geceyi davul zurna oynayarak, saz çalıp türkü söyleyerek, sohbet ve muhabbet ederek geçirdiklerini kaydeden Okur, sabaha kadar semaver çayının sönmediği o soğuk gecede elle tutulacağı hissini veren milyonlarca yıldızı, gölün üzerine doğan ay ve yansımasını ve harika denilecek birçok anıyı fotoğraflayarak geçirdiklerini söyledi.
Çadırlarında birkaç saat istirahat eden çılgın kampçılar sabahın ilk ışıklarında muhteşem gün doğumu manzarasını seyrederken havanın yavaş yavaş ısınmasının ardından bir anda gölden su içmeye gelen yüzlerce keçi ve koyunun hipnotize eden zil sesleri arasında doğa ile bütünleştiler.
Sabah kahvaltısı sonrasında etrafı gezen kampçılar Temmuz ayının sıcak günlerinde buzul kar kütleleri ile serinleme fırsatı buldu.
Etkinliği doğa kampı olmasına rağmen bir yanı ile de tarihi bir gezi olduğunu kaydeden araştırmacı Adem Ezber, “Tarihi İpekyolu’nun sahilden iç kısımlara ulaşmasını sağlayan yüksek geçitlerle dolu bir kolu da burası idi. Bu seyahatle zirvelerden dedelerimizi nasıl zorlu koşullarda seyahat ettiklerine, deve kervanlarının geçtiği güzergâha hep beraber şahitlik etmiş olduk. Doğanın güzelliği, doğal yaşamın güzelliği yüzüne yaşamış olan yaylacılar yaptığımız sohbet esnasında, Çakırgöl suyunun Trabzonlular tarafından yıllar öncesinde bir hastane ve üniversite tarafından Trabzon’a indirildiğini, gölün ortasın bu borunun su çektiğini söyledi, bu nedenle suyu girmenin su soğukluğu haricince yüksek çekim gücünün olduğunu burada belirtelim. Bir kişinin bu vakum etkisi oluşan suda boğulduğu da söylenmektedir. Bir rivayet ve inanışa göre, gölün üst kısmında yer alan kayaların üzerine bir at nalı izinin olduğu ve bu izin Hz. Ali’nin atına ait olduğu gibi bir söylentini olduğu. Doğruluğu bilinmez ama bu at nalını görmek için çokça turistin bu bölgeye geldiği net bir gerçek. Çakırgöl’ün yörede bilinen adının “Çagıl Göl” olduğunu söyleyen çoban, civarındaki yaylanın adının Değirmenin önü olarak belirtmiştir” dedi.
Doğa yürüyüşünün ardından çılgın kampçılar dönüş yolunda Gümüşhane’nin meşhur yaylalarından Taşköprü yaylasına uğrayıp fotoğraf çektikten sonra Yağmurdere yolundan Kostan dağı geçidinden aşarak Gümüşhane’ye ulaştı.
Toplamda 145 kilometre yol kat eden kampçılar bu doğa ve tarihi gezi sayesinde Gümüşhane’nin harika güzelliklerini görmenin vermiş olduğu mutlulukla bir sonraki kamp için hazırlıklarını yapmaya başladı.
Kampçılar Gümüşhane’de zaman zaman yapılan bu tarz etkinliklerin sayısının artmasının kent turizm alanlarına olan ilginin artmasına farklı bir sahanın gündeme taşınmasına katkı sağlayacağını ifade etti.
Çılgın kampçıların Çakırgöl Kampı için önerileri şöyle:
-Gölün yanına kadar çıkmak isteyenler için arazi aracı 4x4 ve usta bir şoför.
-Sisli bir havası olduğu için önceden hava koşullarının bakılması.
-Yolu bilen bir kişinin yanınızda olması.
-Geç saatlerde çiğ düşmesi için önlemlerin alınması. (Çadır vb. eşyalarınızız üzerine naylon, muşamba atılması.) -Gece çadırlarımızı üzeri biranda karla kaplandı.
-Kaliteli çadır malzemeleri.
-Uyku tulumu.
-Kamp ateşi için büyük kütük.
-Diğer ziyaretçiler için mıntıka temizliği.
Araştırmacı yazar Adem Ezber’in Çakırgöl’le ilgili tarifi ise şöyle: “Gümüşhane ili sınırları içerisinde yer alan ve Zigana dağları silsilesindeki Çakırgöl buzullaşmanın yaşandığı bir doğa harikası olarak görülmektedir. Tüm yıl boyunca kar kütlelerinin kalkmadığı, günün çoğunda tepesinde sis olan bir zirveye sahiptir. Çakırgöl tepesi 3034 m rakımda olup, çadır kurulan buzul gölün rakımı 2654 m olarak akademik olarak tespit edilmiştir. Ağaç oluşumunun olmadığı bu yüce dağın etrafındaki çimenlik yaylalar, serin hava, doğal güzellikler, çiçekler, inek, koyun, keçi vb. sürüler yoğun yerleşimli yayla yaşantısı, karların altından oluşup şırıl şırıl akan dereler, gölün üst kısmında oluşan şelale vb. görüntüler sahil ve stresli hayattan kaçmak isteyenler için tam bir cazibe merkezi haline gelmiş. Yöre halkı, fotoğraf sevdalıları, doğa sevdalıları ve yabancı turistlerin akınına uğrayan Çakırgöl misafirlerini gölün etrafına kurulan çadır turizmi ile ağırlamakta.”