Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Türkiye’de özgürlüğü engellenen kesimler içerisinde “başörtülüler” olduğunu belirterek, 1930 yılında seçme, 1934 yılında seçilme hakkı verilen kadınların 2012 yılında kadın başbakan bile seçtiğini fakat kadının ne giyeceğine hala devletin karar verdiğini eleştirerek, “Bu çok jakoben, anti demokratik bir tavır.” tespitinde bulundu.
Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, 8 ili kapsayan Anadolu gezisi kapsamında, baba ocağı Gümüşhane’ye geldi.
Beraberinde Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Gümüşhane İl Başkanı Veli Ağaç’la birlikte Gümüşhane-Bayburt Bölge Barosunu ziyaret ederek Baro Başkanı Avukat İsmail Taştan’la görüşen Gündoğdu, ülke gündemine daire değerlendirmelerde bulundu.
Sendika olarak özelde üyelerin özlük hakları, genelde ülke ve insanlığın geleceğini dert edindiklerini ifade eden Gündoğdu, sendikacılıklarının yol haritasının bu olduğunu belirterek, güncel konular, demokratikleşme, mevzuatın insan merkezli olması gibi konuların kendileri için öncelikli olduğunu söyledi.
“DEVLETİN MİLLETİNDEN, MİLLETİN DEVLETİNE GEÇİŞ İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ”
Geçmişten beri devletin milletinden, milletin devletine geçiş için mücadele ettiklerini kaydeden Gündoğdu, “Belki 2010 yılında ki 12 Eylül referandumu milletin devletine geçişin Türkiye’de ilk başlangıcı. Bilhassa 60 darbesi, 80 darbesi, 61 anayasası, 82 anayasasından sonra ‘Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ sözünün meclisten alınıp belli kurullara devredilmesiyle, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu, YAŞ, YÖK, Milli Güvenlik Kurulu gibi millet iradesini dışlayan kurulların oluşturduğu bu tablo artık millete dönmeye başladı. Bizim bu konudaki esas hedefimiz, topyekün demokrasinin yeşerdiği yeni bir anayasa. Öteki oluşturulmayan, her kesimin beriki olduğu, şiddete dönüşmeyen her düşüncenin de rahatlıkla dillendirilebileceği demokratik bir iklim.” dedi.
“EĞİTİM DİLİ TÜRKÇE OLMALI”
Türkiye’de 74 milyonun eğitim dilinin Türkçe olması gerektiğini, başka etnik dillere seçmeli ders hakkı ile öğrenme hakkı verilebileceğini ifade eden Gündoğdu, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ile bütün vatandaşların kucaklanabileceği bir orta yolu bulmakta fayda olduğunu söyledi.
“BAŞÖRTÜ YASAĞI KADINA YAPILAN EN BÜYÜK ŞİDDETTİR VE BU ŞİDDET DEVLET ELİYLE ARTIK DEVAM ETMEMELİDİR”
Başı açık kadının devlet memuriyeti yapabildiğini fakat başörtülülerin yapamadığını kaydeden Gündoğdu, “Başı açık kadın milletvekilliği yapabilir, başı örtülüyse yapamaz. Hatta milletin seçtikleri milletin seçtiği Merve Kavakçı’yı meclisten haddini bildirerek, terbiyesizlik yaparak, hadsizlik yaparak kovabilir! Halbuki bugün Bosna Hersek’te başörtülü belediye başkanı, Belçika meclisinde de başörtülü milletvekili var. Biz artık kadının ne giyeceğine devletin yada erkeklerin müdahale ettiği bu ucube yaklaşımdan kadın-erkek evrensel hukukun genel ahlaka aykırı olmayan giyim biçimi olarak belirlediği serbestiden bizim kadınlarımızın da yararlanması gerektiğine inanıyoruz. Her türlü şiddete karşıyız ama başörtü yasağı kadına yapılan en büyük şiddettir ve bu şiddet devlet eliyle artık devam etmemelidir.” dedi.
BAŞÖRTÜ YASAĞI ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU YOLUYLA MI AŞILACAK?
Referandumda sendika olarak ‘toplu sözleşmeye de, toplumsal sözleşmeye de evet’ sloganı ile yüzde 58 ‘evet’ çıkmasında büyük pay sahibi olduklarını dile getiren Gündoğdu, buradaki maddelerden birisinin de Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı olduğunu hatırlatarak, başörtüsü nedeniyle uyarı, kınama, maaş cezası almış üyelerin Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmesi için iç hukuk yollarını işletmeye sevk ettiklerini belirterek bu şekilde önce idare mahkemesi, gerek olursa Danıştay, sonra da Anayasa Mahkemesi ile belki de hiç anayasa değişikliğine gerek olmaksızın başörtü özgürlüğünün önünün açılacağını ifade etti.
ÖĞRENCİLERİN KIYAFET SERBESTİSİ
Milli Eğitimde yapılan kılık kıyafet değişikliği yönetmeliğini de değerlendiren Gündoğdu, “Öğretmeni dururken niye öğrenciden başladınız?” sorusunu yönelterek, özgürlükler için önce daha yetişkin olan, öğretmen, doktor, hemşire gibi devlet adına iş üretenden başlamak gerektiğini söyledi.
“OKULA VE DERSE DEĞİL, BİREYE ÖZGÜRLÜK KAPISI ARALANSIN”
Bu zamana kadar genelgelerle -yasa ve anayasal yasak yok- yönetmeliklerle yasaklar olduğunu, ilk kez bir yönetmelikle imam-hatip lisesinde ve diğer okullarda da Kuran ve Siyer derslerinde serbesti geldiğini ifade eden Gündoğdu, “Bir teşekkürü ifade etmek lazım. Başörtü görünür oldu. Bardağın yarısı doldu ama dolma biçimi sağlıklı değil. İmam-hatip lisesinde okuyana istersen örtünebilirsin deniliyor. Okula özgürlük. İstemezsen örtünmeyebilirsin demokratik kriter. Ama ticaret lisesi, genel lise, ortaokuldakine istersen örtünebilirsin tercihi yok. Kuran ve siyer dersinde istersen örtünebilirsin ama matematik dersinde örtünemezsin. Burada okula ve derse özgürlük değil öğrenciye, bireye özgürlük kapısının aralanması lazım. Şekilcilikten öze, kalplere, gönüllere, beyinlere, akıllara hitap etmekte fayda var. Bunun da takipçisi olacağız.” diye konuştu.
Gündoğdu, sendika olarak amaçlarını şöyle sıraladı: “74 milyonun Çanakkale ruhunda olduğu gibi yeniden birbiriyle yaşama arzusunun önündeki engellerin kaldırıldığı, terör, terörist, ergenekon, jitem, KCK gibi birliğimize dinamit koyan her türlü illegal yapıya karşı da millet iradesiyle birlikte karşı olma anlayışını devam ettirmek ve sendikacılığı da bu sevdalara ortaklık olarak yürütme anlayışımızı bundan sonra da devam ettireceğiz.”
Hukuk adamı olarak tanınanların geçmişte özgürlüklerle fazla barışık olmadığını ifade eden Gündoğdu, “Gümüşhane Barosunun ülkenin millet iradesi ve değerler boyutuyla hep milletten yana tavır alan bir konumda olması Gümüşhaneli bir Genel Başkanı olarak beni ayrıca memnun etti.” dedi.
Gümüşhane-Bayburt Bölge Barosu Başkanı Avukat İsmail Taştan ise mevcut anayasayla yönetilmekten hoşnut olmadıklarını belirterek, “Gelmiş olduğumuz 2012 yılında darbe anayasasının yönetim şekliyle yönetilmek bizler için bir utanç vesilesi. Bunlar değişsin. Tüm Türkiye’yi kucaklayan bir anayasa yapılsın diye gayret gösteriyoruz. Sivil anayasa konusunda hükümeti destekliyor ve biraz daha gayret göstermesini istiyoruz. Tüm kamu kurum ve kuruluşlarında isteyen herkes başörtüsü takabilmeli. Bunu da insan hak ve özgürlükleri içerisinde değerlendiriyoruz. Herhangi bir inancın simgesi değil de insan hak ve özgürlüğü olarak değerlendirdiğimizde serbest olması gerektiğine inananlardanız.” dedi ve ziyaretinden ötürü Gündoğdu’ya teşekkür etti.
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Bayburt’ta bir dizi temaslarda bulunduktan sonra akşam saatlerinde yeniden Gümüşhane’ye dönerek, “Memur-Sen İl Divan Toplantısına” katılacak.
Güncelleme Tarihi: 18 Aralık 2012, 13:12
Memur-Sen Konfederasyonu Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, 8 ili kapsayan Anadolu gezisi kapsamında, baba ocağı Gümüşhane’ye geldi.
Beraberinde Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Gümüşhane İl Başkanı Veli Ağaç’la birlikte Gümüşhane-Bayburt Bölge Barosunu ziyaret ederek Baro Başkanı Avukat İsmail Taştan’la görüşen Gündoğdu, ülke gündemine daire değerlendirmelerde bulundu.
Sendika olarak özelde üyelerin özlük hakları, genelde ülke ve insanlığın geleceğini dert edindiklerini ifade eden Gündoğdu, sendikacılıklarının yol haritasının bu olduğunu belirterek, güncel konular, demokratikleşme, mevzuatın insan merkezli olması gibi konuların kendileri için öncelikli olduğunu söyledi.
“DEVLETİN MİLLETİNDEN, MİLLETİN DEVLETİNE GEÇİŞ İÇİN MÜCADELE EDİYORUZ”
Geçmişten beri devletin milletinden, milletin devletine geçiş için mücadele ettiklerini kaydeden Gündoğdu, “Belki 2010 yılında ki 12 Eylül referandumu milletin devletine geçişin Türkiye’de ilk başlangıcı. Bilhassa 60 darbesi, 80 darbesi, 61 anayasası, 82 anayasasından sonra ‘Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir’ sözünün meclisten alınıp belli kurullara devredilmesiyle, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu, YAŞ, YÖK, Milli Güvenlik Kurulu gibi millet iradesini dışlayan kurulların oluşturduğu bu tablo artık millete dönmeye başladı. Bizim bu konudaki esas hedefimiz, topyekün demokrasinin yeşerdiği yeni bir anayasa. Öteki oluşturulmayan, her kesimin beriki olduğu, şiddete dönüşmeyen her düşüncenin de rahatlıkla dillendirilebileceği demokratik bir iklim.” dedi.
“EĞİTİM DİLİ TÜRKÇE OLMALI”
Türkiye’de 74 milyonun eğitim dilinin Türkçe olması gerektiğini, başka etnik dillere seçmeli ders hakkı ile öğrenme hakkı verilebileceğini ifade eden Gündoğdu, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ile bütün vatandaşların kucaklanabileceği bir orta yolu bulmakta fayda olduğunu söyledi.
“BAŞÖRTÜ YASAĞI KADINA YAPILAN EN BÜYÜK ŞİDDETTİR VE BU ŞİDDET DEVLET ELİYLE ARTIK DEVAM ETMEMELİDİR”
Başı açık kadının devlet memuriyeti yapabildiğini fakat başörtülülerin yapamadığını kaydeden Gündoğdu, “Başı açık kadın milletvekilliği yapabilir, başı örtülüyse yapamaz. Hatta milletin seçtikleri milletin seçtiği Merve Kavakçı’yı meclisten haddini bildirerek, terbiyesizlik yaparak, hadsizlik yaparak kovabilir! Halbuki bugün Bosna Hersek’te başörtülü belediye başkanı, Belçika meclisinde de başörtülü milletvekili var. Biz artık kadının ne giyeceğine devletin yada erkeklerin müdahale ettiği bu ucube yaklaşımdan kadın-erkek evrensel hukukun genel ahlaka aykırı olmayan giyim biçimi olarak belirlediği serbestiden bizim kadınlarımızın da yararlanması gerektiğine inanıyoruz. Her türlü şiddete karşıyız ama başörtü yasağı kadına yapılan en büyük şiddettir ve bu şiddet devlet eliyle artık devam etmemelidir.” dedi.
BAŞÖRTÜ YASAĞI ANAYASA MAHKEMESİNE BİREYSEL BAŞVURU YOLUYLA MI AŞILACAK?
Referandumda sendika olarak ‘toplu sözleşmeye de, toplumsal sözleşmeye de evet’ sloganı ile yüzde 58 ‘evet’ çıkmasında büyük pay sahibi olduklarını dile getiren Gündoğdu, buradaki maddelerden birisinin de Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkı olduğunu hatırlatarak, başörtüsü nedeniyle uyarı, kınama, maaş cezası almış üyelerin Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmesi için iç hukuk yollarını işletmeye sevk ettiklerini belirterek bu şekilde önce idare mahkemesi, gerek olursa Danıştay, sonra da Anayasa Mahkemesi ile belki de hiç anayasa değişikliğine gerek olmaksızın başörtü özgürlüğünün önünün açılacağını ifade etti.
ÖĞRENCİLERİN KIYAFET SERBESTİSİ
Milli Eğitimde yapılan kılık kıyafet değişikliği yönetmeliğini de değerlendiren Gündoğdu, “Öğretmeni dururken niye öğrenciden başladınız?” sorusunu yönelterek, özgürlükler için önce daha yetişkin olan, öğretmen, doktor, hemşire gibi devlet adına iş üretenden başlamak gerektiğini söyledi.
“OKULA VE DERSE DEĞİL, BİREYE ÖZGÜRLÜK KAPISI ARALANSIN”
Bu zamana kadar genelgelerle -yasa ve anayasal yasak yok- yönetmeliklerle yasaklar olduğunu, ilk kez bir yönetmelikle imam-hatip lisesinde ve diğer okullarda da Kuran ve Siyer derslerinde serbesti geldiğini ifade eden Gündoğdu, “Bir teşekkürü ifade etmek lazım. Başörtü görünür oldu. Bardağın yarısı doldu ama dolma biçimi sağlıklı değil. İmam-hatip lisesinde okuyana istersen örtünebilirsin deniliyor. Okula özgürlük. İstemezsen örtünmeyebilirsin demokratik kriter. Ama ticaret lisesi, genel lise, ortaokuldakine istersen örtünebilirsin tercihi yok. Kuran ve siyer dersinde istersen örtünebilirsin ama matematik dersinde örtünemezsin. Burada okula ve derse özgürlük değil öğrenciye, bireye özgürlük kapısının aralanması lazım. Şekilcilikten öze, kalplere, gönüllere, beyinlere, akıllara hitap etmekte fayda var. Bunun da takipçisi olacağız.” diye konuştu.
Gündoğdu, sendika olarak amaçlarını şöyle sıraladı: “74 milyonun Çanakkale ruhunda olduğu gibi yeniden birbiriyle yaşama arzusunun önündeki engellerin kaldırıldığı, terör, terörist, ergenekon, jitem, KCK gibi birliğimize dinamit koyan her türlü illegal yapıya karşı da millet iradesiyle birlikte karşı olma anlayışını devam ettirmek ve sendikacılığı da bu sevdalara ortaklık olarak yürütme anlayışımızı bundan sonra da devam ettireceğiz.”
Hukuk adamı olarak tanınanların geçmişte özgürlüklerle fazla barışık olmadığını ifade eden Gündoğdu, “Gümüşhane Barosunun ülkenin millet iradesi ve değerler boyutuyla hep milletten yana tavır alan bir konumda olması Gümüşhaneli bir Genel Başkanı olarak beni ayrıca memnun etti.” dedi.
Gümüşhane-Bayburt Bölge Barosu Başkanı Avukat İsmail Taştan ise mevcut anayasayla yönetilmekten hoşnut olmadıklarını belirterek, “Gelmiş olduğumuz 2012 yılında darbe anayasasının yönetim şekliyle yönetilmek bizler için bir utanç vesilesi. Bunlar değişsin. Tüm Türkiye’yi kucaklayan bir anayasa yapılsın diye gayret gösteriyoruz. Sivil anayasa konusunda hükümeti destekliyor ve biraz daha gayret göstermesini istiyoruz. Tüm kamu kurum ve kuruluşlarında isteyen herkes başörtüsü takabilmeli. Bunu da insan hak ve özgürlükleri içerisinde değerlendiriyoruz. Herhangi bir inancın simgesi değil de insan hak ve özgürlüğü olarak değerlendirdiğimizde serbest olması gerektiğine inananlardanız.” dedi ve ziyaretinden ötürü Gündoğdu’ya teşekkür etti.
Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Bayburt’ta bir dizi temaslarda bulunduktan sonra akşam saatlerinde yeniden Gümüşhane’ye dönerek, “Memur-Sen İl Divan Toplantısına” katılacak.