Gümüşhane Üniversitesi Rektörlüğü tarafından 29/12/2016 tarihinde Sözcü Gazetesi'nde ilana çıkılan ve Devlet Personel Başkanlığının resmi internet sitesinde duyurusu yapılan 6 adet Öğretim Üyesi alımında neden profesör kadrosu ilanına çıkılmadığı merak konusu oldu.
Eğitim-Bir-Sen Gümüşhane Üniversite Temsilciliği Yönetim Kurulu üyeleri Emin Özel, Halil Şeker, Mehmet Merdan, Orhan Üçel, Veysel Say ve Aysun Tutcu yaptıkları açıklamada 28/10/2014 tarihli Hürriyet Gazetesi internet sayfasında yayınlanan haberle birlikte Türkiye'de kadrolu profesörü bulunmayan tek üniversitenin Gümüşhane Üniversitesi olmasının ulusal basında yer alarak hem kendilerini hem de tüm Gümüşhanelileri ziyadesiyle üzdüğünü hatırlattı.
“100 kadro ihdas edildi 2 kadrolu profesör var”
Yönetim kurulu üyeleri, Eğitim-Bir-Sen yönetimi olarak defaatle bunu en üst perdeden dile getirdiklerini, konunun muhatabı olan Rektör Prof.Dr. İhsan Günaydın’a bu konuda kamuoyunu tatmin edici bir izahat vermesi yönünde de bizzat çağrıda bulunduklarını hatırlatarak, “Rektör bey izahat vermek ve sorunu çözmek için adım atmak yerine; “Benim takdir yetkim var.”, “Siz benim kararlarımı mı sorguluyorsunuz?”, “Siz kim oluyorsunuz?”, “Bana hesap mı soruyorsunuz?” diyerek sendikamızı yok sayma cihetine gitmiş ve “Yetkiniz varsa siz atayın!” deme yolunu seçmiştir. Akabinde bizler bunun devlet yönetme mantığında yeri olmadığını, kamu yararını gözetmeyen ve vicdanları tatmin etmeyen her türlü takdir yetkisinin eleştiriye açık olması gerektiğini belirterek bu durumun izahtan vareste ve kabul edilemez olduğunu belirtmiştik. 31/05/2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 5765 sayılı Kanunla kurulan Gümüşhane Üniversitesi için daha o gün 80 adet serbest, 20 adet saklı olmak üzere toplam 100 adet profesör unvanlı kadro ihdas edildiği halde bu gün itibarı ile sadece ve sadece iki adet kadrolu profesörü bulunan bir üniversite olarak belki de yine Türkiye’nin en az kadrolu profesörü bulunan üniversitesiyiz” dedi.
Gümüşhane Üniversitesinde ilk günden bu güne kadar “Profesörsüz üniversite, dekansız fakülte istemiyoruz” diyerek kurumun ve öğrencilerin menfaatlerini yok sayan keyfi takdir yetkilerinin doğru olmadığını savunduklarını ifade eden yönetim kurulu üyeleri, “Üniversitemizin kurumsallaşması yönünde kadrolu profesörlere acil ihtiyaç duyulduğu ortada iken birinci dönem 2008-2012 kurucu rektör olarak atanan ve ikinci dönem görev yapabilmek uğruna kendisine rakip istemediği için 2015 yılına kadar (bölüm açabilmek adına istisna ve göstermelik olarak profesör yapılan ve sürekli görevle üniversite dışında görevlendirilen bir kişi dışında) tek bir defa dahi profesör kadrosu ilanına çıkılmamıştır. Bu suretle var olan profesör kadrolarının sürekli ve bilinçli olarak boş kalması sağlanarak üniversitemizde sembolik düzey dışında yüksek lisans ve özellikle de doktora programları açılmasına da imkan verilmeyerek üniversitemizin geleceği ipotek altına almıştır. Bizzat Rektör tarafından görev süresi boyunca fiilen tek adam yönetimi oluşturulmak suretiyle de kendisi tarafından uzun süreler fakülte dekanlıklarına vekalet edilmiştir” diye konuştu.
“Gümüşhane Üniversitesi kurulduğundan bugüne dek tek adam yönetimine sahne olmuştur”
15 Temmuz hain darbe girişimi sonrası Gümüşhane Üniversitesi’nin kurumsal kimliğini ve imajını zedeleyici bir şekilde ulusal basında ülke gündemine bir kez daha gelen ve 12 Ekim 2016 tarihinde sosyal medyada alay konusu olan Üniversite yönetim kurulundaki bütün fakülte dekanlıklarına Rektör Günaydın’ın vekalet etmesi olayının tek adam yönetimini bir kez daha gün yüzüne çıkardığını dile getiren Yönetim Kurulu üyeleri, “O dönem Sayın Rektör tarafından yine Sözcü Gazetesi'ne yapılan açıklamada tüm dekanlıklara vekalet etme durumu hain FETÖ/PDY Terör Örgütü kalkışma ve darbe girişimine bağlayarak dekanlıklara vekalet etmesine haklı bir gerekçe gösterilmeye çalışılmıştır. 15 Temmuz hain darbe girişimi öncesinde de Sayın Rektör, Üniversite Yönetim Kurulunda rektör olarak kendisi ve üç ayrı fakülteye vekalet ederek toplamda dört üye adına imza yetkisi kullanmaktaydı. Yani 14 Temmuz 2016 ve öncesinde tarihinde Üniversite Yönetim Kurulu 8 kişiden oluşturulmuştu (YÖK ten ve resmi evraklardan teyidi gayet rahatça yapılabilecek olan bu durum) ve bu sekiz kişinin dördünü meşhur vekalet sistemi ile Sayın Rektör temsil etmekte idi. Yani oylamada velevki eşitlik çıksa bile başkanın (rektörün) bulunduğu tarafın kararı kanunen geçerli idi, yine tek kişi ne derse o oluyordu. Bu fiili durum ortada iken bile olay saptırılarak ve darbe gerekçesinin arkasına saklanılarak yapılan bu açıklama gerçeği yansıtmayıp minareye kılıf uydurma yönteminin ta kendisidir. Nitekim YÖK tarafından 19/07/2016 tarihinde Türkiye’deki bütün dekanların istifası istenmiş ve akabinde 20/07/2016 tarihinde dekanların istifalarının YÖK Genel Kurulu tarafından kabul edildiği kamuoyuna bildirilmiştir. 22/07/2016 tarihinde YÖK tarafından kamuoyu bilgilendirilmiş ve üniversite rektörlüklerine bir yazı yazılarak dekan vekilliği taleplerinin değerlendirileceği açıklanmıştır. Ancak dekanlıklara vekalet etmeyi normal ve olağan karşılayan Rektörümüz tarafından 29/09/2016 tarihine kadar YÖK e hiçbir dekanlık teklifi yapılmamıştır. Gümüşhane Üniversitesi kurulduğundan bugüne dek tek adam yönetimine sahne olmuştur. Üniversitemizde öğrenim gören ve geleceğimizin teminatı binlerce öğrencimizin/gençlerimizin bir profesörden ders almayı bırakın profesör yüzü görmeden mezun olmalarının izahını kim yapacak. Üniversitede bu güne kadar kadrolu Profesör olmayışı nedeniyle Hoca-asistan ilişkisi tesis edilememiş ve asistanlar haftanın bir, iki veya üç gününü başka üniversitelerde görevlendirilmek sureti ile yüksek lisans ve doktora eğitimi almışlardır. Asistanlarda Üniversitemize aidiyet kültürü oluşturulamamış ve bu insanlar Üniversitenin akademik gelişimine katkı sağlamayarak etkinlik, verimlilik ve kurum kültüründen uzak bireysel çalışmalara ve farklı üniversitelere proje üretmeye mecbur bırakılmışlardır” ifadelerini kullandı.
“Devletin ve milletin emaneti olan bu kurumlar hoyratça yönetilemez”
Rektör Günaydın’ın kendisi de profesör olduğu halde profesör almaya neden bu kadar karşı çıktığını sorgulayan yönetim kurulu üyeleri, “Üniversitemize 01 Ocak 2016 tarihinde 12 adet profesör kadrosu ihdas edilmiş olup, 29 Aralık 2016 tarihinde ilanına çıkılan 1 adet Doçent ve 5 adet Yardımcı Doçent Kadrosu ilan edilmesine karşın aralarında üyelerimiz de dahil olmak üzere doçentlik kadrosunda bekleme sürelerini dolduran, bilimsel ve mesleki yeterliklerini kanıtlayarak atanma kriterlerini sağladıkları halde kadro ilanları/atamaları yapılmayan arkadaşlarımız için neden hala profesör kadrosu ilanına çıkılmamıştır? Acil ve şiddetle kadrolu profesörlere ihtiyaç varken Üniversite Yönetim Kurulunun profesör temsilci üyeleri boş tutulmakta, dekanlıklara bizzat rektör tarafından vekalet edilmekte ve rektör yardımcılıkları görevleri usulsüzce yürütülmektedir. Özellikle üniversite disiplin kurulu ve fakülte kurulları da usulsüz ve hukuksuz bir şekilde teşkil ettirilirken ve bu kurullar oluşturulmakta dahi aşırı derecede zorluk çekilirken neden hala boş kadrolar varken Profesör ilanına keyfi uygulamalar sonucu çıkılmayarak üniversitemizin ve 19 bin öğrencimizin geleceği ipotek altına alınmaktadır. Bunun sorumluları buna nasıl bir izah anlayışı ile açıklama getireceklerdir. İzahının ancak filmlerde senaryo konusu edilebilecek bir anlayışla dahi yapılamayacağını düşünmekteyiz. Yetkili sendika olarak bu hususta Gümüşhane Üniversitesi Kurum İdari Kurulunun 28 Nisan 2015 tarihli kararına bu hususta adım atılması yönünde şerh düştük, 25 Ekim 2016 tarihli Kurum İdari Kurulu toplantısında ise bu hususu gündeme alarak kurum temsilcileri ile birlikte adım atılması yönünde ortak karar aldık. Bu gün Gümüşhane Üniversitesi ithal profesörlerle yönetilmektedir. Rektör ve 4 ayrı fakültenin dekan vekillerinin hiç birisinin kadrosu Gümüşhane Üniversitesi'nde değildir. Yoğun çabalarımız neticesinde atanan iki adet kadrolu profesöre ise hiçbir idari görev verilmemektedir. Üniversitemiz 2547 sayılı Kanuna göre en az 14 adet profesörle yönetilebilir. Rektör, 7 ayrı fakültenin dekanları, üç adet üniversite yönetim kurulu profesör temsilci üye, üç adet rektör yardımcısı olması elzemdir. Ayrıca fakülte kurulları ile birlikte diğer yüksekokul, meslek yüksekokulu, enstitüler, uygulama ve araştırma merkezlerinin müdürleri ile bunların yardımcılarını hiç saymaya bile gerek yok. Yok olma YÖK artık gereğini yap. Devletin ve milletin emaneti olan bu kurumlar hoyratça yönetilemez. Emanet artık liyakat ehline verilmelidir. Kamuoyuna saygıyla duyurulur” ifadelerini kullandı.
Güncelleme Tarihi: 03 Ocak 2017, 18:27