Gümüşhane Kent Konseyi yeni anayasa çalışmalarına katkı sağlamak amacıyla 18 maddelik taslağı Türkiye Büyük Millet Meclisine gönderdi.
Taslağın Kent Konseyi Yürütme Kurulu tarafından oy birliği ile kabul edilerek TBMM’ye gönderildiğini belirten Konsey Başkanı Hasan Pir, son bir aydır çalışmalarını sürdüren Yürütme Kurulunun, yeni Anayasa çalışması için 18 maddelik bir taslak oluşturduğunu söyledi.
Taslakta yeni anayasanın düzenleyici bir anayasa değil, çerçeve bir anayasa olması görüşüne yer verdiklerini kaydeden Pir, anayasanın “devlet millet için vardır” felsefesi ile hazırlanması gerektiğinin altının çizildiğini söyledi.
Anayasanın “değiştirilemez” hükümlerine de değindiklerini ifade eden Pir, hukukun üstünlüğü ilkesinin anayasanın ana kriteri olması gerektiğini belirterek, “Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı ve bekası, vatanın birliği ve bütünlüğü, üniter yapının devamı için, anayasada ‘değiştirilemeyecek hükümler’yer almalıdır. Değiştirilemeyecek hükümler arasında; ‘Devletin resmi dili Türkçedir, Milli Marşı İstiklal Marşıdır, Bayrağı, yasa ile belirlenmiş ay yıldızlı Türk bayrağıdır’ İfadeleri de değişmez hükümler olarak anayasada yer almalıdır.” hükmünün yer aldığını söyledi.
Pir, taslağı Kent Konseyi web sitesinde de paylaştıklarını belirterek, taslak için TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in Konseye bir teşekkür mesajı yolladığını da sözlerine ekledi.
GÜMÜŞHANE KENT KONSEYİ’NİN
YENİ ANAYASA İLE İLGİLİ GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİ
( KASIM 2011)
1. Yeni anayasa, düzenleyici bir anayasa değil, çerçeve bir anayasa olmalıdır. Yeni anayasa, “devlet millet için vardır.” Felsefesi ile hazırlanmalıdır.
2. “Hukukun üstünlüğü” ilkesi anayasanın ana kriteri olmalıdır.
3. Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığı ve bekası, vatanın birliği ve bütünlüğü, üniter yapının devamı için, anayasada “değiştirilemeyecek hükümler”yer almalıdır. Değiştirilemeyecek hükümler arasında; “Devletin resmi dili Türkçedir, Milli Marşı İstiklal Marşıdır, Bayrağı, yasa ile belirlenmiş ay yıldızlı Türk bayrağıdır.” İfadeleri de değişmez hükümler olarak anayasada yer almalıdır.
4. Hazırlanacak olan yeni anayasada; Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşlarının eşitliği ilkesi vurgulandıktan sonra; hiç kimsenin, anayasa ve kanun teminatı altında bulunan ve her vatandaşın eşit şekilde yararlandığı hakların haricinde her hangi bir bahane ve sebeple ayrıcalıklı bir hak talep etme hakkının olamayacağının anayasada vurgulanması gerekir.
5. Vesayetçi anlayışa kesinlikle açık kapı bırakılmamalıdır.
6. Yeni anayasada “Anayasal temel kavramlar” ın tanımlandığı bağımsız bir bölüm bulunmalıdır. Bu bölümde; “Demokrasi, cumhuriyet, ülke, devlet, millet, vatan, anayasa, bayrak, milli marş, hukuk, hak, özgürlük v.b. gibi” kavramlar herkesin anlayacağı bir dil ve üslupla tanımlanmalı ve bu tanımlar Anayasa’nın diğer bölümlerine temel referans olmalıdır. Bu tanımlar; “tevil edilmeyecek” bir netlikte yapılmalıdır.
7. “Laiklik” kavramı, eski anayasalarda çok fazla yaralandığı ve yorulduğu için, yeni anayasada yer almamalı, bunun yerine “din ve vicdan hürriyeti” kapsamında bir tanım getirilerek, bu tanımla; devlet; inançlara, inançlı ve inançsız insanlara karşı aynı mesafede olmalıdır.
8. “Referandum” kavramı; bir demokratik hak olarak kolay uygulanabilir bir yaklaşım içinde anayasada yer almalıdır.
9. Yeni anayasada; “Hak ve özgürlüklerde gereklilik tanımlaması ve sıralaması” Başlıklı bir bölüm olmalıdır. Bu bölümde; anayasanın kendilerine atfedeceği önem sırasına göre, hak ve özgürlükler yukarıdan aşağıya bir hiyerarşi ile sıralanmalıdır. Örneğin, ahlâkî değerler, “ailevi değerler” olarak somutlaştırıldıktan sonra, “çocukların ve ailenin korunması”na dair ilke en üstte yer almalı, diğer hak ve özgürlükler, bu ilke lehine sınırlandırılmalıdır. Örneğin; haber alma ve medya özgürlüğü bu ilke lehine kanunla sınırlandırılabilmelidir. Benzer şekilde; eşcinsellik gibi ailevi değerlerle bağdaşmayan diğer kişisel tercihlerle ilgili özgürlüklere, çocuğun/ailenin korunması kapsamında sınırlama getirilmelidir. Bu bağlamda; çocuğun ve ailenin ruhsal ve bedensel gelişimini korumaya yönelik ilke ve konular, “ailevi değerler” başlığı altında ayrıntılı ve somut olarak tanımlanıp örneklenmelidir ki, potansiyel uzlaşmazlıklarda yol önceliği her zaman “ailevi değerler” de olmalıdır.
10. Yeni anayasada “kılık kıyafet özgürlüğü” de “ailevi değerler hak ve özgürlüğü” nü engellemeyecek bir şekilde düzenlenmelidir. Bu bağlamda; yeni anayasada kılık kıyafet sorunu çözülmeli, gelişen Türkiye’de kimse bunu gündem yapmamalıdır.
11. Yeni anayasada; “Din Kültürü Eğitimi ve Dini Bilgiler Eğitimi” yer almalıdır. Bir toplumun, farklı ve birbirine zıt dini/kültürel unsurlardan oluştuğu kabul edilse bile, “bilgisizlik paydasında birleşmek” hiç de verimli bir uzlaşma ve birbirini anlama/tanıma zemini oluşturmamaktadır. Bu bağlamda; dinler ve mezhepler arası ortaklık paydalarının, ortak kökenleri ve kültürel bir akrabalığı ihsas ettiği göz ününde bulundurulursa, bu ortak insanlık mirasını doyurucu ve tanıtıcı bir yaklaşımla verecek kapsamlı bir din kültürü dersi zorunlu olmalıdır. Buna ek olarak anayasada, ailenin tercihiyle, öğrencinin, kendi inancının asli konuları hakkında, çerçevesi Diyanet İşleri Başkanlığı’nca belirlenecek Kur’an, İslâm Tarihi, Tefsir, Akâid gibi derslerde eğitim hakkı; din ve vicdan özgürlüğünün tamamlayıcı unsuru olarak tanımlanmalıdır.
12. Yeni Anayasa; “Devlet, millet için vardır.” Felsefesinin ön plana çıkarıldığı bir senaryo içinde yazılmalıdır. Bu bağlamda; vatandaşların devlet kurumları ile yapacakları yazışmalarda “arz ederim” hitabı kaldırılıp, bunu yerine “rica ederim” hitabı getirilmelidir. Yani “arz eden vatandaşlıktan rica eden vatandaşlığa geçiş olmalıdır.” Ve bu durum Anayasada yer almalıdır. Böyle bir değişiklik anayasanın sivilleşmesinin ve millet ve vatandaş merkezli bir anlayışın da en büyük göstergelerinden biri olacaktır. Bu bağlamda “devlet, emreden değil hizmet eden” bir anlayış haline getirilmelidir.
13. Yeni anayasada; yerel demokrasinin gelişmesinde “Kent Konseyleri”nin etkinliği artırılmalıdır. Belediye meclisleri ve İl genel meclisleri gibi yerel demokratik oluşumlarda kent konseylerinden de belirli oranda üye, bu oluşumlarda tabii üye olarak yer almalıdır. Bu durum, ilgili meclislerin hem siyasallaşmasını bir nebze engelleyecek, hem de yerel yasal meclis ve oluşumların yapısının daha demokratik olmasını sağlayacaktır. Bu konunun yeni anayasada yer alması yararlı olacaktır.
14. Kamu düzeninin korunması, sosyal eşitliğin sağlanması, toplumsal barış ve huzurun tesisi açısından çalışanlarla çalışanlar ve çalışanlarla emekliler arasındaki maaş adaleti sağlanmalıdır. Özellikle çalışanlarla emekliler arasındaki maaş farkının en üst oranı yüzde olarak anayasada yer almalıdır. Bu durum anayasada yer aldığı takdirde, uygulamalarda sınıfsal statüler arasında maaş uçurumu meydana gelmeyeceği için, toplumsal barış zedelenmemiş olacaktır. Bugüne kadar olan uygulama ise, her siyasi iktidarın görüşüne göre değişiklik göstermiş, genellikle emeklilerin aleyhine gelişen bir durum olmuştur. Bu durumun ortadan kaldırılması için bu iki grup arasındaki maaş farkı anayasada yer alırsa, hiçbir sorun yaşanmamış olacaktır.
15. Memurlar için siyaset yasağı kaldırılmalıdır.
16. “Ombudsmanlık” ve “arabuluculuk” müesseseleri yeni anayasada yer almalıdır.
17. Kayıt dışılığı önleyici tedbirler getirilmelidir.
18. İsrafa karşı mücadele Anayasa’ya girmelidir.
Güncelleme Tarihi: 29 Kasım 2011, 13:42