Gümüşhane’de uzun yıllardan beri terzilik mesleğini sürdüren Mustafa Öztürkçü, 50 yıl önce eline aldığı makasla mesleğini aynı heyecan ve titizlikle sürdürüyor. Öztürkçü, hazır giyim sektörünün mesleği olumsuz yönde etkilediğini ve mesleğe olan ilginin azaldığını söyledi.
1969 yılında aile yakınlarından birinin tavsiyesi ile mesleğe çırak olarak ilk adımını atan Mustafa Öztürkçü, Van’da başladığı mesleğini 25 yıl önce göç ettiği Gümüşhane’de sürdürüyor. Ustalığı ve iş titizliğiyle 7’den 70’e herkesin beğenisini kazanan terzi Mustafa, hazır giyim sektörünün artmasıyla birlikte mesleğe olan yöneliş ve iş oranında da azalmanın olduğunu vurguladı.
Terzilik mesleğine ilk adım attığı yıllarda vatandaşların takım elbise ve pantolon sıklıkla diktirdiğini anımsatan Öztürkçü, artık bu talebin hazır giyime yönlendiğini kaydetti.
Tekstil ve hazır giyim marka mağazaların artmasıyla birlikte meslekte yeni yetişen kalifiye eleman sıkıntısının da yaşandığını anlatan Öztürkçü, “1960 ve 1970 yılları arasında sanata çok önem verilirdi. Kimisi şoförlükle, kimileri marangozlukla, berber ve terzilik gibi bir sanatla uğraşırdı. O dönem terzilik yapan akrabalarımdan birinin tavsiyesi ile terzilik mesleğine ilk adımı mı onun yanında attım. Kendisi terzi de kalfalık yapıyordu. 1969 yılında terzilik mesleğine çırak olarak başladım. Çırak olarak girdiğim işyerinde kalfalık ve daha sonra da usta olarak bu işyerinde 10 yılımı tamamladım. Usta olduktan sonra kendime ait işyerimi açtım ve 50 yıldır da çok sevdiğim terzilik mesleğini sürdürüyorum” şeklinde konuştu.
“Hazır Giyim Terzilik Mesleğini Bitirme Noktasına Getirdi”
Öztürkçü, mesleğin bitme noktasına geldiğini belirterek, “Maalesef bazı imkanlardan dolayı herkes okumayı tercih ettiğinde dolayı kimse terzilik sanatı öğrenmek istemiyor. Bundan dolayı da rahatsızız. Şimdilerde terzilik mesleğinde çalıştıracak işçi bulamıyoruz. Bizler bu konuda sıkıntı yaşıyoruz. Hazır konfeksiyon ürünlerine rağbet olunca el emeği göz nuru olan terzilik mesleği yok olmayla karşı karşıya. 70’li yıllarda çalıştığımız ayaklı makine ile şimdiki son model makineler bir değil. Konfeksiyon sektörü olmasaydı Türkiye’nin en küçük illerden birisi olan Gümüşhane’de dahi 50-100 terzi dükkanı olabilirdi fakat şuanda bu mesleği yapan daha az. Konfeksiyon sektörü olan hazır giyim, terzilik sanatının gelişmesini çok etkiledi. Tabi ki meslekle ilgili en büyük sıkıntılarımız biri işçi bulamıyoruz. Şuan işlerimden memnunum. Ancak bana yardımcı olacak bir kişi bulup da işyerimde çalıştıramıyorum. Maalesef herkes okuyum bir yere geleyim diyor. Ama herkes okuyacak diye bir kanun yok. Kimisi okumada başarılı olur kimisi sanat da başarılı olur. Eski meslekler öldü diye rağbet görmüyor. Şuan meslekte en büyük şikayetimiz çırak ve kalfa bulamıyoruz. Artık çırak ve kalfa yetiştiremiyoruz. Yani çalışmıyor, çalışmak istemiyor. Eminim küçücük bir şehir olan Gümüşhane’de her sanatkarın yanında birer ikişer çırak yetişip ve ekmeğini kazanmış olsaydı işsizlik azılır ve mesleğimizde devam ederdi. Yeni eleman bulmada sıkıntılarımız var” diye konuştu.
“Mesleğe Saygınlık İstiyoruz”
Hazır giyimle birlikte mesleğe olan saygınlığın ve ilginin azalmasından dolayı duyduğu üzüntüyü dile getiren Öztürkçü, “Herkesin mesleğine ve sanatına saygılı olmasını isterim. Bir insan eğer esnaflığına saygı duymuyorsa mesleğine saygı duymuyorsa kabahati bir müşteri veya herhangi bir kişiden bulmamalı. Ben terzilik mesleğimi çok severek yaptığım için şikayetçi değilim. Sanatımdan ve esnaflığımdan memnumum” ifadelerini kullandı.
Haber: Hüseyin Akdaş
Haberin Kaynağı: Olay Gazetesi
Güncelleme Tarihi: 04 Aralık 2021, 22:36