VALİ ALPER TANRISEVER
“Yüce dinimiz İslam’ı bizlere öğreten, adalet, merhamet ve muhabbet peygamberi Efendimiz Hz. Muhammed (SAV)'in dünyaya teşriflerinin yıl dönümü olan Mevlid Kandili’ni, bir kez daha birlik ve beraberlik duyguları içinde idrak etmenin mutluluğuna erişmiş bulunmaktayız.
Âlemlere rahmet olarak ve kurtuluş müjdecisi olarak gönderilen, yaşantısıyla ve ahlâkıyla insanlığa örnek olarak insanlığın ufkunu aydınlatan Peygamber Efendimiz’in dünyayı onurlandırdığı bu mübarek geceyi, kendimizi sorgulamamız ve Allah’ın sonsuz merhametinden faydalanabilmemiz için bir vesile olarak görmeli ve en güzel şekilde değerlendirmeliyiz.
Bu vesileyle, Mevlid Kandili’nin ülkemize ve İslâm âlemine birlik, beraberlik ve huzur getirmesini Yüce Mevlâ’dan niyaz ediyor, tüm hemşehrilerimizin Mevlid Kandili’ni tebrik ediyorum.”
MİLLETVEKİLİ VE TBMM ANAYASA KOMİSYONU ÜYESİ AV. CELALETTİN KÖSE
“Kâinatın Efendisi Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V ) ‘in dünyaya teşriflerinin bu mutlu günü, tüm İslam âlemine mübarek olsun.
Yüce Allah, insanlığın yaradılışından itibaren dünya ve ahiret saadeti için peygamberler göndermiştir.
Mevlid Kandili; insanlığa hakkı, hakikati, adaleti, merhameti anlatan; hukuku, hikmeti ve güzel ahlakı gösteren bu nebevî silsilenin son peygamberi olan Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V.)’in dünyaya teşrif ettiği gecedir.
Mevlid Kandili; birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışma duygularımızın daha da pekişmesine, güçlenmesine vesile olacak en değerli gecelerdendir. Bu düşüncelerle tüm İslam aleminin ve Gümüşhaneli hemşerilerimizin Mevlid kandilini kutluyor, bu müstesna gecenin ülkemize, milletimize ve Ümmet-i Muhammed’e hayırlar getirmesini temenni ediyorum.”
MİLLETVEKİLİ MUSA KÜÇÜK
“Efendimiz Resulullah Miladi 571 yılında dünyaya teşrif buyurarak beşeriyetin ufkunda ilahi vahyin sıcaklığıyla bir çığır açtı. Cehaletin, putperestliğin, zulmün hakim olduğu bir dönemde akıl, ahlak, adalet, hoşgörü, merhamet ve hidayet çağrısıyla İslam’ın meşalesini yaktı. İki cihan serveri Efendimiz hakkın ve hakikatin tebliğiyle çorak gönülleri yeşertti, solmuş umutları yükseltti, sıkılı yumrukları araladı, barış ve kardeşliğe vurulan kilitleri açtı. Rahmet sıcaklığıyla insanlığı kucakladı, karanlıkları çağlar üstü mesajlarıyla aydınlattı. Hz. Peygamberin yeryüzünü şereflendirmesinin yıl dönümünde idrak ettiğimiz Mevlid Kandilimizin aziz Türk milletine, Türk-İslam alemine ve bütün insanlığa huzur, saadet, selamet ve esenlik nasip etmesini niyaz ediyor, dualarımız kabul, kandilimiz mübarek olsun diyorum.”
DİYANET-SEN İL BAŞKANI BÜNYAMİN KABAN
“O” Müminler İçin Mükemmel Örnektir
Alemlerin sultanı Resulü Ekrem (sav)’in dünyaya teşriflerinin yıl dönümü olan Mevlid Kandilini 14 Eylül 2024 Cumartesi’ni Pazar’a bağlayan gece idrak edeceğiz.
Kur’an- Kerim’de “Deki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah’ta sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır. Çok merhamet edendir.” (Ali imran 31) buyrulmuştur. Onu sevmek hepimize bir borçtur. O güzel ahlakı tamamlamak için gönderilmiştir. O asla yalan söylememiştir. Emanete hiyanetlik etmemiştir. Kendisine iman etmeyen hatta düşmanlık besleyenler dahi güvenirliği hakkında asla bir şey söyleyemediler ve o hep “Muhammed-ül Emin” oldu.
O şefkat ve merhamet timsaliydi. Kendisinden asla kötü söz çıkmamıştır. Mütevazi sade bir yaşayışı vardı, vefakar bir eş, cefakar bir aile reisi idi. İnsan haklarına riayeti emrederdi. Adaleti, ilmi, eğitimi ve öğretimi tavsiye etti. Komşuluk ilişkilerine,yakın ve uzak akrabaya bakmayı ilişki kurmayı, büyüğe saygı küçüğe sevgi ile yaklaşmayı emrederdi
Kur’an-ı Kerim’de denildiği gibi “Andolsun ki Rasûlullah’da sizin için, Allah’a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah’ı çokça zikredenler için mükemmel bir örnek vardır.” (Ahzâb, 33/21) buyrularak Sevgili Peygamberimizin hayatı bizlere yaşanabilir ‘en güzel örnek’ olarak takdim edilmiştir. Hz. Peygamberi örnek almak, ancak O’nun insanlığın huzur ve mutluluğu için yaptığı daveti hayatımıza yansıtmakla ve güzel ahlakını bir bilinç ve hayat tarzı olarak davranışlarımızın mihveri yapmakla mümkündür.
“Nitekim kendi aranızdan, size ayetlerimizi okuyan, sizi her türlü kötülükten arındıran, size Kitabı ve hikmeti öğreten, ayrıca bilmediklerinizi de öğreten bir peygamber gönderdik.” (Bakara, 2/151) ayet-i kerimesinin açıkça dile getirdiği gibi, ilahi hitabı bizlerle buluşturan Rahmet Elçisi (sav), aynı zamanda o kelamı bize açıklamış ve onun hayat veren mesajını bizzat yaşayarak bizlere aktarmıştır. Kur’an ve bütün ahlaki erdemleri şahsında toplayan Hz. Peygamber, tüm insanlığa bir kurtuluş ve diriliş çağrısı yapmıştır. İşte Mevlid Kandili ve diğer mübarek gün ve geceler, bu çağrıyı gönlümüzde, zihnimizde ve hayatımızda diri ve canlı tutmak adına fırsat günleridir.
Yüce dinimiz İslam’ın öncelikli hedeflerinden biri, yeryüzünü adalet, merhamet, güven, sorumluluk ve güzel ahlak gibi değerler ekseninde herkes için yaşanabilir bir yer haline getirmektir. Yaratılış gayesine uygun bir hayatla Allah’ın rızasını kazanmak, yeryüzünü ifsattan korumak ve orada iyiliği egemen kılmak için Kur’an ve sünnette çerçevesi çizilen ilkelerin hayata geçirilmesi, Müslümanların uhdesinde bir kulluk vazifesi olarak görülmüştür. Cenab-ı Hakk’ın, Âl-i İmran suresi 110. ayetteki “Siz insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz.” fermanıyla vurgu yaptığı söz konusu vazifenin hakkıyla ifa edilebilmesi için her Müslümanın aktif rol alması önem arz etmektedir. Bu durum aynı zamanda İslam’ın ilke ve hakikatlerinin, ölçü ve değerlerinin farkındalığını sağlayacak bir kulluk bilincinin yanı sıra Müslümanı çağın sorunlarının idrakine ulaştıracak bir sosyal duyarlılığın da her daim diri tutulmasını gerektirmektedir.
Bu konuda müminlerin ayeti kerimede de belirtildiği gibi en mükemmel örneği sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV)’dir. “Müslüman, diğer Müslümanların, dilinden ve elinden salim olduğu (zarar görmediği) kimsedir. Mümin de insanların, canları ve malları hususunda (kendilerine zarar vermeyeceğinden) emin oldukları kimsedir.” (Buhari, İman, 4.) hadisiyle tarif ettiği şahsiyetli bir nesil yetiştirmekle mümkündür. Allah Resulü’nün son derece yalın fakat kapsamlı bir şekilde ifade buyurduğu bu vasıfları haiz bir nesil inşası, sadece Müslümanların değil tüm insanlığın huzur ve selameti için ötelenemez bir sorumluluktur. Zira bugün yeryüzü, iyilik ve merhamete, barış ve huzura, güzel ahlak ve hukuka susamıştır.
Bu bağlamda öncelikle Hz. Peygamberin mücadelesini, eğitim metodunu ve üslubunu kendimize örnek almak, onu çağımızın insanıyla buluşturmak mecburiyetindeyiz. Kur’an ve sünnetin rehberliğinde bilgi ile hikmeti bütünleştiren, hayatı anlamlı kılan değerlerle bilimsel gelişmeleri birlikte öğrenen, bütün söz ve davranışlarında sadece âlemlerin Rabbinin hoşnutluğunu arayan ve erdemli, vicdanlı, ahlaklı, dürüst, doğrudan ve haktan yana tavır alan şahsiyetli bir nesil yetiştirmek durumundayız.
- Helâle Koşalım O’nun gibi…
- İyiliği Yayalım Kötülüğe Engel Olalım O’nun gibi…
- Merhameti Kuşanalım Öfkemizi Kontrol Edelim O’nun gibi…
- Şahsiyetimizi İmanla İnşa Edelim O’nun gibi…
- Zalimin Karşısında Mazlumun Yanında Olalım O’nun gibi…
Bu duygu ve temennilerle, Sevgili Peygamberimizin dünyayı şereflendirmesinin yıldönümü olan Mevlid kandilinin bütün insanlığa rahmet ve huzur getirmesini, O’nu ve insanlığa getirdiği en büyük hediye olan Kur’an’ı yakından tanımamıza ve çağrısı etrafında birleşmemize vesile olmasını Yüce Mevlâ’dan niyaz eder, milletimizin, camiamızın ve bütün İslam âleminin Mevlid Kandilini tebrik ederiz.”
İLİM YAYMA CEMİYETİ ŞUBE BAŞKANI ADEM VARAN
“Bugün, insanlığa rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hazreti Muhammed Mustafa’nın (s.a.v.) doğum yıl dönümünü idrak ettiğimiz mübarek Mevlid Kandili’ni kutlamanın huzurunu yaşıyoruz. O’nun örnek yaşamı, zulme, haksızlığa ve ayrımcılığa karşı verdiği mücadele ile insanlığa barış, adalet ve merhamet getirmiştir.
Hz. Muhammed (s.a.v.), hayatı boyunca savaşı değil barışı, zulmü değil adaleti, kini değil sevgiyi öğütlemiş ve tüm insanlığa evrensel bir mesaj bırakmıştır. Bugün Filistin’de, Arakan’da, Afrika’nın çeşitli bölgelerinde yaşanan zulüm ve katliamlar, bu evrensel mesajın ne kadar hayati olduğunu bir kez daha göstermektedir. Masum insanların kanlarının döküldüğü, çocukların yetim kaldığı ve mazlumların gözyaşı döktüğü bu coğrafyalar, hepimizin yüreğinde derin bir yara açmaktadır.
Filistin halkı, on yıllardır kendi topraklarında haksız işgallere ve saldırılara maruz kalırken, Arakanlı Müslümanlar zulüm ve baskı altında yerlerinden, yurtlarından edilmekte; Afrika coğrafyasında ise açlık, yoksulluk ve çatışmalar insanları yaşam mücadelesine mecbur bırakmaktadır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), her zaman mazlumun yanında olmuş, zayıfı korumuş ve haksızlık karşısında susmamıştır. Onun “Bir kötülük gördüğünüzde elinizle düzeltin, gücünüz yetmezse dilinizle, ona da yetmezse kalbinizle buğz edin” hadisi, bizlere zalimin karşısında susmamamız gerektiğini hatırlatmaktadır.
Bu mübarek Mevlid Kandili’nde, Peygamberimizin (s.a.v.) evrensel mesajlarını yeniden hatırlamalı; adaletin, merhametin ve kardeşliğin hâkim olduğu bir dünya için hep birlikte çalışmalıyız. Zulme uğrayan Filistin’deki kardeşlerimizi, Arakan’da evlerinden koparılan mazlumları ve Afrika’nın zor durumdaki halklarını dualarımızda unutmamalı; her türlü zulüm ve haksızlığa karşı birlikte durmalıyız.
Bu anlamlı gecenin, dünyadaki tüm mazlumların kurtuluşuna, barış ve adaletin yeniden tesis edilmesine vesile olmasını diliyor, Mevlid Kandili’nin insanlığa huzur ve rahmet getirmesini Yüce Allah’tan niyaz ediyorum.”