AK Parti Gümüşhane Milletvekili ve AR-GE Başkan Yardımcısı Doç..Dr. Kemalettin Aydın, daha özgürlükçü bir Türkiye ve ileri demokrasi için sivil anayasaya ihtiyaç olduğunu söyledi.
Yaptığı açıklamada hem Türkiye’nin AK Parti’nin 12 yıllık iktidarı döneminde gerçekleştirdiği gelişimi anlatan hem de 2015 yılında Türkiye’nin ayağında bir pranga olarak duran 12 Eylül Anayasasının son bulması gerektiğini ve yeni sivil bir anayasaya ihtiyaç olduğunu kaydeden Aydın, 2015 Genel seçiminin bir fırsat olduğuna vurgu yaptı ve seçimlerde yeni, sivil bir anayasa yapma fırsatının AK Parti hükümetine verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye’nin ileri demokrasi yolundaki gelişiminin AK Parti iktidarı döneminde başladığını söyleyen Aydın, şu ifadeleri kullandı:
“Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yapmış olduğu devrimlerle Türkiye’nin önünü açtığı artık tüm Türk halkının yadsıyamayacağı bir gerçek. Ülkemiz maalesef 27 Mayıs 1960 darbesinden başlayarak kötü günler geçirmiştir. Merhum Başbakanımız Adnan Menderes’in ve Bakanlarımızın idam edilmesi Türk demokrasi tarihi açısından bir utanç olarak karşımızda durmaktadır. Bunun yanında 12 Mart 1971 askeri muhtırası ve 12 Eylül askeri darbeleriyle birlikte Türk demokrasisi karanlıklara gömülmüştür. Bununla birlikte 28 Şubat darbesi de demokrasimize indirilen bir başka darbe olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti maalesef demokrasi ve insan hakları anlamında hep sınıfta kalmıştır. Askeri vesayetlerin getirmiş olduğu darbe anayasaları ülkemizin gelişiminin önüne adeta bir duvar örmüştür. Avrupa Birliği ile ilişkiler Uluslararası ilişkiler ve siyasette hep geride kalınmıştır.
Ayrıca Türkiye’nin bütün komşulara potansiyel tehdit olarak bakan politikalar da Türkiye’nin adeta kapana kısılmasına neden olmuştur. AK Parti iktidarı döneminde ise Türkiye tam bir değişim ve dönüşüm yaşamıştır. Ekonomiden, siyasete, uluslararası ilişkilere, sağlıktan, sanayiye ülkemiz adeta küllerinden doğmuştur.
AK Parti iktidarı kendisine dayatılmaya çalışılan vesayet sistemine karşı her zaman milleti arkasına almış ve dik durmuştur. Bu büyük inanış ve duruş sayesinde Türkiye bugünkü konumuna geldi. 2007 yılında hükümetimize 27 Nisan muhtırası verilmek istendiğinde yine bu dik duruş bozulmadı. Çünkü arkamızda millet vardı. O dönem Başbakanımız olan ve Türkiye’nin bu büyük gelişimindeki en büyük mimar olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bir sözü vardı. ‘Ben kefenimle birlikte yola çıktım’ diyordu Sayın Erdoğan. Bunları neden söylüyorum? Bugünlere kolay gelinmediğini bu dava için bir ömür harcandığını bir bedel ödendiğini vurgulamak için söylüyorum…
Türk milletinin temsilcisi AK Parti’nin vesayet sistemine dur demesiyle birlikte ülkemizde birçok şey değişti… Türkiye, demokrasi ve insan haklarının geliştiği bir döneme adım attı. Ülke içerisine sızmış çeteler ve mafya büyük oranda temizlendi.
Yargı, hukuk, diplomasi ve dışişleri alanlarında devrim niteliğinde yenilikler yapıldı. Bir kapanın içerisine hapsolan Türkiye, adeta yeniden küllerinden doğdu. Uluslararası arenada kendi kararını kendisi veren bir Türkiye ortaya çıktı. Avrupa Birliği ile ikili ilişkiler gelişti. Komşularla sıfır sorun politikası benimsendi. Yetmişin üzerinde ülke ile vizeler kalktı. Türkiye dev sanayi hamleleri gerçekleştirdi. 2 yüz milyar civarında olan milli gelir 8 yüz milyar noktasına dayandı. Türk lirasından 6 sıfır atılarak paramıza ait olduğu itibar yeniden kazandırıldı…
Tüm Avrupa ülkeleri ekonomik kriz yaşarken ülkemiz yaptığı ekonomik hamlelerle dünyada örnek gösterilen bir ülke halini aldı. Herkes hayal diyordu ancak biz şu anda Dünya’nın 16. Büyük ekonomisiyiz ve 2023’te yıllık kişi başı gelirimizi 25 bin dolara çıkararak Dünya’nın ilk 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefliyoruz… Yapılamaz denilen ne varsa AK Parti iktidarı olarak çok şükür ki yaptık.
Askeri anlamda devasa yatırımlar yapıldı. İlk insansız hava aracımız ANKA’yı yaptık ve bu anlamda İsrail’e olan bağımlılığımız sona erdi. İlk muharebe tankımız ALTAY’ı yaptık. Milli piyade tüfeğimizi, tüm NATO ülkeleri tarafından kullanılan kriptolu telsizlerimizi, uydumuzu, helikopterimizi ve milli gemimizi yaptık. Yine Allah nasip ederse 2023 yılında milli savaş uçağımızı yapacağız. Bunların hepsi AK iktidar döneminde yapıldı. ‘Yiğidi öldür hakkını ver…’ Vatandaş yapılanları görüyor ve dolayısıyla aldığımız oy da ortada halkımız çalışana hakkını veriyor…
Eğitim alanında 4+4+4 sistemini getirdik. Artık tüm çocuklarımız liseye kadar okuyabiliyor. Eğitimde kitapları ücretsiz dağıtarak yine bir ilke imza attık. Başörtülü öğrencilerimizin ve vatandaşlarımızın yaşadığını mağduriyetleri giderdik.
Türkiye Cumhuriyetinde yine ilk kez bir Cumhurbaşkanımızın eşi başörtülü olarak Çankaya Köşkü’ne çıktı.
İktidara geldiğimizde 76 olan üniversite sayısı şu anda 190’ın üzerine çıktı. Artık her şehrimizde bir üniversite var…
Ulaşımda ülkemize çığır açan projeleri getirdik. AK Parti’nin 12 yıllık iktidarı döneminde yapılan duble yol cumhuriyet tarihi boyunca yapılmadı. Birçok şehrimize hızlı tren ve metro ağları kurduk. İstanbul’a 3. Köprü ve Avrupa’nın en büyük havalimanı yapılıyor. İstanbul Londra gibi New York gibi Tokyo gibi bir ticaret şehri haline gelecek.
Sağlık alanında da devrim yaptık. İktidara geldiğimizde sağlık sistemi neredeyse çökmüş durumdaydı. Şu anda her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı 18 yaşına kadar devlet kontrolünde ücretsiz olarak tedavi olabiliyor. İsteyen istediği hastanede tedavi olabiliyor… Hastanelerde yaşanan kuyruklar son buldu… Bunların hepsi milletin verdiği güçle sabırla ve çalışarak oldu…
Türkiye birçok alanda devrim niteliğinde gelişme gösterdi ve göstermeyi de sürdürüyor…‘Görünen köy kılavuz istemez’ zaten halkımız da bu anlamda her zaman yanımızda oldu ve olmaya devam ediyor. Şu anda Türkiye’nin ayağında bir pranga olarak duran tek şey 12 Eylül askeri vesayet sisteminin getirdiği darbe anayasası kaldı. İnşallah 2015 yılında yapılacak genel seçimlerle birlikte hükümetimiz yeterli milletvekili sayısına ulaşarak milletimizi bu darbe anayasasından kurtaracaktır. Bunun için üzerimize ne düşerse milletin temsilcileri olarak yapmaya hazırız.”
Güncelleme Tarihi: 22 Eylül 2014, 22:17
Yaptığı açıklamada hem Türkiye’nin AK Parti’nin 12 yıllık iktidarı döneminde gerçekleştirdiği gelişimi anlatan hem de 2015 yılında Türkiye’nin ayağında bir pranga olarak duran 12 Eylül Anayasasının son bulması gerektiğini ve yeni sivil bir anayasaya ihtiyaç olduğunu kaydeden Aydın, 2015 Genel seçiminin bir fırsat olduğuna vurgu yaptı ve seçimlerde yeni, sivil bir anayasa yapma fırsatının AK Parti hükümetine verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Türkiye’nin ileri demokrasi yolundaki gelişiminin AK Parti iktidarı döneminde başladığını söyleyen Aydın, şu ifadeleri kullandı:
“Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yapmış olduğu devrimlerle Türkiye’nin önünü açtığı artık tüm Türk halkının yadsıyamayacağı bir gerçek. Ülkemiz maalesef 27 Mayıs 1960 darbesinden başlayarak kötü günler geçirmiştir. Merhum Başbakanımız Adnan Menderes’in ve Bakanlarımızın idam edilmesi Türk demokrasi tarihi açısından bir utanç olarak karşımızda durmaktadır. Bunun yanında 12 Mart 1971 askeri muhtırası ve 12 Eylül askeri darbeleriyle birlikte Türk demokrasisi karanlıklara gömülmüştür. Bununla birlikte 28 Şubat darbesi de demokrasimize indirilen bir başka darbe olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti maalesef demokrasi ve insan hakları anlamında hep sınıfta kalmıştır. Askeri vesayetlerin getirmiş olduğu darbe anayasaları ülkemizin gelişiminin önüne adeta bir duvar örmüştür. Avrupa Birliği ile ilişkiler Uluslararası ilişkiler ve siyasette hep geride kalınmıştır.
Ayrıca Türkiye’nin bütün komşulara potansiyel tehdit olarak bakan politikalar da Türkiye’nin adeta kapana kısılmasına neden olmuştur. AK Parti iktidarı döneminde ise Türkiye tam bir değişim ve dönüşüm yaşamıştır. Ekonomiden, siyasete, uluslararası ilişkilere, sağlıktan, sanayiye ülkemiz adeta küllerinden doğmuştur.
AK Parti iktidarı kendisine dayatılmaya çalışılan vesayet sistemine karşı her zaman milleti arkasına almış ve dik durmuştur. Bu büyük inanış ve duruş sayesinde Türkiye bugünkü konumuna geldi. 2007 yılında hükümetimize 27 Nisan muhtırası verilmek istendiğinde yine bu dik duruş bozulmadı. Çünkü arkamızda millet vardı. O dönem Başbakanımız olan ve Türkiye’nin bu büyük gelişimindeki en büyük mimar olan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bir sözü vardı. ‘Ben kefenimle birlikte yola çıktım’ diyordu Sayın Erdoğan. Bunları neden söylüyorum? Bugünlere kolay gelinmediğini bu dava için bir ömür harcandığını bir bedel ödendiğini vurgulamak için söylüyorum…
Türk milletinin temsilcisi AK Parti’nin vesayet sistemine dur demesiyle birlikte ülkemizde birçok şey değişti… Türkiye, demokrasi ve insan haklarının geliştiği bir döneme adım attı. Ülke içerisine sızmış çeteler ve mafya büyük oranda temizlendi.
Yargı, hukuk, diplomasi ve dışişleri alanlarında devrim niteliğinde yenilikler yapıldı. Bir kapanın içerisine hapsolan Türkiye, adeta yeniden küllerinden doğdu. Uluslararası arenada kendi kararını kendisi veren bir Türkiye ortaya çıktı. Avrupa Birliği ile ikili ilişkiler gelişti. Komşularla sıfır sorun politikası benimsendi. Yetmişin üzerinde ülke ile vizeler kalktı. Türkiye dev sanayi hamleleri gerçekleştirdi. 2 yüz milyar civarında olan milli gelir 8 yüz milyar noktasına dayandı. Türk lirasından 6 sıfır atılarak paramıza ait olduğu itibar yeniden kazandırıldı…
Tüm Avrupa ülkeleri ekonomik kriz yaşarken ülkemiz yaptığı ekonomik hamlelerle dünyada örnek gösterilen bir ülke halini aldı. Herkes hayal diyordu ancak biz şu anda Dünya’nın 16. Büyük ekonomisiyiz ve 2023’te yıllık kişi başı gelirimizi 25 bin dolara çıkararak Dünya’nın ilk 10 ekonomisi arasına girmeyi hedefliyoruz… Yapılamaz denilen ne varsa AK Parti iktidarı olarak çok şükür ki yaptık.
Askeri anlamda devasa yatırımlar yapıldı. İlk insansız hava aracımız ANKA’yı yaptık ve bu anlamda İsrail’e olan bağımlılığımız sona erdi. İlk muharebe tankımız ALTAY’ı yaptık. Milli piyade tüfeğimizi, tüm NATO ülkeleri tarafından kullanılan kriptolu telsizlerimizi, uydumuzu, helikopterimizi ve milli gemimizi yaptık. Yine Allah nasip ederse 2023 yılında milli savaş uçağımızı yapacağız. Bunların hepsi AK iktidar döneminde yapıldı. ‘Yiğidi öldür hakkını ver…’ Vatandaş yapılanları görüyor ve dolayısıyla aldığımız oy da ortada halkımız çalışana hakkını veriyor…
Eğitim alanında 4+4+4 sistemini getirdik. Artık tüm çocuklarımız liseye kadar okuyabiliyor. Eğitimde kitapları ücretsiz dağıtarak yine bir ilke imza attık. Başörtülü öğrencilerimizin ve vatandaşlarımızın yaşadığını mağduriyetleri giderdik.
Türkiye Cumhuriyetinde yine ilk kez bir Cumhurbaşkanımızın eşi başörtülü olarak Çankaya Köşkü’ne çıktı.
İktidara geldiğimizde 76 olan üniversite sayısı şu anda 190’ın üzerine çıktı. Artık her şehrimizde bir üniversite var…
Ulaşımda ülkemize çığır açan projeleri getirdik. AK Parti’nin 12 yıllık iktidarı döneminde yapılan duble yol cumhuriyet tarihi boyunca yapılmadı. Birçok şehrimize hızlı tren ve metro ağları kurduk. İstanbul’a 3. Köprü ve Avrupa’nın en büyük havalimanı yapılıyor. İstanbul Londra gibi New York gibi Tokyo gibi bir ticaret şehri haline gelecek.
Sağlık alanında da devrim yaptık. İktidara geldiğimizde sağlık sistemi neredeyse çökmüş durumdaydı. Şu anda her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı 18 yaşına kadar devlet kontrolünde ücretsiz olarak tedavi olabiliyor. İsteyen istediği hastanede tedavi olabiliyor… Hastanelerde yaşanan kuyruklar son buldu… Bunların hepsi milletin verdiği güçle sabırla ve çalışarak oldu…
Türkiye birçok alanda devrim niteliğinde gelişme gösterdi ve göstermeyi de sürdürüyor…‘Görünen köy kılavuz istemez’ zaten halkımız da bu anlamda her zaman yanımızda oldu ve olmaya devam ediyor. Şu anda Türkiye’nin ayağında bir pranga olarak duran tek şey 12 Eylül askeri vesayet sisteminin getirdiği darbe anayasası kaldı. İnşallah 2015 yılında yapılacak genel seçimlerle birlikte hükümetimiz yeterli milletvekili sayısına ulaşarak milletimizi bu darbe anayasasından kurtaracaktır. Bunun için üzerimize ne düşerse milletin temsilcileri olarak yapmaya hazırız.”