TEMA Vakfı Gümüşhane temsilcisi Yusuf Oral, Gülaçar köyündeki taş ocağının faaliyet alanının genişletilmesiyle yaşanacak olumsuzluklara dikkat çekerek, “Bir şehrin akciğerine hançer gibi saplanan bu taş ocağını bir an önce kapatarak tahrip ettiği kısımların rehabilite edilmesini sağlamak yerine faaliyet alanının büyütülmesi kabul edilebilir değildir” dedi.
“Taş ocağının faaliyet alanını büyütecek olması hata üstüne hata yapılması anlamını taşımaktadır”
Torul ilçesine bağlı Gülaçar köyünde faaliyetine devam eden ve faaliyet alanını genişletmek için ÇED sürecinde olan taş ocağı ile ilgili yaşanacak olumsuzlukları değerlendiren Oral, “Gümüşhane ili Torul İlçesi Gülaçar Köyü mevkiinde faaliyet gösteren mevcut taş ocağının faaliyet alanının genişletilmesi için ÇED süreci devam etmektedir. Artabel Gölleri Tabiat Parkının eteklerinde faaliyete başlaması büyük bir hata olan taş ocağının faaliyet alanını büyütecek olması hata üstüne hata yapılması anlamını taşımaktadır. Mevcut taş ocağı Gülaçar deresine birleşik ve bölgenin turizm yolu olan İkisu-Şiran karayolunun kenarında bulunmakta olup taş ocağının faaliyetlerine devam etmesi ve faaliyet alanını büyütecek olması geri dönüşü olmayan tahribatlara neden olacaktır” dedi.
“Dünyanın en temiz coğrafyalarından birisini toza boğmak kesinlikle kabul edilebilir değildir”
Gülaçar vadisinin Torul ilçesinin en büyük tarımsal nitelikli alanına sahip vadisi olduğunu ve başta alabalık üreticiliği olmak üzere, hayvancılık, seracılık, meyve sebze tarımı ve arıcılık faaliyetlerinin sürdürüldüğünü kaydeden Oral, “Vadi hem kültür varlıkları hem de doğal varlıkları ile adeta bir turizm cennetidir. Vadide Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından arıcılık ve bölgenin balı ile ilgili yapılan araştırmalar ve çıkarılan uluslararası yayınlarda Gülaçar yöresi balının dünyadaki diğer ballardan farklı olarak içeriğinde metal oranı en az bal olduğunu ve bu durumun coğrafyanın dünyanın en temiz coğrafyalarından birisi olduğu anlamını taşımaktadır denilirken böylesi özel bir vadiyi toza boğmak kesinlikle kabul edilebilir değildir” diye konuştu.
"Alanın bir an önce rehabilitasyonun sağlanmasını istiyoruz"
Taş ocağının vadinin en büyük köyü olan İnkilap Köyünün içme suyu membasının üzerine kurulduğunu ve yakın bir gelecekte yapılacak patlatmalar sonucu İnkılap Köyünün su kaynağının kaybolacağını savunan Oral, “Benzer şekilde yapılan kontrolsüz patlatmalar sonucu vadinin yer altı ve yer üstü su kaynakları olumsuz yönde etkilenecek olup vadide faaliyetine devam eden Alabalık Çiftlikleri ve diğer tarımsal faaliyetler olumsuz etkilenecektir. Ülke genelinde İklim değişikliği ile mücadele etmeye çalıştığımız bu günlerde bir şehrin akciğerine hançer gibi saplanan bu taş ocağını bir an önce kapatarak tahrip ettiği kısımların rehabilite edilmesini sağlamak yerine faaliyet alanının büyütülmesi kabul edilebilir değildir. Başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere Gümüşhane Valiliği ve ilgili diğer kurumlardan talebimiz ÇED süreci devam eden bahse konu taş ocağı ile ilgili gerekli hassasiyet gösterilerek mevcut faaliyet sahasında ilgili mevzuatlara uygun olarak faaliyetlerini tamamlayarak alanın bir an önce rehabilitasyonun sağlanmasıdır” ifadelerini kullandı.
Ya arkadaşlar Tema vakfını bu konuşmaya iten başka Gümüşhane kökenli başka taş ocağı firmalarıdır diye düşünüyorum. Ağaçtan Ormandan Akciğerden söz edip bölgede tekelleşmeye çalışan taş ocağı firmaları olduğunun altının araştırılması gerekiyor.
Gülaçardaki taş ocağı bildiğim kadarı ile trabzonun taşını ve kumunu çekiyor ayrıca bölgeye ucuz kum satışı yapıyor.
Emin olun ki bu haberin altında tekelleşme ve zengin iş ortaklıkları var.
Bu taş ocağı yıllardır Gümüşhaneli iş adamlarının altında iken ve çevresindeki madenlere ne kadar malzeme çekip fatura kestiğide kontrol edilmelidir.
Çevredeki madenlerin durumlarını ele alan bir açılamayı ne zaman yapabilecekler acaba merak ediyorum.
Gümüşhaneli vatandaşın ve esnafı tekel'e düşürmek istemiyorsanız durumu araştırmanızı tavsiye ederim.
Bir Gümüşhaneli olarak üzerinizden yapılan bu acı propagandadan utanıyorum.