Türkiye ve dünyanın sayılı deprem araştırmacılarından Prof.Dr. Ahmet Ercan, Gümüşhane Üniversitesinde düzenlenen ‘Depremde Yıkılmaz Yapılar İçin Kentsel Dönüşüm Sürecinde Yer ve Yapı İncelemeleri Nasıl Yapılır?’ konulu konferansa konuşmacı olarak katıldı.
Gümüşhane Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisli Bölümü tarafından Mühendislik Fakültesi Çok Amaçlı salonda düzenlenen konferansa Belediye Başkanı Mustafa Canlı, İl Özel İdaresi Genel Sekreter Ekrem Akdoğan, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Cemil Bayram, İl Afet ve Acil Durum Müdürü Mesut Bayrak, Jeofizik Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Nuh Demirbaş, sivil toplum örgütü temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Jeofizik Mühendislik Bölüm Başkanı Yrd.Doç.Dr. Nafız Maden, yaptığı açılış konuşmasında bölümü hakkında bilgiler vererek, Jeofizik Mühendisliğinin ne olduğunu anlattı. Jeofiziğin yer davranışlarını inceleyen ve jeoloji, fizik ve matematik bilimlerini içeren bir bilim dalı olduğunu ifade eden Maden, konferansa katılan herkese teşekkür etti.
Jeofizik Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Nuh Demirbaş da konuşmasında Türkiye topraklarını yüzde 93’ünde aktif fay, sanayi kuruluşları ve nüfusun yüzde 98’inin de deprem bölgesinde yaşadığını söyledi. Gümüşhane’nin jeofizik için bir açıkhava müzesi olduğunu kaydeden Demirbaş, öğrencilere çeşitli tavsiyelerde bulundu.
Özgeçmişinin okunmasının ardından kürsüye çıkan İTÜ Jeofizik Mühendisliği ve Maltepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümü öğretim üyesi Prof.Dr. Övgün Ahmet Ercan, Türkiye’nin en büyük sorunun kentsel dönüşüm olduğunu söyledi.
Gümüşhane’nin deprem açısından Türkiye’nin en güvenli illerinden birisi olduğunu ifade eden Ercan, deprem nedeniyle yurt dışına giden sanayicileri eleştirerek yurt dışı yerine buralara gelmelerini istedi.
“GÜMÜŞHANE EV ORMANINA BENZİYOR”
Gümüşhane’nin üstten bakıldığında bir ‘ev ormanına’ benzediğinin kaydeden Ercan, “Harşit çayının kenarında yapılaşmaya devam edilirse oradaki herkes depremleri duyar. Bence oraların yıkılıp bahçeye dönüştürülmesi, kentleşmenin çayın paralelinde dağların yamacına doğru olması gerekir.” dedi.
“TARİHİ BİNALAR TÜRKLERİN BULUŞU DEPREM EVLERİDİR”
Eski Gümüşhane evlerinin depremde asla yıkılmayacak bir teknoloji ile yapıldığını ifade eden Ercan, villalar yapanların bu tip binaları model olarak almalarını istedi. Bu tür evlerin Türkiye’nin hemen her yerinde olduğunu dile getiren Ercan, “Bunlar Türklerin buluşu olan deprem evleridir” dedi.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK EYLEMİ VE SORUNUDUR”
Kentsel dönüşümün Türkiye'nin en büyük eylemi olduğunu, işsizliği giderdiğini, sağlıklı, sağlam ve güzel kentler oluşturduğunu, ekonomiyi çevirdiğini, ülkeyi geliştirdiğini ve toplumu mutlu ettiğini belirten Ercan, kentsel dönüşümde yaşanan aksamaları şöyle sıraladı: “Bulunduğu yerde yüksek kat vererek dönüştürme yoğunluğunu arttıracak, çarpık yapılaşmayı önlemeyecek, fırsatçı yüklenicileri varsıl edecektir. Mahalle ölçeğinde, kent tasarımcıları, çevre mühendisleri denetiminde dönüştürme yapılmalı. Dönüştürmeye yöresel mimari örneği yansıtılmalı, kişilikli kentler oluşturulmalıdır. Yapıda iki çalışmanın çakışması ve çatışması önlenmelidir. Yapılaşma ile yapı jeofiziği çalışmalar atlanmamalıdır. Betondan alınan karot sayısı azaltılıp yerine yapı jeofiziği yapılmalıdır. Z-toprak türü belirlemesi doğrudan titreşimcilik ölçülerinden belirlenmeli.”
Güncelleme Tarihi: 28 Mart 2013, 16:57
Gümüşhane Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisli Bölümü tarafından Mühendislik Fakültesi Çok Amaçlı salonda düzenlenen konferansa Belediye Başkanı Mustafa Canlı, İl Özel İdaresi Genel Sekreter Ekrem Akdoğan, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Cemil Bayram, İl Afet ve Acil Durum Müdürü Mesut Bayrak, Jeofizik Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Nuh Demirbaş, sivil toplum örgütü temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.
Jeofizik Mühendislik Bölüm Başkanı Yrd.Doç.Dr. Nafız Maden, yaptığı açılış konuşmasında bölümü hakkında bilgiler vererek, Jeofizik Mühendisliğinin ne olduğunu anlattı. Jeofiziğin yer davranışlarını inceleyen ve jeoloji, fizik ve matematik bilimlerini içeren bir bilim dalı olduğunu ifade eden Maden, konferansa katılan herkese teşekkür etti.
Jeofizik Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Nuh Demirbaş da konuşmasında Türkiye topraklarını yüzde 93’ünde aktif fay, sanayi kuruluşları ve nüfusun yüzde 98’inin de deprem bölgesinde yaşadığını söyledi. Gümüşhane’nin jeofizik için bir açıkhava müzesi olduğunu kaydeden Demirbaş, öğrencilere çeşitli tavsiyelerde bulundu.
Özgeçmişinin okunmasının ardından kürsüye çıkan İTÜ Jeofizik Mühendisliği ve Maltepe Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bölümü öğretim üyesi Prof.Dr. Övgün Ahmet Ercan, Türkiye’nin en büyük sorunun kentsel dönüşüm olduğunu söyledi.
Gümüşhane’nin deprem açısından Türkiye’nin en güvenli illerinden birisi olduğunu ifade eden Ercan, deprem nedeniyle yurt dışına giden sanayicileri eleştirerek yurt dışı yerine buralara gelmelerini istedi.
“GÜMÜŞHANE EV ORMANINA BENZİYOR”
Gümüşhane’nin üstten bakıldığında bir ‘ev ormanına’ benzediğinin kaydeden Ercan, “Harşit çayının kenarında yapılaşmaya devam edilirse oradaki herkes depremleri duyar. Bence oraların yıkılıp bahçeye dönüştürülmesi, kentleşmenin çayın paralelinde dağların yamacına doğru olması gerekir.” dedi.
“TARİHİ BİNALAR TÜRKLERİN BULUŞU DEPREM EVLERİDİR”
Eski Gümüşhane evlerinin depremde asla yıkılmayacak bir teknoloji ile yapıldığını ifade eden Ercan, villalar yapanların bu tip binaları model olarak almalarını istedi. Bu tür evlerin Türkiye’nin hemen her yerinde olduğunu dile getiren Ercan, “Bunlar Türklerin buluşu olan deprem evleridir” dedi.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK EYLEMİ VE SORUNUDUR”
Kentsel dönüşümün Türkiye'nin en büyük eylemi olduğunu, işsizliği giderdiğini, sağlıklı, sağlam ve güzel kentler oluşturduğunu, ekonomiyi çevirdiğini, ülkeyi geliştirdiğini ve toplumu mutlu ettiğini belirten Ercan, kentsel dönüşümde yaşanan aksamaları şöyle sıraladı: “Bulunduğu yerde yüksek kat vererek dönüştürme yoğunluğunu arttıracak, çarpık yapılaşmayı önlemeyecek, fırsatçı yüklenicileri varsıl edecektir. Mahalle ölçeğinde, kent tasarımcıları, çevre mühendisleri denetiminde dönüştürme yapılmalı. Dönüştürmeye yöresel mimari örneği yansıtılmalı, kişilikli kentler oluşturulmalıdır. Yapıda iki çalışmanın çakışması ve çatışması önlenmelidir. Yapılaşma ile yapı jeofiziği çalışmalar atlanmamalıdır. Betondan alınan karot sayısı azaltılıp yerine yapı jeofiziği yapılmalıdır. Z-toprak türü belirlemesi doğrudan titreşimcilik ölçülerinden belirlenmeli.”