Okulun konferans salonunda düzenlenen programa okul yöneticileri öğretmenler, veliler ve öğrenciler katıldı.
Sınıf öğretmeni Zafer Yapar tarafından ilkokul 1. sınıftan itibaren 24 öğrencisine verdiği eğitimin ardından kendilerine Şampiyon Nesiller adını veren 3-A (Şampiyon Nesiller) sınıfı öğrencileri hünerlerini sergilemek için sahneye çıktı.
Gösterinin başında Almanca şarkı seslendiren minikler, Sınıf Öğretmeni Zafer Yapar’ın Almanca sorduğu soruları cevapladı. Öğrenciler daha sonra yarım saniyede bir ekrandan geçen 20 sayıya toplama, çıkarma, çarpma işlemi yaparken aynı zamanda öğretmenleri Zafer Yapar'ın sorduğu soruları cevapladı.
Ekrandan geçen sayıların dört işlemini yaparken aynı anda hem İstiklal Marşını okudu hem de kendilerine verilen işlemleri yaptı.
Gösterinin son bölümünde ise tahtaya yansıtılan sürekli sayı geçişi olan iki farklı işlemi aynı anda yaparak şaşkınlık oluşturdu.
Öğrencilerin gösterileri katılımcılar tarafından büyük beğeni toplarken gösteriler ayakta alkışlandı.
Çinlilerin 3 bin yıldır kullandığı ve hesap makinesinin atası olarak kabul edilen abaküsle eğitim verdiğini söyleyen proje yürütücüsü Zafer Yapar, konuşmasında eğitimle çocukların beyinlerini daha aktif, daha fonksiyonel kullanma becerisi kazandırdıklarını söyledi.
Abaküsle Mental Aritmetik Eğitimine ilk defa 2011 yılının kasım ayında Köse'de görev yaparken başladıklarını kaydeden Yapar, “İlk eğitimi 3.sınıfa giden öğrencilerle yapmıştık. Öğrenciler üzerindeki başarılı değişimi görünce bu eğitimin devamına karar verdik. Bugün Merkez Fevzipaşa İlkokulunda bu eğitime devam ediyoruz. Bu eğitimi alan öğrencilerimiz şu anda zihinden 2 basamaklı sayı ile 2 basamaklı bir sayının çarpımını saniyeler içerisinde cevap verebiliyorlar. 3 basamaklı bir sayı ile 2 basamaklı bir sayıyı dahi zihinden çarpabiliyorlar. Birden fazla 3 basamaklı, 4 basamaklı sayıların toplamını zihinden rahatlıkla yapabiliyorlar. Bu eğitimi alan öğrencilerin yabancı dil öğrenmede de başarıları gözden kaçmıyor. Normal 3.sınıf matematik müfredatının çok çok ötesinde işlem yeteneğine sahip oluyorlar. Amacımız tüm öğrencilerin bu eğitimi alarak ilerleyen dönemlerde başarılara imza atmalarıdır” dedi.
İnsan beyni ve abaküsle alakalı bilgi veren Yapar, şunları kaydetti: “Beynin sol ve sağ loblarının eş zamanlı ve birlikte çalışmasını sağlayan zihinsel işlem eğitimi, 4-14 yaş arasındaki çocukları kapsayan bir eğitim sistemidir. Abaküs sistemi dünyanın en eski hesap makinesi olarak kabul edilir. Ancak günümüzde Japon abaküsünün kullanımı daha kolay olduğundan tüm dünyada tercih edilmeye başlanmıştır. Japon abaküsü 5 (4+1) boncuk kullanılarak oluşturulmuştur. Abaküs eğitimi alan çocuklar, 4 işlemi hesap makinesine ihtiyaç duymadan rahatlıkla zihinden saniyeler içinde yapabiliyorlar. Bu eğitim çocuklara; gelişmiş hesaplama yetenekleri sağlarken aynı zamanda yüksek düzeyde odaklanma ve dikkat yeteneği de kazandırır. Beynin her iki lobunu koordineli kullandıklarından aynı anda birden fazla zihinsel etkinlik yapabilirler. Böylece çocuklar daha gelişmiş bir sol ve sağ beyine, daha güçlü bir hafızaya, daha hızlı karar verebilme yetisine, daha hızlı bir reflekse sahip olurlar. Bu sayede çocukların yaratıcılıkları artar ve her çocukta var olan potansiyel liderlik özelliklerinin gelişip ortaya çıkmasına büyük oranda katkı sağlar. Beyninin her iki yanını etkili kullanan bir birey ilerleyen yaşlarda unutkanlık hastalığına da yakalanmaz. İlköğretim çağındaki çocuklar; (mevcut eğitim programları düşünüldüğünde) 4-14 yaş arası çocukların içinde bulundukları somut zekâ döneminde, okullarda öğretilen soyut matematik temellerine dayanan öğrenim yöntemi nedeni ile matematiksel işlemleri kavramakta zorlanmaktadır. Hatta matematiksel işlemler çocukların korkulu rüyası haline gelmektedir. Abaküs ile işlemleri zihinden yapan çocukların kendilerine olan güvenlerini yeniden kazanmanın yanında, matematiksel kavramları boncuklar ile somutlaştırarak işlemleri daha kolay ve hızlı kavramakta ve eğlenerek öğrendiği için kalıcılık sağlanmakta ve unutkanlık kavramı tamamen yok olmaktadır."
NEDEN ABAKÜS?
İnsan zekâsının gelişimi 7 yaşına kadar yüzde 75 oranında tamamlandığını belirten Zafer Yapar, "7-14 yaş arasında ise bu oran %95'e kadar yükselmekte, kalan %5'lik oran ise yaşantımızın geri kalan kısmında iş ve aile yaşantımıza yön vererek ilk atılan temele bağlı olarak inşa edilmektedir. Bu nedenle çocuklarımız için yapacağımız eğitim planını bu orana göre düzenleyerek onların gelişimine büyük katkı sağlamak biz anne babalar için en önemli ve büyük görev olacaktır" dedi.
“KAHVALTISIZ ASLA”
Öğrencilerin kahvaltı yapmadan okula gönderilmemesi gerektiğini vurgulayan Yapar, “Kahvaltı, vücudun ihtiyacı olan enerjiyi sağlayan ilk öğündür. Kan şekeri olarak bilinen glikoz için kaynak oluşturması açısından önem taşır. Glikoz, beyin için önemli bir enerji kaynağıdır. Çünkü beyin, herhangi bir enerji deposuna sahip değildir ve yalnızca glikoz kullanır” diye konuştu.
Kahvaltı ile okuldaki verimlilik arasında önemli bir bağlantı olduğunu söyleyen Yapar, “Kahvaltı yapan çocuklar okullarında daha başarılı, günün ilerleyen saatlerinde daha güçlü ve dayanıklı olurlar. Öğrenmenin zorluklarına karşı koyarlar. Derse daha fazla katılırlar. Araştırmalara göre kahvaltı yapmayan çocuklar, sabahları yorgun ve halsiz olurlar. Kendilerini derse tam olarak veremezler. Karın ağrısı çekerler. Kahvaltıda protein, yağ ve karbonhidratı bir arada tüketmek gerekir. Bu tüketimi sağlamanın en kolay yolu ise bir dilim tereyağlı ekmek ile peynir yemek, süt içmek, bal ve ceviz yemektir. Böyle bir kahvaltı sonucunda organizmada sürekli bir enerji üretimi söz konusu olur. Kan şekeri normal seviyelerde kalır. O halde sabahları öğrencilerin okula kahvaltı yapmadan göndermeyin. Aksi halde sağlıksız ve derslerinizde başarısız olurlar” ifadelerini kullandı.
Güncelleme Tarihi: 05 Haziran 2022, 16:19
