Vertigo’nun çevreyi dönüyormuş gibi hissetme, sersemlik, fiziksel olarak kararlı bir şekilde duramama gibi hissiyatlarla karakterize bir durum olduğunu kaydeden Op. Dr. Yemiş, “Bu hastalığın toplumda görülme oranı yüzde 20-30 arasında değişiyor. Kadınlarda erkeklere göre yaklaşık 3 kat daha fazla görülen vertigo, artan yaşla beraber daha sık ortaya çıkıyor. Vücuttaki birçok sistemden kaynaklanacağı gibi birçok hastalığın belirtisi olarak da karşımıza çıkar” dedi.
Baş dönmesi olan hastada tanı konulabilmesi için öncelikle kulak-burun-boğaz hastalıkları ve nöroloji tarafından değerlendirilme yapılması gerektiğini vurgulayan Yemiş, “Ani başlangıçlı baş dönmesi şikayeti ile polikliniğimize başvuran bir hastada ilk olarak yapmamız gereken bu durumun santral (beyin kaynaklı) mı yoksa periferik (beyin dışı) mi olduğunu belirlemektir. Periferik (beyin dışı) kaynaklılar daha sık ve genel olarak daha iyi seyirlidirler. İç kulaktaki denge organlarının çalışmasındaki orantısızlıklar da periferik (beyin dışı) baş dönmelerinin en sık nedeni olarak karşımıza çıkmaktadır. Tüm baş dönmelerinin %80’i kulak kaynaklıdır. Ve baş dönmesi nedeni olarak en çok benign paroksismal pozisyonel vertigo (kulak içi kristallerin yerinden oynaması) görülmektedir” dedi.
Hastaların zaman zaman ne olduğunu anlamayıp deprem olduğunu zannettiklerini dile getiren Yemiş, “Hatta bu baş dönmesi yaşandığında öleceğini düşünenler bile bulunuyor. Bu kişilerde teşhis biz kulak burun boğaz uzmanları tarafından yapılan kristal testi ile ortaya çıkartılıyor. Manevra tedavisi denilen özel bir yöntemle de kristallerin yerine gelmesi sağlanıyor. Meniere hastalığı tarafından da tetiklenebilir. Bu, işitme kaybı, kulakta çınlama, dolgunluk hissi ve baş dönmesi atakları ile karakterizedir. Hastalık iç kulaktaki sıvıların dengesizliğinden kaynaklanır. Viral bir enfeksiyon sonrası denge sinirinin etkilenmesine bağlı kulak hastalıkları, akut ve kronik orta kulak iltihapları, işitme kaybı ile giden kulak hastalıkları, bazen hiç bir nedene bağlı olmaksızın iç kulakta bulunan zarların yırtılmasına bağlı baş dönmeleri olabilir. Baş dönmesi ve vertigo için olası bir başka sebep de akustik bir nöromadır. Bu, iç kulağı beyne bağlayan sinir üzerinde oluşan kötü olamayan bir tümördür. Baş dönmesinin olası diğer nedenleri arasında nörolojik hastalıklar (migren, epilepsi, multipl skleroz,serebrovasküler hastalıklar), metabolik ve vasküler hastalıklar (vitamin eksiklikleri, tiroid hastalıkları, kalp damar hastalığı ve şeker hastalığı) yer almaktadır. Baş dönmesi tedavisinde eğer pozisyonel baş dönmesi (BPPV) ise bunun tedavisi muayene masasında uygulanan medikal manevralardır. Bu hareketler iç kulaktaki bazı partiküllerin yerine oturmasını sağlamaktadır. Diğer sebeplerde ilaç tedavisi kullanmak gerekir. Bu amaçla değişik ilaçlar kullanılsa da hemen hemen hepsi belli oranda baş dönmesini azaltırlar. Baş dönmesi şiddetli olan hastalar bazen serum takılıp hastaneye yatırmak gerekebilir. Tümörlere bağlı baş dönmelerinin tedavisi tümörün çıkarılmasıdır yani ameliyattır. Ayrıca hastalarımıza baş dönmesi döneminde ani hareketlerden kaçınması, sigara ve alkolden uzak durmasını stres, gerginlik gibi durumlardan ve alerjik olduğunuz maddelerden mümkün olduğunca kaçınmasını ayrıca araba veya makine kullanmak, merdiven tırmanmak gibi tehlikeli olabilecek işleri bu durumda yapmaması önerilmektedir” ifadelerini kullandı.