Ara
Gümüşhane
Kapalı
20°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
39,3022 %0.32
44,9570 %0.28
4.148,96 % -0,55
Gümüşhane Haberleri Gümüşhane Yaylacılık kültürü tehdit altında

Yaylacılık kültürü tehdit altında

Kayıtlı 430 yaylasıyla bölgenin en fazla yaylaya sahip şehirlerinden birisi olan Gümüşhane’de atalardan miras kalan yaylacılık kültürü can çekişiyor.

1536
Gösterim
2 Dakika
Okunma Süresi

Çok değil 10 yıl öncesine kadar yöre halkının geçim kaynağını sağlayan, hayvancılık merkezi, sosyalleşme ve kültürel değerlerini aktarma yeri olan yaylalar son zamanlarda yalnızlıkla baş başa kaldı.

Hayvancılık yapan birkaç aile ve göçer üreticilerin haricinde üretim amaçlı kimsenin uğramadığı yaylalar son dönemde turizm nedeniyle canlansa da dedelerinin yaptığı evlerin kapısını açmayan torunların sayısı hızla artıyor.

“Yaylacı dedelerin yaylaları sevmeyen torunları”

Şehrin en büyük ve uluslararası düzeyde bilinirliği olan Kürtün ilçesi sınırlarındaki Kazıkbeli Yaylasında da yaşanan benzer durum sosyal medyada “Yaylacı dedelerin yaylaları sevmeyen torunları” başlığıyla paylaşıldı.

Çok sayıda yorum ve beğeni alan paylaşımı yapan sosyal medya hesabının yöneticisi Temel Gündoğdu, “Yaylacılık ata mirası bir gelenektir yöremizde. Yaylalara çıkmak için ilkbaharın ilk aylarında cenik denilen sahil kesiminden yaylalara hayvanlarla birlikte iki ya da üç gün yürüyerek yollarda "düşün ederek" yaylalara varılırdı eski zamanlarda. Yaylalarda ot yataklarında yatılır, hayvansal ürünler ile geçinilirdi. Bütün bu zorluklarına, çilesine rağmen yaylalardan vazgeçilmez, yaylacılık kültürü bütün imkansızlıklara rağmen yaşatılırdı” dedi.

“Yaylacı dedelerin her türlü imkansızlıklara rağmen yaptığı evler kendilerine sahip çıkacak torunlarını beklemektedir”

Bugün yaylacılığın rekreasyon denilen günübirlik turizm faaliyeti olarak yapılmaya başlandığını ve yaylacılığın dönüşüme uğradığını kaydeden Gündoğdu, “Yaylalarda onlarca evin kapısı artık hiç açılmamaktadır. Yaylacı dedelerin torunları yaylaları sevmemektedir. Yaylacı dedelerin her türlü imkansızlıklara rağmen yaptığı evler artık yeni sahiplerini beklemekte, özlemle yaylacılık yapacak, kendilerine sahip çıkacak torunlarını, sahiplerini beklemektedir” ifadelerini kullandı.

Yorumlar
Aşağıdaki görselde işlemin sonucu kaçtır
Captcha Image
O
Ozan 1 yıl önce
Aga yaylaya çıkma bedavamı. Mazot olmuş 35tl. Yani gidiş gelişe paramı arabamı dayanır. Hükümet her şeyi pahalandırdı . Yaylaya çıkma inme bile pahalı. Yakında adım atma, kalkma oturma bile bu gidişatla pahalı olacak. Çünkü fışardan alınan borç para dolar ve kendi paran olmuş balon rüzgarda uçuruluyor. Daha yanisi yerçekimine meydan okuyamıyor.
BEĞENME
0
CEVAPLA
A
Anıl 1 yıl önce
Ben de yaylacı bir ailenin çocuğuyum. Çocukluğum yaylalarda geçti. Ancak hayat şartları ve geçim sıkıntısı gençleri ve insanları büyük şehirlere itti. İlimizde ve ilçelerimizde gençler için iş alanı ne yazık ki yok denecek kadar az. Tanıdığı ve gücü olmayan ne devletten kredi alıp iş kurabiliyor, ne de en kötü temizlik işine bile girebiliyor. Kabilecilik, kayırmacılık, torpil bitmediği sürece kaybetmeye mahkum. Büyük resmi bir gün görebilmemiz, bilim ve sanatın ışığında kalabilmemiz dileğiyle. Esen kalın.
BEĞENME
0
CEVAPLA