Artık 15-19 Mayıs tarihleri arası aile haftası olarak kutlanmakta… Konu mühim bir konu olunca dikkatimizi çekti, bizde dikkat çekelim istedik.
Aile; toplumun yapı taşı…
Anne, baba ve çocuktan oluşan aileye çekirdek aile diyoruz. Ailenin sağlam olması aileyi oluşturan bireylerin sağlam yapı üzerinde olmasından geçiyor. Bireyler sağlam olacak ki onların çocuklarda sağlam bir yapı üzerinde olsun. Peki, bu sağlam yapı nasıl olacak? İnsanı insan yapan ahlaktır. Kişi güzel ahlak üzerine bulunursa muamelatı da güzel olur. Din, ahlaklı olmak yolunda bizi teşvik eder. Çünkü dindar bir insan için ahlak kuralları aynı zamanda Allah'ın buyruklarıdır. Bu sebepten dindar insan, ahlaki görevlerini yaparken aynı zamanda sevap da kazanır; ahlak kurallarını çiğnemesi halinde de günah işler. Böylece din ahlaka kuvvetli bir yaptırım gücü sağlar. Ahlaksız ya da ahlaktan yoksun bir toplum olmaya doğru gidişatın temelinde dinden, dini değerlerden uzaklaşmak yatmaktadır.
Din aynı zamanda peygamber vasıtasıyla insanlara canlı, güzel ahlaklı bir insan örneği de gösterir. İnsanlar güzel ahlaklı insanın nasıl olması gerektiğini peygamberlerin davranışlarından kolayca öğrenebilir. Güzel ahlaklı olabilmek için her konuda peygamberimizi örnek almak, insana büyük bir kolaylık sağlar. Geçtiğimiz ay içerisinde kutladığımız kutlu doğum haftası içerisinde Güzel ahlak ilkesini hatırlamış oluyoruz ve yine “Çocuklarınıza bırakacağınız en iyi miras, güzel ahlaktır” Hadisi Şerifi ile şöyle bir irkiliyoruz… Eğer bizler anne baba olarak güzel ahlak sahibi olursak çocuklarımıza bunu verip miras olarak bırakabiliriz eğer yoksa olmayan bir şeyi nasıl bırakabiliriz ki?
Demek ki aile güzel ahlak üzerine kurulursa, bu çatı altında güzel ahlaklı çocuklar yetiştirip onlara en güzel miras olarak güzel ahlakı bırakabilirsiniz. Bunun yanında mal mülk de bıraksanız da güzel ahlak sahibinin elinde mal, mülk hizmet olur hayır işi olur sevap olur. kötu ahlak sahibine ise ateş olur.
Efendim şimdi aile bireylerine gelecek olursak; Bizler anne baba ve çevre etkileşimi ile aldığımız terbiye ile birlikte ahlak yapımız oluşmakta ve buna göre de muamelatımız yani insan ilişkilerimiz şekil almaktadır. Bu konuda ailenin en başında bulunan insanlara büyük görevler düşmektedir. Bu gün Anadolu da aşiret ve ya sülale büyüklerinin tutumu sıla-i rahimde büyük önem arz etmektedir. Büyükler çocuklarına, ne kadar bir yakınlık gösterirlerse onlarda kendinden sonrakilere o nazarda bakıyorlar ve birde bakıyoruz ki birbirini tanımayan, aramayan sormayan ziyaret etmeyen kardeşler, yeğenler, akrabalar… Birbirini tanımayan, habersiz hatta bir birine kin ile nefret ile uzak duran aileler… Yıkılan sevgi çınarları… Sorumlular kimler? Herkes bir birine bakmış olsa da yanlış bir yerden düzeltilmeli. Çekirdek aileden başlamalı ve adına sülale deyin, kabile deyin, aşiret deyin ama bir yerden düzeltilmeli… Her ne kadar buna eğitimsizlik, cahillik sebep olsa da bizler sonuçta dinin cahiliyiz her ne kadar biliyoruz desek de dinimizi bilmiyoruz öğrenmiyoruz, öğrenmediğimiz içinde yıllarca aramızda duvarlar oluşturarak yaşıyoruz. Şu üç günlük dünyada neyin kavgasını yapıyoruz. Selaların verilmediği gün mü var? O zaman neden bu durulmayışımız…
Aile toplumun yapı taşıdır. Bu taşı yıkmadan sağlam tutalım. Boşanmaların arttığı, evlenmeye milletin korkar olduğu bu zamanda aile kurumunu ayakta tutmak bizler için en büyük vecibelerden biridir.
Devlet, politikaları ile aile kurumunu desteklemekte. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı son dönemlerde güzel projelere imza atmakta. Bu haftaya özel olarak evlilikte kırk yılını dolduranlara bir jest yapılsa fena da olmaz yani. ”Bir Yastıkta Kırk Yıl” Sloganı da hazır.
Sevgi ve Saygılar…