HOŞ GELDİN YA ŞEHRİ RAMAZAN

Günler birbirini kovaladı, takvim yaprakları bir bir düştü duvardan ve geldi çattı Ramazan… Huzura, sükûnete eskisinden daha fazla ihtiyacımız olduğu bu günlerde Ramazan Ayı Hızır gibi yetişti. Nasipse önümüzde değerlendireceğimiz bir rahmet ayı var, Recep ve Şabanı yolculayıp merhaba diyerek Hoş geldin diyoruz  Ya şehri Ramazan…

Ramazan ayı sevginin, kardeşliğin, yardımlaşmanın, paylaşmanın, rahmetin, merhametin ön adıdır aslında. Bu ayda kâinat ayrı bir havaya bürünür, etrafa bu ayın bereketi ve dinginliği çöker. Sahurla beraber sabredilmeye başlanır. Esasen sabredilen açlık değil sabrın ta kendisidir, selamete bir çıkış yoludur…

Şeytanların zincire vurulduğu bu ayda çarşambaya kadar bizimki ne yaptı yaptı ondan sonra yıllık izinde. Sanki şeytan zincire vurulacakta nefis boş mu duracak. Sadece ortağından bir süreliğine ayrılacak o kadar. Ondan sonra kır zincirlerini gel aşka kanalım seninle. Yani şeytanımızın zincire vurulması bizi aldatmasın sonuçta bu nefis bu bedende taşındığı sürece mücadele devam edecektir. Anlayacağız ki aslında şeytan tek başına bir hiç. Ona uymaya meyilli olan bu nefis olduktan sonra… Yoksa şeytan mı nefisi yoldan çıkarır yoksa nefis mi şeytanı yoldan. Hangisi olursa olsun ikisinin de yoldan çıkmaya gönüllü oldukları kesin. Her nefis için tabii bunu söyleyemeyiz. Nefisten kastımız nefsi emare buraları aşanlara sözümüz olmaz, kimseye sözümüz olmaz. Sohbetimiz kendimizedir.

Ahir zaman ümmeti olarak ömrümüzün geçmişte yaşayan insanlara ve ümmetlere göre kısa olduğundan bahsedilir. Yine kitaplarda Hz. Peygamberin bu konuda Allah-u Teâlâ’ya münacatta bulunduğundan bahsederek ümmetinin ömrünün kısa olacağından bu sebeple uzun süre yaşayan diğer ümmetlere göre daha az amel işleyeceğinden ahirette bu durumdan üzüntü duyacağını belirtmiş, Allah-u Teâla’da bu kısa ömür hayatımızda Ramazan ayı içerisine bin aydan (83,33 yıl) daha hayırlı olan Kadir gecesini yerleştirmiş.(Bir kişi ortalama 60 yıl yaşasa 20 yaşından sonra işi anlayıp ayılsa  3320 yıla tekabül eder.)Demek oluyor ki Ramazan ayını ve de Kadir gecesini boş geçmezsek büyük bir kârdayız. Geçen yıl vefat edip bu yıla yetişemeyeler 83 yıllık amel işleme nasibinden feragat etmiş durumdalar. Eğer yaşıyorsak ve bu günlere ulaşmış isek bu günleri ganimet bilip değerlendirmemiz gerekir. Mademki diri olarak yer yüzündeyiz ölülerden bir farkımız olsun değil mi? Hiç bir şey yapamazsak bir kilo soğanla ağlamaya çalışırız. Kadir gecesinde vur voleyi yat aşağı, öyle bir şey yok ama skor tabelasına bakıldığında sayı yapmamız gerekmektedir, yıl içerisinde bayağı gerilere düşüyoruz bari bu ayda skoru lehimize çevirelim. Birde samimi olarak gerçekten Allah rızası için hizmet edebilirsek, çalışırsak o zaman ne mutlu… Büyükler öyle diyorlar Allah rızası için çalışmamız gerekir ki Hz. Peygamberin yüzünü ahirette diğer peygamberlerin ve ümmetlerin yanında güldürelim. Hz. Peygamberin keyfini getirmemiz için çalışmamız gerektiğini Salih amel işlemiz gerektiğini büyüklerimiz bizlere sohbetlerinde söylüyorlar. Bire on, bire yüz, bire trilyon bile kazanmak bizim elimizde. Zamanın kıymetini bilmek gerekir

Bankada bir hesabınız olduğunu düşünün. Her sabah hesabınıza 86.400 TL para yatırılıyor, fakat bu paranın hepsini 24 saat içinde harcamak zorundasınız, kuruşu ertesi güne bırakılamaz bir para bu. Yani kullansanız da kullanmasanız da hesabınız ertesi gün sıfırlanıyor.

Bu durumda ne yaparsınız? Tabi ki gün içerisinde hepsini harcamaya çalışırsınız değil mi?

Gerçek şu ki hepimiz zaman adlı bu bankanın müşterileriyiz. Ve her sabah 86.400 saniyeye sahip oluyoruz; değerlendiremediğimiz saniyelerde maalesef yarına devredilmiyor. Her sabah hesabımız dolar ve boşalır. Anlayacağımız geri dönüşü yok saniyelerin. Şu anı yaşayarak harcayın, en iyisi bunlarla yatırım yapmalı mutluluk, sağlık başarı ölüm sonrası için.

Zaman kaçıyor çünkü. Her gün lütfen en iyisini yapın.

Bir senenin değerini anlamak için sınıfta kalmış bir öğrenciye sor.

Altı ayın değerini anlamak için kısa dönem askerlik yapan üniversite mezununa sor. (Bunu uydurdum.)

Bir ayın değerini anlamak için,8 aylık bir bebek doğuran anneye sor.

Bir haftanın değerini anlamak için haftalık dergi çıkaran bir çilekeşe sor.

Bir saatin değerini anlamak için, üniversite sınavına giren ve zamanı yeterli gelmeyen bir öğrenciye sor.

Bir dakikanın değerini anlamak için, treni kaçıran yolcuya sor.

Bir saniyenin değerini anlamak için, bir kazayı önleyemeyen sürücüye sor.

Bir saniyenin yüzde birinin değerini anlamak için olimpiyatlarda gümüş madalya kazanan koşucuya sor.

Hayatın kıymetini anlamak için ölüm döşeğindekine sor.(Evet, bunu da uydurdum.)

Unutma! Her anını değerlendir. Zaman hiç kimse için durmaz. Geçmiş zaman tarihtir. Gelecek zaman sırlar ve meçhullerle doludur. Sadece şu an, sana verilen gerçek bir armağandır. (Sabahın Ankara'sından)

Hayırlı Ramazanlar Olsun Efendim.

Sevgi ve Saygılar…
YORUM EKLE