İlimiz Gümüşhane tarihi, kültürel zenginlikleri ve ünlü simli (Gümüş) kurşun madenleri ile nam salmış olmasına rağmen, doğal bitki örtüsü ve bünyesinde yaşattığı canlılar ile nadide bir yer olmayı da başarmıştır. Yerli halk tarafından pek bilinmeyen bu yönümüz, yine yerli halkın şahitlik ettiği yabancı araştırmacılar tarafından günler süren araştırmalarla kayıt altına alınmıştır. Bu araştırmalarda genelde bitkiler incelenip örnekler alınmış, canlılar tuzaklarla yakalanıp fotoğrafları çekilmiş, değişik analizler sonrasında serbest bırakıldığı gözlemlenmiştir. Daha önce yaptığım bir araştırma sırasında rastladığım İngiltere British Müzesinde 1848 yılında kayıt altına alınmış, Kırmızı başlıklı Ağaçkakan haberimde, bu araştırma çalışmaların çok daha eskiye ait olduğunu belirtmiştim. Gerçekten sadece sesleri ve görüntüleri ile huzur bulduğumuz bu komşularımızı pek tanımıyor, ne olduklarını tam net bilemiyoruz. Sadece bir hafta içerisinde Gümüşhane’de yaptığım gözlemler ile yakalayabildiğim kuşları sizlerle paylaşıyorum:
• Bülbül
• İskete
• Ak Gerdanlı Ötleğen
• Mavi Baştankara
• Sarı Kuyruksallayan
• Beyaz Kuyruksallayan
• Taş Bülbülü
• Hüdhüd (İbibik)
• Keten
• Saka
• Çıvgın (Sürmeli Çalıkuşu)
• ...
Türkiye kuş haritası içerisinde de yer alan hepsi birbirinden güzel olan bu hoş sedalı ve göz alıcı görünümleriyle minik komşularımızdan, hikâyesi ile etkilendiğim ve sizleri de şaşırtacak olan Hüdhüd hakkında biraz bilgi vermek istiyorum.
Eminim Hz. Süleyman’ın hikâyesini hepimiz az da olsa duymuşuzdur.
Allahü Teâlâ Hz. Süleyman’a kimseye daha önce vermediği bir saltanat nasip etmiş, Cinleri, rüzgâr ve hayvanları emrine vermiş, kuşdilini ona öğretmişti. Hikâye uzun, neticede sürekli harekât halinde olan Hz. Süleyman’ın ordusunun su bulucu görevi, özelliği nedeniyle Hüdhüd kuşuna verilmişti. Ordunun suya ihtiyaç duyduğu bir zamanda aranmış fakat bulunamamış, Hz. Süleyman bulunması emretmişti. Gelince hesaba çekilmiş, Sebe ülkesinde olduğunu söylemiş ve gördüğü gelişmeleri Hz. Süleyman'a anlatmış ve sonrasında Sebe kraliçesi Belkıs'a bir mektup götürmesi için elçi olarak görevlendirilmişti. Sıradan olmayan bu kuş, su bulma yanında doğruyu söyleme özelliği sayesinde önemli görevlerde de elçi olarak görevlendirilmişti. Diğer yandan ailesine sadık bir kuş olarak bilinen bu kuş, Anne ve Babasına ‘da hürmet etmesi, yemek getirmesi nedeniyle taçlandırıldığı, başının üstünde bulunan tepeliğin bu nedenle verildiği ileri sürülmüştür.
Bir gün bir melek gelir:
-Allah tarafından sana bu Hayat suyu gönderildi, içersen kıyamete kadar yaşayacak, İçmez isen ecelin geldiğinde öleceksin, der.
Hz. Süleyman cevap için biraz süre ister ve tüm canlılarla bunu istişare etmek ister. Malum herkes varken yine Hüdhüd ortalıkta yoktur. Oradaki tüm canlılar, gelen bu hayat suyunu içmesini tavsiye ederler. Neden olarak: Allah’a çok ibadet eder, çok sevap kazanırsın derler.
Hz. Süleyman Hüdhüd’ü çağırtır. Hüdhüd :
-Benim fikrime göre içme ve ecelinle öl, der. Neden olarak: Kıyamete kadar yaşayacaksın, tüm sevdiklerin her zaman senden önce ölecek ve hep onların acısı ile yaşayacaksın. Ecelin geldiğinde öl ve Allah’ın ahirette hazırladığı nimetine bir an önce kavuş, der.
Hz. Süleyman’ın bu cevap daha çok hoşuna gitmiş ve gelen meleğe bu cevabı vererek, ecelini beklemeyi tercih etmiştir.
Gördüğünüz üzere maddi ve manevi yönleriyle ne kadar marifetli komşularımız varmış. Elçi kuş Hüdhüd yaşayacağı ili iyi biliyormuş. E bizlerde sahip çıkalım şehrimize’ de bu minik komşularımız bizi terketmesinler . Faklı yönleri ile GÜMÜŞHANE’yi anlatmaya devam.
Araştırmacı: Adem EZBER