I
Son zamanlarda Türkiye’de en çok tartışılan konu adalet olsa gerek. Dolayısıyla yazılı ve görsel basında en çok bu konu tartışılıyor. Yeni anayasa tartışmaları ise bu işin tuzu biberi oldu. Şuan için yeni anayasa çıkmaz sokak gibi görünüyor.
Yukarıdaki konu tartışıla dursun, birde uygulama alanlarında sıkıntılar var. Çünkü verilen kararlar bir tarafı memnun ederken diğer tarafı rahatsız etmektedir. Bu konuda karar vericilere büyük sorumluluklar düşmektedir. Hakimlerimiz kanunlara göre karar verirken inisiyatiflerini de kullanırlar. Yalnız bu inisiyatiflerini tam yerinde kullanamazlarsa bu kez de toplumda farklı algılamalara sebep olurlar. Bu verilen kararların artması neticesinde ise halkın adalet mekanizmasına olan güven zamanla azalır. Bu güvensizlik daha da çoğalırsa devletin temelleri sarsılır. Onun için bu duruma mahal vermemek gerekir. Çünkü adalet mülkün (devletin) temelidir.
Adaletsizlik çoğaldıkça cemiyet içerisinde ve fertler arasında başlayan homurtular toplumun bütün kurum ve kuruluşlarına yayılır. Bu da toplumda fitne ve fesada yol açar. Mevcut toplumlarda kargaşanın başlıca sebebi de budur.
Adaleti uygulayan ve adaleti sağlamaya çalışanlar ile adaletin yerleşmesi için kanun çıkaranlar başta olmak üzere toplumun her ferdi adaletin yerleşmesi için üzerine düşen görevi yapmak zorundadır. Nemelazımcılıkla, bana değmeyen yılan bin yaşasın safsatası ile toplum hiçbir yere varamaz. Eğer üzerimize düşen görevleri yapmazsak A’raf suresi 165 . ayette de belirtildiği gibi ahde vefasızlık noktasına ulaşırız.
Ülkemizde mevcut bu sorunun kaynaklarından biride bazı fikir ve düşüncelerin bize dışarıdan empoze edilmesidir. Bu empozeler neticesinde toplumda bazı ayrımcılıklar oluşmaktadır. Bunlar laik-anti laik, milliyetçi-komünist,sunni-şiî, Türk- gayri Türk, çağdaş-gerici vs vs. ayrımlarının ve de hakim zümrelerin uyguladıkları kayırmaların vicdanlarda doğurduğu kin, nefret ,haset ve intikam gibi menfi hislerin birikimlerinden doğacak olumsuzluklar eğer tedbirler alınmazsa ülkemiz için kötü sonuçlar doğuracaktır.
Devamı gelecek yazımızda…
Son zamanlarda Türkiye’de en çok tartışılan konu adalet olsa gerek. Dolayısıyla yazılı ve görsel basında en çok bu konu tartışılıyor. Yeni anayasa tartışmaları ise bu işin tuzu biberi oldu. Şuan için yeni anayasa çıkmaz sokak gibi görünüyor.
Yukarıdaki konu tartışıla dursun, birde uygulama alanlarında sıkıntılar var. Çünkü verilen kararlar bir tarafı memnun ederken diğer tarafı rahatsız etmektedir. Bu konuda karar vericilere büyük sorumluluklar düşmektedir. Hakimlerimiz kanunlara göre karar verirken inisiyatiflerini de kullanırlar. Yalnız bu inisiyatiflerini tam yerinde kullanamazlarsa bu kez de toplumda farklı algılamalara sebep olurlar. Bu verilen kararların artması neticesinde ise halkın adalet mekanizmasına olan güven zamanla azalır. Bu güvensizlik daha da çoğalırsa devletin temelleri sarsılır. Onun için bu duruma mahal vermemek gerekir. Çünkü adalet mülkün (devletin) temelidir.
Adaletsizlik çoğaldıkça cemiyet içerisinde ve fertler arasında başlayan homurtular toplumun bütün kurum ve kuruluşlarına yayılır. Bu da toplumda fitne ve fesada yol açar. Mevcut toplumlarda kargaşanın başlıca sebebi de budur.
Adaleti uygulayan ve adaleti sağlamaya çalışanlar ile adaletin yerleşmesi için kanun çıkaranlar başta olmak üzere toplumun her ferdi adaletin yerleşmesi için üzerine düşen görevi yapmak zorundadır. Nemelazımcılıkla, bana değmeyen yılan bin yaşasın safsatası ile toplum hiçbir yere varamaz. Eğer üzerimize düşen görevleri yapmazsak A’raf suresi 165 . ayette de belirtildiği gibi ahde vefasızlık noktasına ulaşırız.
Ülkemizde mevcut bu sorunun kaynaklarından biride bazı fikir ve düşüncelerin bize dışarıdan empoze edilmesidir. Bu empozeler neticesinde toplumda bazı ayrımcılıklar oluşmaktadır. Bunlar laik-anti laik, milliyetçi-komünist,sunni-şiî, Türk- gayri Türk, çağdaş-gerici vs vs. ayrımlarının ve de hakim zümrelerin uyguladıkları kayırmaların vicdanlarda doğurduğu kin, nefret ,haset ve intikam gibi menfi hislerin birikimlerinden doğacak olumsuzluklar eğer tedbirler alınmazsa ülkemiz için kötü sonuçlar doğuracaktır.
Devamı gelecek yazımızda…