Köşe kapmaca...

Şunu baştan söylemekte fayda var. Bu köşe benim. Yerimde gözü olan tüm yazar arkadaşların haberi olsun. Hakkımı kimseye yedirtmem.

Bulunduğum noktaya gelmem hiç kolay olmadı. Mesleğin her kademesinde yer aldım. Öyle birilerinin de ihsanına mazhar olmadım. Aksine, yıllardır köşe kapmak, istediğim gibi har vurup harman savurmak için emek verdim, dirsek çürüttüm. Okunmadık kitap, seyretmedik entel dantel film, takip etmedik yorum ve katılmadık sosyal paylaşım sitesi bırakmadım. Herkes haddini bilsin.

Bu köşe benim…

Sosyal medya çıktığından beri yorum yazma becerim oldukça gelişti. Yorumla da yetinmeyip dizi dizi paragraflarla, uzun uzun cümlelerle engin deneyim ve bilgimi cahil arkadaşlarıma aktarır oldum. Bir de dolup taştım ya; “paylaşalım da nasiplensin garipler” havasına girdim. O da yetmedi, dün kızlara yazarken bu gün de, hakkı adaleti yazar oldum.

Kendi fikriyatıma uygun dostlarımla bir araya gelerek sivil toplum kuruluşları da oluşturdum. Bu sayede bir de unvanım oldu. Yetinmedim, sahte kimlikler ardında bencillik ve maddi çıkarlarla dolu kokuşmuş fikirlerimi yaymaya devam ettim. Abdesti öğrenmeden, cemaate imam olmayı istedim. Lütfettiler o nu da başardım. Sonuçta cemaati, imandan da soğuttum.

Ahval bundan ibaret. Vaziyetimizin kısa özeti ise bu minvalde. (Dikkatinizi çekmiştir; Osmanlıca, Arapça, Türkçe gibi dillere de hâkimiyetim mevcuttur.)

Arkadaş gülmeyin. Son zamanlarda yaşananlar, şahit olduğumuz hırlaşmalar beni bu konuda son derece endişeye sevk etti. İnsanları eleştirmenin, sövüp saymanın ve hatta tehdit etmenin dayanılmaz hafifliğine kapılan soluğu bir köşede alıyor. Bazen gazeteler, bazen sosyal medya, bazen de internet siteleri muharebe meydanı olarak belirlenirken Allah ne verdiyse saldırıya başlanıyor. Edep yok, ahlak eksik, ait olunan davanın yaraları kan revan.

Haliyle korku benliğimizi sardı. Çünkü parasıyla, makamıyla, mevkisiyle veya herhangi bir maddi zenginliğiyle adam yerine konanlardan değiliz. Gerçi, yazarlığımızla adam yerine konduğumuz da şüpheli ya! Önemli de değil hani. İki kelimeyi bir araya getirmek yazarlıksa, biz de o kadar yazarız işte. Yazarlık dediğimize de bakmayın siz. Bizimkisi sadece köşelerden, köşeli sözlerden ibaret. Yoksa haddimizi biliriz.

Sonuç;

Şirazesi olmayan ifadeleri yazıya almak, imla kurallarını boş verdim; ahlak kurallarını hiçe saymakla bu iş olmaz.

Özlü söz;

Dünyayı yazmakla davayı yazmak ta aynı şey değil.

Hatırlatma;

Bu köşe benim…
YORUM EKLE