Kayısı (Prunus Armeniaca) diğer adlarıyla zerdali ya da mişmiş. 4-6 metre yüksekliğinde bahar aylarında beyaz veya pembe renkli çiçekler açan, tüylü, turuncu, sulu yumuşak hoş lezzetli meyveleri olan bir ağaçtır.
Ülkemizde hemen hemen her bölgede yetişmesine rağmen Malatya Kayısısı dünyaca ünüyle bilinmektedir. Kayısı zengin içeriğiyle sayısız fayda sağlar. Üretiminin en çok yapıldığı ilimiz olan Malatya’yı Elazığ ve Erzincan izler.
Yaş olarak tüketilebildiği gibi kurutularak ya da pestili, pekmezi, reçeli, marmelatı, kompostosu da tüketilebilmektedir. Meyvesinin çabuk kuruması, muhafazasının kolay ve fiyatının uygun olması sebebiyle anadolu insanının beslenmesinde önemli yeri vardır. Dünyada kuru kayısı üretiminin yaklaşık %85’i Türkiye’ de gerçekleşmektedir.
Vitamin, mineral açısından zengin olan kayısı A, B, C, E vitaminleri, yüksek miktarda demir, kalsiyum, fosfor, magnezyum ve lif barındırmaktadır. İçerdiği kalsiyum, fosfor gibi mineraller kemik ve diş sağlığı açısından önemlidir.
Kayısının en önemli faydalarından biri sindirimi kolaylaştırması ve kabızlık problemi çekenler için birebir olmasıdır. Kayısı, kilo problemleri olan kişilere olumlu katkı sağlar, kabızlığa iyi gelir ve tokluk hissi sağlar.
Yemeklerden sonra yenmesi hazmı kolaylaştırır.
Kayısı antioksidanlardan olan iyi bir betakaroten kaynağıdır. Betakaroten, A vitamininin vücutta depolanan bir formudur. İhtiyaç duyulduğunda vücut tarafından A vitaminine dönüştürülerek kullanılır. Vücutta A vitaminine dönüşebilen birçok karotenoid arasından, dönüşüm oranına en fazla sahip olanı betakarotendir. Yağda çözünen vitaminlerden olan A vitamini normal görme, üreme ve sağlıklı bir cilt ve bağışıklık sisteminin korunması açısından önemlidir.
Taze yenen kayısı C vitamini de içerir. Diş eti sorunlarının oluşmasını engeller, yaraların onarılma yeteneğini geliştirir, bağışıklık sistemini güçlendirir.
Kayısının potasyum içeriğinin yüksek, sodyum içeriğinin düşük olması kalbi koruyucu etkiye sahiptir. Potasyum sağlıklı bir kalp için gerekli minerallerdendir, kalp atış hızı ve kan basıncının düzenlenmesinde yardımcıdır, kas fonksiyonları ve güçlü kemikler için gereklidir. Ancak kronik böbrek yetmezliği olan kişilerde yüksek sorunlara yol açabilir, bu nedenle bu hastalar aşırı tüketiminden kaçınmalıdır.
Bol miktarda demir içerir. Kansızlığa karşı koruyucu etkiye sahiptir.
Kayısı cildi nemlendirir, korur ve pürüzsüzleştirir. Kayısı yaşlanmaya karşı cildin direncini artırır. Antioksidan özellikteki betakarotenin yaşlanmayı geciktirme etkisi vardır. A vitamininin deride yağ bezlerinin aktivitesini baskıladığı kanıtlanmıştır. İçerdiği A vitamini akne gibi cilt bozuklukları oluşumunu önler.
Yaz aylarında tazesi tüketilebilirken kurusu yıl boyunca satın alınabilir. Kuru kayısı için doğal yollardan kurutulan, işlem görmemiş, koyu renkli gün kurusu denilen kayısı daha sağlıklıdır. Ancak kuru kayısının glisemik indeksi yüksek olduğundan aşırı tüketilmemelidir. Taze veya kuru kayısı kolay taşınması açısından iyi birer ara öğün alternatifidir. Beraberinde ceviz, fındık badem gibi kuruyemişler tüketilmesi yada süte veya yoğurda karıştırılarak tüketilmesi dengeli ve tok tutan iyi bir seçimdir.
Kayısın çekirdeğinde doğal olarak bulunan amigdalin isimli madde, yedikten sonra siyanüre dönüşerek siyanür zehirlenmesine neden olabilir. Bu nedenle yetişkinler ve özellikle çocuklar tarafından dikkatli tüketilmelidir.
Sağlıklı bir hafta dileğiyle…