MEYDANDA KAZANIP MASADA KAYBETMEK

Haftanın iç gündem konusu Memurun Toplu Sözleşme görüşmeleri ve 1 Mayıs… Bir tarafta saha mücadelesi diğer yanda masa mücadelesi… Hangisi daha önemli derseniz cevabımız çim sahalardan olsun. Eskiden futbol maçlarının sahada kazanıldığını zannederdik, iyi oynayan kazansın diye klâsik bir cümle kullanılırdı. Oysaki iyi onayan her zaman kazanmıyormuş bunu da şike operasyonundan öğrenmiş olduk. Demek ki önemli olan saha değil masaymış.     

O zaman 1 Mayıslarda siz istediğiniz kadar gövde gösterisi yapın, istediğiniz kadar meydanlarda bağırın çağırın,istediğiniz kadar insanı  meydanlara toplayın. Hiç önemli değil,önemli olan masadaki tutumunuz ve de duruşunuz. Masada dik duramadıktan sonra gerisi neye gam…

Şimdi bizim memur sendikalarına bakıyoruz biri %30 diğeri %20 öbürü %16'lık bir zam talebinde bulunuyor. Üçününde ortak bir noktası yok. Hükümetin karşısında 3 rakip değil birbiri ile anlaşamayan birbirine rakip 3 sendika var. Haliyle masada hükümetin işi sendikalardan daha kolay… Meydanlarda aslan kesilenler bakalım masada süt dökmüş kediyi mi oynayacaklar… Sendikaların çalışanlarından ziyade kendilerine çalıştıklarını Metal sendika örneklerinde gördük zaten. O açıdan bu konuda ayrıca bir samimiyet testi yapmayacağız. Siyasi itibar, güç vs sonuçta hepsi nakite çevrilebiliniyor. Siyaset bunun neresinde diye lütfen sormayalım. Her bir sendika bir siyasi parti adıyla anılıyor bunu bilmeyen yok. O zaman neyi kimden istiyoruz. Yâda neyi kim, kimden istiyor. Meydanlarda göz boyamak kolay aslında işin aslı masada bitiyor…

Haklarımızı savunmak için destek verdimiz örgütler için bu toplu sözleşme süreci aslında bir yerde onlarında sınavı olacak. Bu sefer bazı gerçekler daha net bir şekilde ortaya çıkacak. Bari bu sefer görebilsek diyoruz. Bizim hakkımızı savunanlar ne kadar hakkımızı savunabilecek masadan nasıl kalkacaklar bekleyip göreceğiz.Arka planda 1 Mayısta yaşananlar ise marjinal gruplar için bir fırsatın yanında Taksim sevdasını geçip vatandaş derdi ile buluşamayacaktır.İşin sıkıntısını çekecek olanlar Güvenlik güçleri ve mahvolan ortalığı temizlemeye çalışacak olan çöp görevlileri olacaktır.İş sadece bununla kalsa iyi.Taşlanan dükkanlar illaki olacaktır.1Mayıs'ın olmazsa olmazlarından.1 Mayısta dükkan taşlamamışsanız devrimciliğinizi ispat edememişsiniz demektir.Adam gibi bayram kutlarsak olmaz,illa bir taşkınlık olması lazım…

Meydanları da masayı da izliyoruz. Bir dengesizlik varsa anında Şak! Bizimkisi kaçak akım rölesi türünden. Futboldaki şike iddiaları toplu görüşmelere bir sıçrarsa… Hayal gücünü biraz zorladık mı ne dersiniz ,yok yok… Burası Türkiye!

Saygılarımla…

Not: Bu arada, Ankara'da Hasan TOK kardeşimizin Nisan ayı sonuna doğru kendisi gibi TOK bir erkek evladı dünyaya gelmiştir. Allah mübarek eylesin (Âmin)
YORUM EKLE