Gümüşhane Üniversitesinde rektörlük seçimlerinin yapılmasına 40 günlük bir süre kaldı.
Mevcut rektör, aylardır hatta bir yıla yakın süredir bulunduğu her ortamda yardımcılarından birisini işaret ederek veliahdım dediğini artık duymayan kalmamıştır.
Mevcut rektör, son zamanlarda benim veliahdımdır dediği rektör yardımcısını işaret etmek bir yana, çoğu kez veliahdım dediği kişinin ismini telaffuz etmekte olup demokratik bir seçim süreci yaşanmaması için elinden geleni ardına koymamaktadır.
Mevcut rektörün, seçim sürecini akademisyenlikten ziyade bir siyasetçi gibi yönetmeye çalışması düşündürücü ve vahim bir durumdur.
Mevcut rektörün veliahdım da veliahdım diye tutturması kafalardaki soru işaretlerinin artmasına neden olmaktadır.
Neden veliaht sorusuna cevap ararken zihinlerde oluşan soru işaretleri daha da artmaktadır.
Acaba;
Akademik ve idari personel alımlarında, özelliklede yönetim kadrolarının oluşturulmasında özel okullar temsilcisi olan bir şahsın etkisinin sorgulanacak olması mevcut rektörü kaygılarından bir husus mudur?
Acaba;
Mevcut rektör, 4 daireyi birleştirerek yıllarca sefa sürdüğü, geçen yaz ise tekrardan üniversite bütçesinden ödenen bedel ile 4 daireye böldürdüğü ve şimdilerde ise içerisindeki tefrişatın bodrum katlarda çürümeye yüz tuttuğu 600 metrekarelik sefanın sorgulanmasından mı imtina etmektedir.
Acaba;
Mevcut rektör, Gümüşhane de saygınlığıyla öne çıkan ve paralel yapılanma ile derin bağlantıları olan kişilerin, idari kadrolara yapılan atamalarda etkili olmalarının gelecek olan yeni yönetim tarafından sorgulanacak olmasından mı endişe duymaktadır.
Acaba;
Mevcut rektör, yapılanmanın etkili isimleri hakkında mesaiye uymama, zimmet, öğrenciye farklı davranma şeklindeki görevi kötüye kullanmalar karşısında açılan soruşturmalara bugünlerde ''veliahdım'' dediği kişinin soruşturmacı olarak atanarak dosyaların kapatılmasının sorgulanacak olmasından mı endişe duymaktadır.
Gümüşhane Üniversitesi, ülkemizde paralel yapılanmanın en derin şekilde nüfus ettiği sayılı üniversitelerden bir tanesidir. Fakat kapalı kutu olması sebebi ile yapılanma ile mücadelenin bir türlü başlatılamadığı üniversite olma özelliğini de taşımaktadır.
Mevcut rektör geçtiğimiz günlerde akademisyenlerin katıldığı bir toplantıda; görevde oldukları süre zarfında hiçbir personelin özlük haklarına müdahale etmediklerini ve hiçbir personele imtiyaz tanımadıklarını beyan etmiştir.
Bu beyanı üzerine mevcut rektöre şunu hatırlatmak isterim; o salondaki personelin en az üçte biri direk ve dolaylı yollarla sayenizde hak mahrumiyeti yaşamıştır. Sizin o lafları söylediğiniz sırada salonun en az üçte biri orayı terk etmek istemiş lakin 8 yıldır uyguladığınız baskıcı zihniyet değerli akademisyenlerimizin istedikleri gibi davranamamalarına neden olmuştur.
Gümüşhane Üniversitesi enine ve boyuna analiz edildiğinde mevcut rektörün veliahdım dediği yardımcısı hakkında iyi dilekte bulunan akademik ve idari personel sayısının bir elin parmaklarını geçmediği görülmektedir.
Pekâlâ, böylesine uyumsuz birisi ile yeni doğan ve gelişmekte olan Gümüşhane Üniversitesi nasıl akademik başarılara imza atacak ve şehirle nasıl kucaklaşacaktır?
Veliaht vatandaşın bilmesi gereken en önemli nokta şudur.
Seçimlerde alacağı oyların tamamına yakını suni olacaktır.
Gümüşhane halkı, üniversitesinin kendisi ile kucaklaşmasına açtır.
Bu açlığın giderilmesi ancak taze kan ve yeni bir yüz ile mümkün olacaktır.
Yazımda asla genelleme söz konusu olmayıp, işini laikiyle yapan idari kadroların ve başarılı çalışmalara imza atan akademisyenlerimizin bu yelpazenin dışında olduğunu özellikle belirtmek isterim.
Gümüşhane’nin hayalindeki üniversiteye kavuşması temennisi ile.
Sağlıcakla Kalın…
Neden Veliaht?