NEGATİF İNSANLARI ÇIKARIN HAYATINIZDAN

Yazımın başlığını okuyunca negatifler olmasa, pozitiflerin kıymetini nasıl bileceğiz? Dediğinizi duyar gibiyim.

Başlık birçoğumuz için hayat mottomuzdur belki de.

Yaşadığımız bu zor ve sıkıntılı günlerde, piyasalardaki yangını, marketlerde günlük değişen etiketleri gördükten sonra pozitif insan bulmak da zor bu şartlarda.Ne dersiniz?

Aslında negatiften ziyade, size negatif etki yapan insanları hayatınızdan çıkarmak iyi bir fikir olabilir.

Mesela, yanında sıkıldığınız, gözleriniz içine bakarak siz her defasında yalan konuşan, sizi aldatanları hiç vakit kaybetmeden çıkartın hayatınızdan.

Çünkü onların yanında durmak, aynı ortamı paylaşıp aynı havayı teneffüs etmek sizi daha çok yoracaktır.

Peki, nasıl anlayabiliriz bu tipleri?

En başta Atatürk’ü sevmiyor ona dil uzatıyorsa bir saniye bile yanınızda tutmayın yol verin.

Nankör oldukları için negatiftirler.

“Keşke yunan galip gelseydi” diyecek kadar yüksek derecede negatifli, beyinleri entübelidir.

Yüzlerine, tiplerine yetmedi söylemlerine bakın! Anlarsınız.

Negatif insanlara maruz kalmak, radyasyona maruz kalmak gibidir; kısa süreli düşük dozlara dayanabilirsiniz; ancak sürekli maruz kalmak sizi öldürür.

O yüzden uzak durun.

Söyledikleriyle yaptıklarının doğru orantıda olduğunu görmediğiniz, zaman geçse de huyu suyu değişmeyen, bir dediği diğerini tutmayan tutarsız insanları tutmayın yanınızda.

Bunların problemlerine yardımcı olmaya çalıştığınız halde size ya da dış çevreye kendini kapatan, negatifliği benimseyen, hayatının merkezine alan ve sizi de bu bataklığa sürükleyen kısacası enerjinizi çekmeye başlayan insanları hayatınızdan çıkartın.

Sizi aldatan, sadist, ihanet edenleri de çıkarın.

Dinlemeyen, kendini bulunmaz “Hint Kumaşı” sananları, egosu tavan yapmış, adeta alçak dağları ben yarattım havasında olanları da çıkartın…

Hiç beklemeyin!

Her halleriyle negatiftirler.

Bitmeyen yakınmaları ve eleştirileriyle girdikleri ortamın tadını kaçırırlar.

Topluma, ferde, tepeden bakıp burnu havalarda gezen, büyüklük taslayan kibirlilere de yol verin gitsin.

“Benim tuzum kuru gerisinden banane” diyen menfaatçileri de çıkarın.

Özellikle önyargılıları, “bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanları”, akıl vermeyi sevenleri, kötüleri, enerji emicileri, kısaca size iyi gelmeyen kimse onları da elinizin tersiyle kenara itin.

Hayata bir kere geliyoruz, tekrarı yok.

Ve ömür çok kısa.

Negatiflerle yaşamak nereye kadar?

Negatiftirler; güle baktıklarında yalnızca dikenini görürler.

O sebeple sizi yıpratan insanlardan sessizce uzaklaşın.

Arkanıza bile bakmadan.

Şimdi diyeceksiniz ki iyide dost gibi görünen negatifleri nasıl ayırt edeceğiz?

Hemen kesip atacağız mı? Hayır!

İnsanlara elbette sabretmek, onları dinlemek, yanında olmak gerekir; yaşadıkları rüzgârdır gelir geçer, o hâlleri de gelir geçer diye düşünebiliriz.

Ama değişmiyorsa, sürekli ise o zaman durum farklı.

Tam bu noktada, Hz. Mevlana’nın güzel bir sözü geldi hatırıma.

“Kusursuz dost arayan dostsuz kalır”

Hiç kimse kusursuz değil elbette. 

Ancak burada çok ince bir çizgi var.

Dost diye bildiğin, tüm uyarılarına rağmen sevdiklerin seçtiklerin her neyse yukarıda yazılan özellikleri taşıyorsa makamı mevkisi yaşı, başı, ne olursa olsun çıkarın hayatınızdan…

Sizi aldatıp oyalayıp zamanınızı çalıyorsa,

Huzurunuzu, moralinizi bozuyorsa,

Destek değil hep köstek oluyorsa,

Hayat enerjinizi düşüren bu tiplerden uzak durun.

Neticede…

Maalesef bazı negatif insanlar değişime kapalıdırlar.

Aşırı negatiflikleri ile yaşam enerjinizi emip sağlığınızı, mutluluğunuzu, umutlarınızı, cesaretinizi ve özgürlüklerinizi engelliyorlarsa, mümkün olduğu takdirde onlarla vedalaşın.

Yaşamınızda özellikle çok yakınlarınız arasında bu tür insanlar varsa, kendinizi ve sağlığınızı korumak için aranıza sınır çekmeyi öğrenmeniz gerekiyor.

Kendi enerjinize odaklanın ve olumlu insanlarla bağlar kurun.

Veeee…Olumsuz insan sizseniz; değişmeye başlayın!

YORUM EKLE