“Doğruluk; gerçeğe uygun olmaktır. Bununla birlikte: mantık, matematik, yasa gibi doğruluk biçimleri de vardır. Genellikle insan düşüncesinin gerçekle uyuşması, sözlerin olaylara uygun olması kastedilir. Güncel anlamda; gerçeğe uygun anlamındadır. Mantık veya yasa gibi sistemsel doğruluklar da kendi içinde tutarlı bir gerçekliği ifade eder. Yasal doğru da mantık gibi, yasal düzenin içinde, yasalarla çelişmeyen uygunluk durumudur”.
Doğru denen kavram gün itibari ile o kadar göreceli bir hal aldı ki; gerçek olan ile olmayan, tam manası ile birbiri içerisine çorba misali karışıverdi. Bunca doğru içerisinde eğri olanı seçebilmek, neredeyse imkansız hale geldi.
Peki doğru ne veya doğru kim? Hanenin doğruları ne? Veya hanenin doğruları kim?
Sorular, sorular ama cevapsız kalan sorular.
Doğru olan ile yanlış olanı açıklamak için sayısız örnek verilebilir ama bunu yazmak ve okumak için ne satırlar ne de zaman yeterlidir. Bu sebeple ciddi anlamda hak olarak düşünülüp, istenilmesi durumunda gerçek olan yanlışlar silsilesi gözler önüne serilebilir. Akabinde ise doğru olması gerekenler, çeşitli önermeler ile de vurgulanabilir. Burada beyin yanlışı görüp, doğruya nasıl varacağını ve bunların sebep sonuç ilişkiler ağını görebilecektir. Ve sonrasında yaşayabileceklerini tamamı ile kavramaya çalışıp, gerçek olanı, asıl olanı seçerek, yolunu çizmeye çalışabilecektir.
Fakat an itibari ile sistem içinde doğru ve yanlışın, aynı paralellikte olduğu vurgulanmaya başlanmıştır. Yanlış olanı kabul ettirebilme amaçlı, kendince yanlışın doğrusunu üretmeden önce bu doğruyu destekleyebilecek, belli başlı kuram ve yasalar geliştirilmeye başlanmıştır. Bu sebeple, yazılı, görsel ve internet medyası aracılığı ile yanlış olan birçok doğru, öncesinde pişirilip servis edilmektedir. Sürekli olarak oluşturulan çeşitli algılar ile yanlışlardan türeyen doğrular ağı, beyinlere kazınmaya başlanmakta ve akıl, artık bunu değişmez nitelikte bir doğru olarak kabul etmektedir.
Bu yanlışların doğrusu olan algı sistemi için kesinlikle, bir robotik doğrular ağı denmesi mümkündür. Çünkü bir robot, kablolu veya uzaktan algılama ile sistemine veya ünitesine yüklenen yazılıma bağlı olarak gelişen, bir hareket ağına sahiptir. Eğer yazılımda kodlama = input; <<çöpü yerden al ve çöpe at>> şeklinde ise sistem kusursuz doğrular ile işlemektedir. Lakin sisteme ve yazılıma =input; <<ne bulursan cebe at>> ; (if) eğer bulamazsan << başkasından kap >> ; (else) baktın olmuyor << x yere kapak at yan gel yat >> (end) son >> .. olarak girdi şeklinde ise bu durumda sistem, kendince ürettiği doğruları ile hiçbir etik rahatsızlık duymadan ve ben en doğruyum şeklinde çalışmaya devam edecektir.
Bilmeden, araştırmadan, okumadan, aklı dâhil etmeden, sadece algı ve kulaktan duyma ile işlenen ve yüklenen doğruları tanımlama yazılımı, gerçek değerleri veya değerler yargısı ağını algılamakta ve anlamakta daima başarısız olacaktır. Gerçek olan doğruyu bulmak amaçlı,
“Emrolunduğun gibi dosdoğru olmak” ve tüm gerçek olan yanlışlardan kaçınmak dileğiyle!!!