"Tarih değil, hatalar tekerrür eder"
II. Abdülhamid
Öncelikle bu milletin özüne, sözüne, izine en yakışır dizileri, filmleri yayınlayarak bu aziz milletin torunlarına dedelerinin gerçek hikâyelerini dosdoğru anlatan TRT ailesine, bu dizileri ve filmleri çeken, ışıkçısından figüranına, yönetmeninden başrol oyuncularına, bu dizileri yayınlanmasını sağlayan devlet erkânımıza en kalbi hürmet ve muhabbetlerimi sunuyorum.
Neden? Çünkü bize şanlı tarihimizi hep tersinden okuttular, yanlış anlattılar, kahraman tanıtılanların korkak, vatan haini tanıtılanların cennetmekân olduklarını yeni, yeni anlamaya başladık.
Çocukluk dönemimizde rahmetli Yücel Çakmaklı imzalı diziler bizdendi ve çok sevmiştik. Sonraları "Muhteşem Yüzyıl" dizisi ile Osmanlı Devleti'nin en uzun tahtta kalan ve ömrü cephelerde geçen Kanuni Sultan Süleyman gibi bir değerli padişahımızı haremden çıkmayan bir şehvet timsali olarak bizlere sundular maalesef.
Ve güzel yürekli insanlar geldi. Gönül coğrafyamıza üfül, üfül bahar esintileri dolmaya başladı.
Öncelikle Diriliş Ertuğrul dizisi ile Osmanlı'nın asıl mimarı olan Ertuğrul Gazi'nin babası Süleyman Şah tedrisatından nasıl geçtiğini, tapınakçı zihniyetin nasıl bertaraf edildiğini, Osmanlı Devleti'nin kurulum sancılarını, Hayme Annemizi, Halime Sultan'ı ve daha birçok cennetmekân atalarımızın isimleri öğrendik şükürler olsun. Muhteşem film teknikleri, oyuncuların üstün performansları, mekân seçimleri ve gerçekçi sahneleri ve tarihe ışık tutacak senaryosu ile "işte bizi bize anlatan" muhteşem bir çalışma diyebiliyoruz.
Ve Filinta dizisi ile Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde çevrilen entrikalar, dönene kirli siyaset, Osmanlı'yı yıkacak olan kara zihniyet, yüce meclis denilen şer odakları yine muhteşem bir senaryo ile bize bizi anlatmaya devam ediyor. Hollywood ayarı mekânı, oyuncuların muhteşem yetenekleri, kurgusu, ışığı, rengi ve her şeyi ile harikulade bir çalışma olarak hafızalarımıza nakşedilmektedir. Bu dizinin tarih danışmanı Gümüşhaneli hemşerimiz Prof Dr Necmettin Alkan'ı kutluyoruz. Ayrıca Filinta Mustafa rolü ile hafızalara kazılan Onur Tuna'yı, Bıçak Ali rolünde Cem Uçan’ı, Abdulaziz rolünde Bülent Alkış'ı, Kadı Gıyasettin rolü ile Mehmet Özgür'ü, Bekri rolü ile mükemmel bir performansa imza atan Ebubekir Öztürk'ü ve Abdulhamit rolünde Hakan Kurtaş’ı unutmak mümkün mü?
Aşkın Yolculuğu Yunus Emre ile TRT adeta sınırlarını aşan işlere imza atmaya devam ediyor. Yunus'un gönüllere giriş hikâyesini bu kadar mükemmel bir biçimde anlatmak yine başarılı bir çalışma olmuştur. Hamdım, piştim ve yandım üçleminde Yunus'u izlemek apayrı bir keyif bizler için. Muhteşem oyunculuğu ve profiliyle Taptuk Emre rolündeki Payidar Tüfekçioğlu inanın tarihi bir figür olarak yüreğimize iz bırakmaktadır.
TRT'nin dört bölüm ile yayınladığı Seddülbahir Çanakkale gerçeğini masalsı bir tatla yeni nesle anlatılması hususunda vazifesini yerine getirmiş bir çalışma. Çanakkale gibi bir tarihi mekân, verilen o(nurlu) mücadele ancak bu kadar güzel verilebilirdi. Mesaj yerine ulaştırılmış, Çanakkale her Türk gencinin bilmesi gereken bir ulvi dava olarak beyinlere nakşedilmiştir. Yine Büyük Sürgün Kafkasya ile hüzün dolu bir göç hikâyesini yeni nesle aktarılması vazifesinde TRT üstüne düşen görevi layığı ile yerine getirmiştir.
Ve şu anda 12 Eylül gerçeğini tüm çıplaklığıyla anlatan, kardeşi kardeşe nasıl düşürüldüğünün belgeseli olan Sevda Kuşun Kanadında dizisi ile tarihin arka sayfaları gün ışığına çıkıyor. Rabbim bir daha o günleri bu aziz milletin evlatlarına yaşatmasın.
Evet, biz şimdi Ertuğrul sonrası Osmanlı Devleti'nin kuruluşu, yükselişini ve en nihayetinde Kurtuluş Savaşı ile yeniden küllerinden doğan bir aziz milletin hikâyelerinin de çekilmesini bekliyoruz.
Ve bizler şimdi çok iyi biliyoruz ki; "Tarihten ibret almayan tarihe ibret olur.."
SESİMİZ TRT