İki hafta önce Radikal gazetesinin manşetten verdiği “Terör örgütü silah bırakma konusunda anlaşma yolları arıyor” haberinin arkasından, Irak Devlet Başkanı celal talabani ( eski peşmerge başkanı, ismi bilerek küçük yazılmıştır).”Örgütü ikna ettik sayılır, yalnızca iki konuda güvence istiyorlar” açıklamasının arka arkaya gelmesi akıllara terör belasının sonuna gelindiğinin işareti sayılabilir.
Radikal gazetesinin son birkaç yılda manşetten verdiği pek çok gizli bilgi gerçek çıktı. Bu gizli bilgiler ışığında pek çok operasyon yapıldı ve tutuklamalar gerçekleşti. Gazetenin bu geçmişinin onun aslı olmayan bilgileri yayınlamadığı yolunda kamuoyunda bir güvence oluşturduğunu varsayarsak, haberin doğruluğu yönündeki kanaatimiz güçlenmektedir.
Her şeyin bir başı ve bir sonunun olduğu gibi bu örgüt belasının da eninde sonunda biteceği inancını uzun yıllardır koruyan Türk halkı bu işin bu kadar uzamasından çok büyük zarar gördü. Binlerce insanını gencecik yaşında toprağa verirken milyarlarca gelirini bu uğurda heba etti. Güvenlik nedeni ile kendi ülkesinde bir İlden başka bir İl’e gitmekte endişe eder oldu. Her mezarlıkta istisnasız olarak üzerinde Türk Bayrağı dikilmiş bir şehit mezarıyla karşı karşıya geldi. Televizyon haberlerini her gün korkuyla dinleyen asker ana babalarının yürekleri yandıkça yandı. Ateş düştüğü yeri yakarmış, bu ateş kaygı taşıyan her yeri yaktı. Artık müsaade edilmemeli ülke top yekûn bu belayı def etmede aynı düşünce, aynı kararlılık içinde olmalı. Gelişme, model ülke olma, bölgesel güç olma iddialarını sürdürebilmesi buna bağlıdır. Ayakları prangalı bir şekilde koşma hayalleri taşıyan herkesin hevesi, her zaman boşa çıkmıştır.
Terörün bitmesi ne kadar önemli ise; terör sonrasındaki belirsizliklerde o derece önemlidir. Çünkü terörün kapsadığı on binlerce kişiden söz edilmektedir. Yıllarca öldürmeye, yakmaya, yıkmaya programlanmış, bütün hisleri düşmanca duygulardan ibaret bu insanlar nasıl rehabilite edilecek, nasıl topluma kazandırılacaktır. Yargılama sonrasında bu kişilerden birisiyle yan yana gelince nasıl davranacağız. Hiçbir şey olmamışçasına kayıtsızlık gösterebilecek miyiz? Onlara güvenip kamuda iş verebilecek miyiz? Bu ve benzeri birçok sorunla baş etmekte onlarca yılımızı çalar kanaatindeyim. Her şeye rağmen terörün devamından kötü değildir. Bütün sorunlar çözümleri ile yaratıldığı için ona da bir çözüm bulunacaktır. En büyük avantajımız; hafızamızın çabuk unutmasıdır. Neleri unutmamışız ki!
Bu süreçte en büyük görevi üstlenecek olan adalet mekanizmasıdır. Kamunun her kesiminde eşitlik ve adalet ülküsü içinde sonuçlanan fiiller toplumun her kesiminin kucaklaşmasını sağlayacaktır. En kararmış vicdanın bir insafının olduğu unutulmamalıdır. Vicdanları aydınlatacak ışık kamu çalışanlarının basireti ve adaletidir.
Terörün biteceği kanaatimin doğru olmasını en samimi duygularımla Yüce Yaratıcıdan niyaz ederek konuyu bitirelim...
TERÖR BİTİYOR MU?