Belliki bir etkinlik yada karşılama töreni için toplanılmış 1930'lu yılların Gümüşhane'sinde. Güzün son günleri olduğu anlaşılıyor, kavaklara ve Harşit çayına bakılınca ... Harşit yavaş yavaş, geniş geniş akıyor yatağında. O yıllarda Ali Beyin Kumluğu adıyla bilinen arkadaki düzlük, sonraki yıllarda yine Ali beyin çabalarıyla futbol sahasına dönüşecekti. Atların kavak ağaçlarına bağlandığı bu kumluğun, Harşit ile arasında hiç bir engel yokmuş, aksine ağaçlarla sımsıkı bağlanmış birbirine. Gümüşhane'yi simgeleyen konakların, ağaç kokuları halen üzerlerinde, gısgıcır. Fuadiye çarşısı, oteli, Vali Konağı ve Ali Beyin Konağı ...
Tören heyeti şimdiki Karşıyaka Köprüsü o zamanki adıyla Tango Köprüsü başlangıcında dizimiş, kameraya gülümseyerek günümüz ve gelecek nesiller için bir hatıra bırakmışlar. Çocuklar, Teyzeler, Atlılar, şapkalarıyla Gümüşhaneliler.
Tören heyeti içerisinde enstrümanlar dikkat çekiyor, şimdi bile adını tam bilemediğimiz Tuba çalgısı etrafında toplamış herkes. Yaşam tarzlarıyla iç içe geçmşi davul zurna, tulum ve kemençe sesleri sonrasında, Tuba sesi için neler düşünüyorlardı çok merak ediyorum doğrusu. Kocaman bir davul, bir trampet, birkaç borazan, bir zil ve bir tuba ile modern müziğin belkide Gümüşhane'deki ilk yılları. Sonrasında ise keman, mandolin ve piyano çalabilen bir nesil yetiştirdi Gümüşhane. Onlar fotoğrafta kimi, kimleri bekliyor bilmiyorum ama bu ve bunun gibi fotoğraflarla biz o Gümüşhanelileri her zaman bekliyor olacağız.
Fotoğraf Kaynak : Sabri Özcan San (Vadideki Gümüşhane)
Renklendirme ve Editör : Adem Ezber
selam olsun o günlere ve o insanlara