Her büyük adamın seçkin eseri ayrı bir öz niteliğinde bir cevhere bağlıdır. Shakespeare’nin yapıtlarının temeli şüphesinden gelir. Nietzsche’nin dinmek bilmeyen şiddet arzusu onun felsefesinin ana damarıdır. Akif’in bütün yapıp ettiklerinin ve söylediklerinin tek bir esin kaynağı vardır. O da Türk kültürü ve Kur’an-ı Kerim… Victor Hugo, ömrü boyunca arzulanan sevgiliye kavuşma tutkusuyla alev alev yanarken sonuçta gözyaşlarını lezzete dönüştürmede karar kılmıştır. Ebediliğe açılan pencere önünde beklemekten daha teselli verici ne olabilir ki? Şiirde karar kılmak, şiirlerde teselli bulmak ve şiir adam olmak… İşte benim vardığım son nokta… İşte mutluluk, işte huzur… Ölümlü dünyamı harap olmaktan kurtarmanın tek yolu buymuş gibi geliyor. Dış dünyanın olanca iğrençliğine inat iyi ve güzelle yoğrulmuş iç âlem… Şiir adam olmak... Ruha açılan kapı, ilahi sevinç perdem… Kötünün çirkefleştirdiği, erdemsizler meclisinin olanca kibrine direndiğim ve dert harmanında debelendiğini, toplumun derdiyle delik deşik olan bağrından kan yerine feryat fışkırtan yüreğim.
Şiir, öyle zannedildiği gibi yalnız hayalin semalarında gezinmez. Öyle zaman olur ki şiir aklın sınırlarını zorlar. Milletin hafızası olur. Tarihin en müstesna sayfalarına tanıklık eder. Bir ozanın dilinde nakış nakış dokunur. Veysel gibi Neşet Ertaş gibi… Kültürün dile gelişinde bir mani, bir ninni, bir türkü, bir ağıt olur. Binlerce yıl öncesinin konuşan dili olur.
Ruhun gizemini ele vermek gibi bir güce sahiptir şiir. İçin dışa taşınması, dışın içe bir hamal gibi hüzün ve ümitsizlik aşılamasıdır şiir. Ruhun kabaran dalgaları, gelgit oluşturur gecelerde. Ten, öylesine sıyrılır ki bedenden ruh denizi boğar şairi o zaman. Sevinç, nefret, ümit, kin, şikâyet, tahammül ve korku birbiri ardınca sıralanır. Bir hâlden başka bir hâle gidip gelir kalem tutan eller. Bir bütün olarak el, ayak, göz, kulak aynı kalırken ruh kıtalar dolaşır, hâlden hâle taşınır durur.
Fuzuli’yi aşkın basamaklarında yücelten güç, Shakespeare’i kendinden bile şüphe edecek duruma getirmiştir. Şair, ruhunda tutuşan ateşi söndürmek istemeyen fakat her geçen saniyede yanıp kül olan bir zavallı gibi teslimiyetini; çağıldayan bir eylem adamıdır. Ferdi veya toplumsal adaletsizlikler karşısında sağlam iradesiyle adeta bir kaledir.
Kişi yediklerinin, giydiklerinin toplamı değildir. Olsa olsa yapıp ettiklerinin ve özellikle de eserlerinin bir sentezidir. Alman düşünür Geothe, Faust ile İtalyan düşünür Dante, İlahi Komedi ile Shakespeare, Romeo ve Juliete ile Victor Hugo Sefiller ile doğmuştur. Bizde üç büyük devlet adamı Orhun Yazıtlarıyla ölümsüzlük kazanmıştır. Bilge Kağan, Kültigin ve Tonyukuk kendi benliklerinde tarihi, geçmişi, töreyi ve atalar sevgisini şiirsel bir uyum içinde verebilmişlerdir. Kutadgu Bilig ile Yusuf Has Hacip, devlet adamlarına yöntem dersi vermiş, hatta bunu şiirsel bir dille aktarabilmiştir. Büyük lider, devletimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün okuduğu eserlere baktığımızda görürüz ki yukarıda adı geçen bütün aydınları okumuş ve yalnız okumakla kalmamış onların fikirlerini özümsemiş ve aklından ve gönlünden geçirerek kurduğu devletin temellerini ona göre şekillendirmiştir. O, gerçek bir okur, gerçek bir sistem kurucusudur. Türk inkılâbı onun aklıyla temellenmiş ve sağlam bir öze kavuşmuştur.
Erdem ve onur sahibi bir bilge olan Yusuf Has Hacip, dik durabilen yazarlarımızdan biridir. Bu nedenle de vicdanını asla pazarlık konusu yapmamıştır. Olması gerekeni olduğu gibi yazabilmiştir. Dini ve milli iradeyi eserlerinde birleştirmiştir. Ne kemik milliyetçiliği ne de hurafeci, vatansız dinciliği savunmuştur. Özü sözü ile hem Türk’ün yaşam çizgisini hem de Müslüman imanını aktarabilmiştir. Hoca Ahmet Yesevi çizgisi olarak da adlandırabileceğimiz Türk Müslümanlığı anlayışı, Türk milletinin Kur’an-ı Kerim’i asırlardır okuyup yorumlamasının bir sürecidir. Bu süreç, bin yılı aşkın devam etmiştir. Yesevi dergâhı Anadolu’da Hacı Bektaşları, Yunusları, Mevlanaları, Hacı Bayramları bizlere yol gösterici olarak armağan etmiştir. Onlardan öğrendiğimiz pek çok doğru var. Ancak ben bir tanesi üzerinde duracağım. Muhafazakârlık…
Aklınız ve gönlünüzle yolunuz açık; alnınız ak olsun.
Keyifle okudum.Degerli hocamın gönlüne sağlık..